Yeni bir sayı ile daha karşınızdayız. Allah’a sonsuz hamdolsun. Malumunuz feyz ve bereket mevsimi mübarek üç aylardayız. Üç aylar rahmet ve ilahi feyzin insanlık üzerine sağanak sağanak indiği, kullarına Hak Teâlâ’nın eşsiz nimetler lutfettiği ulvi iklimlerdir. Rabbim bu aylardan en ziyade şekilde istifade edebilmeyi hepimize nasip eylesin. İnsanlığın her ne sıkıntısı varsa Habibi hürmetine gidersin, ümmeti her iki cihanda aziz eylesin. Bu vesile ile 5 Haziran Miraç Kandilinizi ve 23 Haziran Berat Kandilinizi şimdiden tebrik eder, kulluk ve itaatle dolu kandiller geçirmenizi dileriz.
Helal-Haram olgusu Allah Teâlâ’nın Kur’ân-ı Kerim’de insanların dikkat etmelerini istediği hasletlerin en başta gelenlerindendir. Şüphesiz ki; din sadece ibadetlerden müteşekkil olan ve kişilerin belli zamanlarda belli ibadetleri/ritüelleri yapmasıyla kemal noktasına gelen bir olgu değildir. İbadet hayatıyla beraber günlük yaşantımızda dikkat etmemiz gereken ilkeler de İslam Dininde mevcuttur. Yeme-içme, giyinme, eğlence, aile hayatı ve sosyal hayatla ilgili beşeri ilişkilerde takınılması gereken prensipler dinin genel çerçevesi içinde yer almıştır. İnsan için çizilen bu çerçeve insanın fıtratına ters olmayan, bilakis fıtratı destekleyen, onuru güçlendiren bir çerçevedir. Dinin getirdiği yasaklar ve kısıtlamalar hayatı zorlaştırmaya değil; kolaylaştırmaya yöneliktir. Çünkü Allah kulu için kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bakara, 2/185) Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de hayatımızın verimini azaltan ve bize zararlı olan şeyleri "kötü ve çirkin" diye nitelerken; sahip olduğumuz insanî değerleri korumamızı sağlayan, bizi yücelten şeyleri de "güzel ve temiz" diye nitelemektedir. Haramlar Allah’ın koymuş olduğu sınırlardır. Yüce Allah, "..Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa şüphesiz kendine zulmetmiş olur." (Talak, 65/1) buyurmaktadır. Haram ve helal konularında duyarlı olmak, bizi yaratan, ilim ve kudreti ile takip ve kontrol altında bulunduran Allah’a olan imanımızı kuvvetlendirir ve zinde tutar. Buna karşılık helal-haram çizgisine dikkat etmeden yaşanan bir hayat, fıtratın sağladığı iyiye yönelme eğilimlerini köreltir. Kötü ve zararlı eğilimlerin önünü açar; insan çok kere sebebini anlayamadığı bir huzursuzluğa ve mutsuzluğa düşer. Helal-haram kavramları insanın ferdi hayatını etkilediği gibi toplumsal sorumluluklarını, birlikte yaşama durumlarını da derinden etkilemektedir. Ve aslında en önemlisi haram-helal olgusuna riayet etmemek kulun Rabbine karşı işlemiş olduğu büyük hatalardandır.
21. yüzyılda dünya her geçen gün daha farklı olaylara şahit oluyor. Müslümanlar tarihte bu denli olmadıkları kadar dağınık, birbirlerinden habersiz ve birbirlerine bu kadar uzak durumdalar. Meseleler, davalar ümmetsel olmaktan çıkmış bireysel hale dönüşmüş maalesef. Afganistan, Irak, Filistin, Suriye, Arakan, Mali ve Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimiz onca acı ve sıkıntı içerisinde iken, neden ve nasıl bir hal bilemiyorum ama ülkemizde insanlar bir futbol maçı sonrası adam öldürmek gibi garabet ve cahaletin içerisinde bulunuyor. Rabbim hidayetimizi artırsın. Bu arada geçtiğimiz ay Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz, vefat eden 52 insanımıza da Allah’tan rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.
Çözüm süreci neticesinde başlatılan gayretler sonucunda PKK terör örgütü mensupları ülke sınırlarımızı terk ediyorlar. Hadise bir yandan bu olmakla birlikte diğer yandan da Irak’ın kuzeyini elinde bulunduran Barzani’nin PKK’lı teröristlerle sıkıntı yaşaması olası bir PKK-Barzani çatışmasını akıllara getirmiyor değil. Tabi durum bu olsa olay bizim cephede nasıl karşılanır, etkisi, tepkisi nasıl olur net bilemiyoruz ama Rabbim hakkımızda hayırlı olanı lutfetsin.
Dergimizdeki güzellikleri fark edip bizlere memnuniyetlerini bildiren bütün kardeşlerimize can-u gönülden teşekkür ediyoruz. Dualarınızla da daha güzele ulaşmayı Rabbimizden niyaz ediyoruz. Temmuz sayımızda yeniden görüşmek duasıyla hepinizi Allah’a emanet ediyoruz.