Mutat olarak aktarmaya çalıştığımız Efendimiz (s.a.v)’in mübarek hayatlarından tablolara bu sayımızda da, Mekke döneminde ve Efendimizin amcası Ebu Talib henüz hayatta iken, Efendimiz (s.a.v)’i kutlu vazifesinden caydırmak için mü?riklerin yapmı? oldu?u çirkin teklifler ve eziyetlere dair bazı hadiseler olacaktır.
Kurey?lilerin Çirkin Teklifleri:
Ebu Talib’ten Peygamber Efendimizi himaye etmemesi iste?inden ret cevabı alan Kurey?liler, bu sefer de akla ve mantı?a uymayacak bir teklifle bulundular. Olay ?u ?ekilde cereyan etmi?tir: Kurey?liler bir genci alarak Ebu Talib’in yanına geldiler ve;
“-Ya Ebu Talib!.. Bu genç Kurey?’in en yeti?kin ve güzel gencidir. Bunu al. Aklından, gücünden istifade et. Bunu evlat edin, senin olsun. Bize de senin dedelerinin dinine kar?ı çıkan, kavminin birli?ini da?ıtan, huzurunu bozan ?u karde?inin o?lunu teslim et, O’nu öldürelim. Böylece bir adam kar?ılı?ı bir adam verilmi? olur” dediler.
Ebu Talib bu teklife kar?ı, kızarak cevap verdi:
“-Vallahi ne kadar kötü ?u teklif etti?iniz ?ey!.. Bana çocu?unuzu vereceksiniz, ben onu besleyece?im. Kar?ılı?ında size o?lumu verece?im, siz O’nu öldüreceksiniz, öyle mi? Vallahi bu ebediyen olamaz” diyerek Kurey?lileri gerisin geri gönderdi (1).
Zulmün hedefi Hz. Rasûl-i Kibriya Efendimiz (s.a.v) idi. Zalim mü?rikler Ebu Talib’ten hiçbir zaman istedikleri cevabı alamadılar. Bu arada İslamiyet Mekke’de gizliden gizliye büyüyordu ve mü?rikler buna engel olamıyorlardı. İslamiyet’in yayılmasını engellemek için yapabildikleri tek ?ey ise i?kence idi. Müslüman olan herkes, hangi mevkide olursa olsun, i?kenceye maruz kalıyordu. Bu zulüm ve eziyetlerden Efendimiz (s.a.v) de etkileniyordu. Ama Allah (c.c) Rasûlünü hiçbir zaman yalnız bırakmıyor, O’na i?kence edenleri en a?ır ?ekilde cezalandırıyordu.
Bir gün, Uteybe b. Ebu Leheb Peygamber Efendimize (s.a.v) gelerek, “Battı?ı zaman yıldıza yemin olsun”, “sonra (Cebrail) yakla?tı ve sarktı” ayetlerini ben inkar ediyorum dedi. Arkasından da Efendimize (s.a.v) eziyet ederek musallat oldu. Gömle?ini yırttı. O’nun mübarek yüzüne tükürmek istedi, ancak bunu gerçekle?tiremedi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v) ona beddua etti ve dedi ki:
“Allah’ım!.. Onun üzerine köpeklerinden birini musallat eyle.” Efendimizin (s.a.v) bu duası gerçekle?ti ve Uteybe, Şam’a giderken bir aslan tarafında parçalandı. Ölmeden önce, aslanın kendini parçalayaca?ını anlamı? ve; “O aslan beni yiyecek... Aynen Muhammed’in bana etti?i dua gibi... O Mekke’de ben ise Şam diyarında... Ama yine de öldürecek beni, bedduasıyla...” dedi(2).
Bir seferinde de Ebu Cehil Kurey?lileri toplayarak: “Ey Kurey? toplulu?u!... Muhammed gördü?ünüz gibi dinimizi ayıplamakta diretiyor. Ben ahdediyorum ki ta?ıyamayaca?ım kadar büyük bir ta?la O’nu bekleyece?im. Namazda secdeye varınca o ta?la ba?ını yaraca?ım. İsterseniz o zaman beni teslim edin, isterseniz bana yardımcı olun...” Kurey?liler de onu destekleyeceklerine söz verdiler.
Sabah olunca Ebu Cehil tarif etti?i ?ekilde bir ta? almı?, sonra da oturup Efendimizi (s.a.v) beklemeye ba?lamı?tı. Efendimiz (s.a.v) de her zamanki gibi gelmi? namaza durmu?tu. Efendimiz (s.a.v), secde etti?inde Ebu Cehil ta?ı kaldırmı?, Efendimize (s.a.v.) do?ru yönelmi?ti. O’na yakla?tı?ında birden rengi solmu? korkarak geri dönmü?tü. Ta?ı tutan elleri adeta kurumu?tu. Nihayet ta?ı elinden atmı?tı. Kurey?’ten birkaçı yanına gelip ona :
“-Sana ne oldu ya Ebel Hakem? Dediler. Oda:
“-Dün gece size söyledi?imi yapmak için kalktım. O’na yakla?tı?ımda bana azgın bir erkek deve göründü. Hayır, vallahi o deve gibi korkunç hiçbir ?ey görmedim. Beni yemek için bana do?ru geliyordu” dedi. Bu olay üzerine Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: “Bu Cebrail (a.s) idi. E?er biraz daha yakla?saydı onu yakalayıp helak edecekti (3).”
Kaynakça:
1- İbn Hi?am, 1/266-267.
2- S. Mübarek Fûrî, Peygamberimizin Hayat ve Daveti, s. 112.
3- Müslim, el- Münâfikîn, Hadis no: 38.
Siyer-i Nebi
Özlenen Rehber Dergisi 9. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.