Moda kelime anlamıyla toplumun belirli bir zamana bağlı olarak tüketim anlayışını kapsayan genel bir terimdir. Moda, bir süre etkin olan, toplumsal beğeni kazanan, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlüktür. Moda terimi giyim kuşam, mobilya ve çeşitli aksesuarları kapsamaktadır. Üretimin her geçen gün hızlandığı ve çeşitlendiği, tüketimin de ihtiyaç olsun ya da olmasın gerekli kabul edildiği günümüzde moda tutkusu hemen her insanı etkisi altına almıştır.
Moda; kulağa masum ve cezp edici gelen bu terim zamanla masumiyetini yitirerek can yakıcı bir hal alabiliyor. İlgi çekici olması, sürekli değişim göstermesi, görsel ve yazılı medyada yapılan reklamlar, bireylerin zaaflarını bilip onlar üzerine gitmeleri ve en önemlisi kişinin bitmek bilmeyen istek ve arzuları modanın devamlı yenilenmesine neden oluyor her geçen gün de sevdalılarını artırıyor. Moda denilince hemen akla gelen tekstil ürünleridir. Aslında sadece tekstilin değil mobilyaların, aksesuarların hatta renklerin bile modası var.
Kullanılan herhangi bir eşyanın gösteriş amaçlı, sırf modası geçti diye değiştirilmek istenmesi kişiyi zamanla savurgan, moda müptelası yapar. İnsanın egosunu tatmin edici bu haller sahip olduğu herhangi bir ürün için geçerli olabilir. Her insanın eksik olduğu bazı durumlar vardır, herkesin bir zaafı yenik düşebileceği çeşitli hususlar vardır. Nefsani isteklerin bireyin yönetim merkezini ele geçirmeye başladığı an kişi doyumsuz hale gelir ve zamana uyum sağlamak, gösteriş, modaya uyum için ya da bunların hiçbiri olmadan kendi isteklerini tatmin etmesi için aşırı ve gereksiz harcamalar yapabilir. Bu harcamaların çeşitli nedeni olabilir. Aslında neden demek doğru da olmaz, çeşitli bahaneleri demek daha yerinde bir kelime olur. Günümüz insanını ele alacak olursak ailede olan herhangi bir anlaşmazlık ya da yaşantısında ters giden herhangi bir şey kişinin üzüntü yaşamasına sebep olabilir. Bu hali fırsat bilen kişiler rahatlamak amacı ile gereksiz harcamalar yaparak, psikolojik olarak rahatlamaya çalışıyor. Yeni bir şeyler alarak rahatlıyor aynı zamanda eskimemiş olan, yenileri geldi diye kullanılmak istemeyen çeşitli eşyalarını da ihtiyaç sahiplerine vererek vicdanını susturuyor. Böylece çeşitli konularda kendini rahatlatmış ve isteklerini gerçekleştirmiş oluyor. Bu durum böyle başlar, sonrasında daha kötü bir hal alır. Çünkü insanoğlu her daim doyumsuzdur. İsteklerinin önüne geçecek iradeye sahip olamazlarsa eğer alışveriş çılgınlığı ile başlayan bu israf zamanla farklı boyutlar alarak daha hazin sonlara sebep olabilir. Kimilerinin bir arada hayal edemedikleri meblağlar ile susturulan zevkler, hep daha fazlasına olan talebin uyanmasına neden oluyor. Değer verilen şey yiyecek, giysi, eşya hiç fark etmez. Kişi kendini gerekli gereksiz almaya, sırf moda diye kullanılabilirliği yüksek olan eşyalarını, gösteriş olsun diye ya da çevresine özenti olarak yenilemeye kalkarsa gün geçtikçe istekleri tarafından yönlendirilen bir kukla haline gelecektir. Böyle insanlarda yaşama gayesini unutup, dünyevi zevklere, eşyalara saplanarak uçuruma doğru koşar adım ile ilerleyecektir. Durumun bu kadar ciddileşmesi de kişinin kendi elindedir. İnsanlar küçük büyük yeniliklerin meraklısı olmaya devam ederse, elbette ki yeniliklerin de ardı arkası kesilmeyecektir. Sonuçta üretim de tüketim de hayatın bir gerçeğidir. Muhakkak ki alışveriş yapmak, kişinin ihtiyaçlarını gidermesi olması gereken normal şeylerdir. Fakat ne yazık ki günümüzde öyle olmuyor. İnsanlar doyumsuzca alışveriş yapmayı normal, iyi bir şey olarak görüyor. Müslüman bir ülkede yaşayan İslam dinine mensup olan bizler; dinimizin emirlerine uyarak ölçüsünde bir yaşam sürmek yerine İtalyancada süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici ancak devamlı yenilik manasına gelen modanın ve getirilerinin izinden gitmeyi tercih ediyor. Bize bildirilen hükümlere göre israf etmeden, moda diye değil ihtiyaç diye alışveriş etmeliyiz. Eskimeden değiştirilen koltuklar, modası geçti diye yenilenen perdeler, farklılık kazanmak için satın alınan, tesettüre uygun olduğu iddia edilen, dikkat çekici, modaya uygun renkler işte bu ve benzeri halleri bir de dinimizin bize yapmakta ve yapmamakta hükümlü kıldığı halleri düşünürsek ortadaki tezatlığı görebilir ve modanın bizlere uygun olmadığını açıkça görebiliriz.
Şu günlerde çocukları ve gençleri içerisine alan moda adlı kasırganın yaşa, cinsiyete göre de alternatifleri var. Mesela şu an çocuklar için izlenmesi son derece zararlı olan çizgi filmlerdeki sevimli iddia edilen karakterlerin oyuncakları, çantaları, kıyafetleri moda! Kadınlara emrolunan tesettürün de modern kapalılık olarak ifade edildiği günümüzde insanlarımız, sözde muhafazakâr modacılar olarak ortaya çıkan kişilerin elinde birer oyuncak olmuş durumda. Emrin dışına çıktıkları yetmiyormuş gibi bir de görüldüğü zaman tesettür ile bağdaştırılması olanaksız olan giysi ve aksesuarları defileler ile sergiliyorlar. Hatta bu zihniyette ve şekilde olan bayanlar bir araya gelip çeşitli isimlerde dergiler de çıkarıyorlar. Dudak uçuklatacak olan meblağlar ile satışa sundukları ürünler tesettürü yansıtmadığı gibi bir de vücudu daha rahat sergilemek için yapılmış, dikkatleri salisesinde üzerine toplayabilecek kadarda renkli ve modaya uygun! Bir takım kişiler tarafından -sebebi bilinmez- oluşturulan moda akımı, hatta evvelden daha çok Los Angeles, Miami, New York, Paris gibi şehirlerde yaygın ve devamlı olan defileler şimdilerde ülkemizde de sürekli hale geldi. Hatta defileler yapılması bir yana moda üzerine televizyon programları yapılıyor. İnsanlarımızın devamlı suretle izlediği, katıldığı katılmayanların da oradaki kişilerin önerisi ile kendisine uygun tarz oluşturduğu, modanın trendlerine uyumlu olmaya çalıştığı bir gerçek. Bu moda denen özenti akımı da devamlı olarak değiştiği için insanlar da sürekli olarak değişiyor. Sürekli bir alışveriş, uyum, alma aşkı (heva) gönüllerden (nefis) taşıyor. Sonucunda da moda uğruna yapılan israflar, savurganlıklar hatta bu sebepten dolayı ailede meydana gelen sıkıntılar kaçınılmaz oluyor. Zaten çoğu moda sevdalısı kişi de yaptığının farkında değil. Söyledik ya, bazı kişilerde susturulacak vicdan yok bazıları da her şeyde olan ’eskiyi ver yeniyi al’ kampanyaları ile vicdanen de rahatlamış oluyor. Varsa iç sesleri o da bir zaman için susuyor, sonra o ses o kampanyanın zamanı geldiğini yine söylüyor ve bu böyle devam ediyor.
Sonuçta üreticiler boş oturmuyor, her geçen gün tüketim hızına göre üretim de hızlanıyor. Talebin çok olduğu, modacılarında iyi çalışmaya devam ettiği sürece üretim de illaki olacaktır. Kişilerde de İslam bilinci olmadığı takdirde, israfı ve hükmünü bilmedikleri gösteriş merakları var olduğu sürece kısacası nefsani istek ve arzularının eline kendilerini bıraktıkları an moda tutkusu da hep olacaktır. Gerçi moda yerine kısaca özenti, bir heves, gösteriş uğruna sırf almak için alınan ürünler de diyebiliriz. İnsan doğru düşündüğü zaman her şeyi görebilecekken, körelen gözler ile görmeye çalışınca başkalarının çıkarttığı bir akımı üzerine almaya çalışıyor. Mantıklı düşündüklerinde her şeyi görmeleri mümkünken isteklerinin gösterdiklerini görmeye çalışıyorlar. Bu durum da insanı zamanla moda sevdasından alışveriş çılgınlığından bambaşka şeylere itebilir. Hata yapmak da, hatalarını düzeltmek de, arzularına köle olmak da, ihtiyacı doğrultusunda hareket etmek de insanın kendi elindedir.
Sonuç
Modanın götürdüklerini görebilmek bu kadar mümkün iken gösteriş merakı ile, başkalarını taklit için harcama yapmak tamamen yanlışa gitmektir. İnsan görebilmelidir, moda adı ile etrafa sunulan oyunu, insanın başkalarına özenmek ile kendini mutlu, özel ve farklı hissetmeye çalışmasının mümkün olamayacağını. Tercih edeceğimiz ürünleri ki bu gerek giyim, gerek yiyecek gerekse evimize yerleştirdiğimiz herhangi bir eşya olsun onun uygunluğunu düşünmeden, sırf modaya uymak amacı ile alır, kullanırsa çok büyük bir hataya düşer. Çünkü moda olarak piyasaya sunulan her ürün normalinden kat be kat daha fazla paralar ile satın alınabiliyor. Kişiler moda olduğu için hep aynı şeyleri arıyor ve tercih ediyor, aynı ürünlerden talep çok olunca da fiyatta bir hayli yüksek oluyor. Bizler birer Müslüman olarak, modanın bize ve yaşantımıza uygunluğunu, daha doğrusu satın aldığımız ürünleri hangi amaçla, neleri gözeterek tercih ettiğimizi düşünmeliyiz. İhtiyacımız olmadığı halde modaya uygunluğunu düşünerek alışveriş yapıyorsak ve bundan dolayı da gocunmuyorsak işte o zaman acilen nefsi isteklerimizi ve vicdanımızı kontrol etmeliyiz. Aksi takdirde farkında olarak ya da olmayarak kendi ellerimizle kendimizi mahvetmeyi göze almış oluruz.
Moda Bize Uyar Mı?
Özlenen Rehber Dergisi 123. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.