Osman b. Affan (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
’Herhangi bir müslüman evinden yolculuk veya onun dışında bir şeyi kastederek çıkar ve çıkarken: ’Bismillâh, âmentü billâh, i’tesamtü billâh, tevekkeltü alallâh, lâ havle ve lâ guvvete illâ billâh/Allah’ın adıyla (başlarım). Allah’a iman ettim. Allah’a sarıldım. Allah’a tevekkül ettim. (Şerri defedecek) güç ve (hayrı temin edecek) kuvvet ancak Allah’ın (iradesiyle)dir.’ derse bu çıkıştan daha hayırlısı ile rızıklandırılır ve kendisinden bu çıkışın şerri defedilir.’ (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s.513, h.no:471)
Başka bir hadis-i şerîfte ise;
Ümmü Seleme (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre; Nebi (s.a.v.), evinden çıktığı çıktığı zaman (şöyle) derdi:
’Bismillâh, tevekkeltü alellâh. Allâhumme innâ neûzu bike min en nezille ev nadılle ev nazlime ev nuzleme ev nechele ev yuchele aleynâ/Allah’ın adıyla (çıkıyorum). Allah’a tevekkül ettim. Allah’ım! Muhakkak ki biz, (haktan) şaşmamızdan (kasıtsız hata işlememizden), (hidayetten) sapmamızdan, zulmetmemizden, zulme uğramamızdan, cahillik yapmamızdan ve bize karşı cahillik yapılmasından sana sığınırız.’ (Tirmizî, Deavât, 35)
BİR HAYVANA VEYA ARACA BİNİNCE
Bir hayvana veya araca binince yapılacak dua, Alî b. Rabîa’dan şöyle rivayet edilmektedir:
Ali b. Rabîa’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ali (r.a.)’ı, binmesi için bir hayvan getirildiği sırada gördüm. Ayağını üzengiye basınca: ’Bismillâh/Allah’ın adıyla (biniyorum!)’ dedi. (Hayvanın) sırtına yerleşince: ’Elhamdulillâh/Hamd, Allah’a mahsustur!’ dedi. Sonra: ’Subhânellezî sehhara lenâ hâzâ ve mâ kunnâ lehû mugrinîn. Ve innâ ilâ rabbinâ lemungalibûn/Bunu hizmetimize veren (Allah)’ın şanı yücedir, (her türlü noksanlıktan) münezzehtir. Yoksa biz, buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz, Rabbimize döneceğiz.’ (ez-Zuhruf, 43/13-14) (âyetini) dedi. Sonra üç defa: ’Elhamdulillâh/Hamd, Allah’a mahsustur!’ dedi. Sonra üç defa: ’Allâhu ekber/Allah en büyüktür!’ dedi. Sonra: ’Subhâneke innî zalemtu nefsî fağfir lî feinnehû lâ yağfiru’z-zunûbe illâ ente/Seni (her türlü noksanlıktan) tenzih ederim. Muhakkak ki ben, kendime zulmettim, beni bağışla! Muhakkak ki günahları da ancak sen bağışlarsın!’ dedi. Sonra güldü.
Bunun üzerine (kendisine): ’Ey mü’minlerin emiri! Hangi şeyden dolayı güldün?’ dendi. (Hz. Ali) şöyle dedi:
’Nebi (s.a.v.)’i gördüm, yaptığım gibi yaptı, sonra güldü. Bunun üzerine: ’Yâ Rasûlallah! Hangi şeyden dolayı güldün?’ dedim. (Rasûlullah): ’Muhakkak ki Rabbin, ’günahlarımı affet!’ dediği zaman ’(Kulum) günahları benden başka hiç kimsenin affedemeyeceğini biliyor!’ (buyurur ve) kulundan razı olur.’ buyurdu.’ (Ebû Dâvûd, Cihad, 81)
EVDEN AYRILMADAN ÖNCE
Yolculuğa çıkan, evinden ayrılmadan önce üç Âyete’l-Kürsî, 11 salavât-ı şerîfe okumalıdır. Ayrıca Kâfirûn, Li-îlâfi, Felâk, Nâs ve İhlâs sûrelerini okumalıdır.
’Allâhumme ente’s-sâhibu fi’s-seferi ve’l-halîfetu fi’l-ehli. Allâhumme innî eu’zu bike min va’sâi’s-seferi ve keâbeti’l-manzari ve sûi’l-mungalebi fi’l-mâli ve’l-ehli./Allah’ım! Yolculukta yoldaş(ım), aile(m) hakkında da vekil(im) sensin! Allah’ım! Muhakkak ki ben, yolculuğun sıkıntısından, manzaranın kötülüğünden, mal ve aile hususunda kötü dönüşten sana sığınırım!’ (Bkz., Müslim, Hac, 75)
Abdullah b. Ömer (r.anhümâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v.) yolculuğa çıktığı zaman gece olunca: ’Yâ ardu rabbî ve rabbukellâh. Eûzu billâhi min şerrike, ve şerri mâ fîke, ve şerri mâ huliga fîke, ve min şerri mâ yedibbu aleyke. Ve eûzu billâhi min esedin ve esvede, ve mine’l-hayyeti ve’l-agrabi, ve min sâkini’l-beledi, ve min vâlidin ve mâ velede/Ey yeryüzü! (Benim de) rabbim, (senin de) rabbin Allah’tır. (Senin) şerrinden, sende olanların şerrinden, sende yaratılanların şerrinden ve üzerinde dolaşan yaratıkların şerrinden Allah’a sığınırım! Aslan’dan, büyük yılandan, yılan ve akrepten, (bu) beldenin sakinlerinden, doğuranın ve doğurdukların(ın şerrin)den Allah’a sığınırım!’ der (dua eder)di. (Ebû Dâvûd, Cihâd, 82)
SEFERDE İKEN
Seferde iken dua etmek müstehabdır. İnsanlardan veya diğer mahlukattan korkan kimse şöyle dua etmelidir:
Ebû Burde b. Abdullah’dan rivayet edildiğine göre, babası ona şöyle haber vermiştir: Nebi (s.a.v.) bir topluluktan korktuğu zaman: ’Allâhumme innâ nec’aluke fî nuhûrihim, ve neûzu bike min şurûrihim/Allah’ım! Seni(n korumanı), onlara karşı (siper) kılıyoruz ve şerlerinden sana sığınıyoruz.’ derdi. (Ebû Dâvûd, Salât, 365)
Kazea’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: İbn-i Ömer bana: ’Gel! Seni, Rasûlullah (s.a.v.)’in beni uğurladığı gibi uğurlayayım!’ dedi (ve şöyle dua etti): ’Estevdiullâhe dîneke ve emâneteke ve havâtîme amelike/Dinini, emanetini ve amelinin sonuçlarını Allah’a emanet ediyorum.’ (Ebû Dâvûd, Cihâd, 80)
BİR YERDE KONAKLAYINCA
Havle binti Hakîm es-Sülemiyye (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’i şöyle buyururken işittim: ’Her kim, bir yerde konaklar, sonra: ’Eûzu bikelimâtillâhi’t-tâmmeti min şerri mâ halega/Allah’ın (noksan ve ayıplardan uzak olan) tam kelimeleriyle yarattıklarının şerrinden (Allah’a) sığınırım!’ derse, (konakladığı) yerinden ayrılıncaya kadar hiç bir şey kendisine zarar vermez.’ (Müslim, Zikr-Dua-Tevbe-İstiğfâr, 16)
YOLCULUKTAN DÖNÜNCE
’Âyibûne, tâibûne, âbidûne lirabbinâ hâmidûn/Dönenleriz, tevbekarlarız, âbidleriz, Rabbimize hamd edenleriz.’ (Bkz., Müslim, Hac, 75)
YOLCULUKLA İLGİLİ UMUMİ ADAP
a) Yol Arkadaşlığı ve Kafile Reisi Seçmek:
Bir kimse yolculuğa çıkacağı zaman sâlih bir arkadaş aramalıdır. Toplu olarak yolculuğa çıkıldığı zaman, yol arkadaşlarıyla iyi geçinmelidir. Allah’a masiyet olmayacak şekilde bazen şakalaşıp mizah dahi yapılmalıdır.
Kişinin yalnız başına yolculuk yapması sakıncalıdır. Amr b. Şuayb’ın babasından, dedesinden rivayet ettiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Tek binitli (yolcu) şeytandır. İki binitli, iki şeytandır. Üç (binitli) ise bir cemaattir.’ (Muvattâ, İsti’zân, 14)
Zaruret hâlleri hariç üçten az sayıda kişiyle yolculuğa çıkılmamalıdır. Üç kişi, yolculuğun meşakkatlerine karşı birbirlerine kolayca yardımcı olabilirler. Ayrıca bu hadis, mü’minlerin hayatlarının birçok noktasında birleşip cemaat hâlinde hareket etmelerinin gereğine de işaret etmektedir.
Yolculuğa çıkan bir topluluğun içlerinden birini başkan (kafile reisi) seçmeleri müstehabdır. Seçilen bir başkan sayesinde, ihtilaf ve kırgınlıkların halledilmesi sağlanmış olur.
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’den rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Üç (kişi) yolculuğa çıktığı zaman (iç)lerinden birini başkan seçsinler.’ (Ebû Dâvûd, Cihâd, 87)
b) Yolculuktan Dönüş:
Yoldan gelen kimsenin geceleyin evine girmesi mekruhtur.
Câbir b. Abdillâh (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Nebi (s.a.v.), erkeğin, ailesi (yanı)na (seferden) geceleyin (ansızın) gelivermesini çirkin görürdü.’ (Buhârî, Nikâh, 120)
Uzun zaman ailesinden uzak kalan bir kimsenin dönüşte ansızın evine girmesiyle onu, çirkin bir kıyafetle, temizliğini ihmal etmiş ve kocası için gerekli temizliği yapmamış bir hâlde bulması mümkündür. Böyle bir hâl ise o kimsenin hanımından nefret etmesine yol açacaktır. Fakat yolcu, yakın bir yere gitmiş de hanımı gelmesini bekliyorsa, evine gece dönmesinde bir beis yoktur. Seferde olup da şehre gireceği haber verilirse, istediği zaman evine girmesinde bir beis yoktur.
Yolcu için, ailesine ya sabah vakti, yahut öğle ile ikindi arası veya gün batıncaya kadar dönmesi müstehabdır. Fakat her şeyden önce mescide gidip orada namaz kılmalıdır. En uygunu, ailesine duhâ vakti ulaşmasıdır. Ehlinin yanına döndüğü zaman çokça tekbir okumalıdır.
c) Yolcu Karşılama:
Yolculuktan dönenleri karşılamak da sünnettir. Bu, iyi amellerdendir. Sâib (b. Yezid) (r.a.)’den rivayet edildiğine göre (şöyle demiştir): ’Hatırlıyorum, muhakkak ki ben, Tebük gazvesinden döndüğü zaman Nebi (s.a.v.)’i karşılamak üzere çocuklarla birlikte Veda tepesine çıkmıştım.’ (Buhârî, Meğâzî, 82)
d) Yolculuk ve Namaz:
Yola çıkılacağı zaman kılınan iki rekât ile, yoldan dönüldüğü zaman iki rekât namaz menduptur. Ka’b b. Mâlik (r.a.)’den rivayet edildiğine göre; (Nebi) (s.a.v.), bir yolculuktan geldiği zaman (işe, önce) mescitten başlardı. Orada iki rekât (namaz) kılar, sonra insanlar(la görüşmek) için otururdu. (Buhârî, Meğâzî, 79)
Yolculuktan gelen kişinin boynuna sarılmak da sünnettir, ancak önünde eğilinmez, çünkü secde ve eğilmenin ancak Allah için yapılacağını unutmamak gerekir. İlim, takva, fazilet sahibi kişiler ile yaşlıların elleri öpülebilir. Çocukların başını (alnını) öpmelidir.
Yolculukta namaz vakti geldiği zaman imkân olduğu müddetçe onu tehir etmemelidirler. Hemen onu ilk vaktinde eda edip rahata erilmelidir. Çünkü namaz, Allah’ın kulları üzerinde bir alacağıdır. Kullar ise bir an evvel bu borcu ödemelidir. Eğer otobüsle yolculuk edilecekse, mümkün mertebe namaz vakitlerine dikkat eden firmalarla seyahat edilmeli, İslâm düşmanlarının firmalarıyla seyahat edilmemelidir.
e) Yola Çıkılması Sünnet Olan Gün ve Vakitler:
Abdurrahmân b. Ka’b b. Mâlik’den rivayet edildiğine göre; Ka’b b. Mâlik (r.a.) şöyle derdi: ’Rasûlullah (s.a.v.) yolculuğa çıktığı zaman, perşembe gününün dışında(ki günler)de çok nadir (yola) çıkardı. (Yani çoğunlukla Perşembe günü çıkardı). (Buhârî, Cihâd, 103)
Bu bakımdan yolculuğa çıkmak için Perşembe gününü seçmek sünnet ise de, herhangi bir engelle karşılaşıldığı takdirde haftanın diğer günlerinde yolculuğa çıkmakta bir sakınca yoktur. Yola erken çıkmanın fazileti büyüktür. Sahr el-Ğâmidî’nin Nebi (s.a.v.)’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur: ’Allah’ım! Ümmetim için (gündüzün) erken vakitlerinde bereket kıl!’ (Ebû Dâvûd, Cihâd, 85)
Gece yarısı yola çıkmamalı, misafirin de gece yarısı yola çıkmasına izin verilmemelidir.
f) Yolculuk Esnasında Gerekli Araç-Gereç:
Yolcunun ihtiyaçlarını karşılayacak tarak, sürmedan, misvak, kibrit, çakı bıçağı, iğne, ayna, sarık vb. şeyleri bulundurması sünnettir.
g) Yolculuğun Faydaları:
Sefere (yolculuğa) çıkmanın sünnet olduğu ve sıhhat getirdiği unutulmamalıdır. İbn-i Ömer (r.anhümâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Yolculuk yapın, sıhhat bulursunuz ve selamete erersiniz.’ (Taberânî, Evsat, c.5, s.300, h.no:7400)
h) Müteferrik Hususlar:
Yükseklere çıkıldıkça tekbir getirmek, alçaklara inildikçe tesbih okumak da sünnettir.
Mal talebi için yolculuk uzatılmamalıdır. Böyle bir şey mekruh sayılır. Çünkü bu durum dünyaya karşı hırsa delalet eder.
Gemiye binen kimse, gözünü iyice açıp Allah’ın kuvvet ve azametini seyretmelidir.
Bir beldede iş bittikten sonra, çoluk-çocuğa dönüş için acele etmeli, geldiği yerden imkânı nispetinde onlara hediye getirmelidir.
Câbir b. Abdillâh (r.a.)’den rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.), Medine’ye geldiği zaman bir deve veya sığır kesti. (Buhârî, Cihâd, 199)
Bunun için, meşayih, bir seferden gelip de bir yere yerleşen için böyle bir kurban kesmeyi müstehab saymıştır.
RASÛLULLAH (S.A.V) EFENDİMİZ’İN ASHÂBINI UĞURLAMASI
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre; bir adam: ’Yâ Rasûlallah! Muhakkak ki ben, yolculuğa çıkmak istiyorum, bana tavsiyede bulun!’ dedi. (Rasûlullah da ona): ’Sana gereken; Allah’tan korkmak ve her yüksek yer(e çıktığın)da tekbir (Allâhu ekber) getirmektir. (Sana bunları tavsiye ediyorum!)’ buyurdu. Adam dönüp gidince (Rasûlullah): ’Allâhumme’t-vi lehu’l-arda ve hevvin aleyhi’s-sefera/Allah’ım! Yeryüzünü onun için dür ve ona yolculuğu kolaylaştır.’ buyurdu. (Tirmizî, Deavât, 46)
VEDALAŞMA
Yolculuğa çıkarken Müslüman kardeşleriyle vedalaşmalıdır. Aile efradı ve çoluk-çocuğuyla helalleşip o şekilde sefere çıkılmalıdır.
Hz. Abdullah Farukî El-müceddidî (k.s.) Yolculuğun Sünnet ve Edepleri Yolculuk Duaları
Özlenen Rehber Dergisi 118. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.