Özlenen Rehber Dergisi

80.Sayı

Bayramsa Bayramınız Mübarek Olsun

Sema Betül ŞENTÜRK Özlenen Rehber Dergisi 80. Sayı
Bayramlar neşe ve sürür günleridir. Bayramlar Allah’a kulluk şuurunda olanlar için zikir ve ihsan ile geçirilmesi gereken müstesna zaman dilimleridir. Bayramlar Allah’ı bir, Peygamberi bir, Kitabı bir, aynı kıbleye yönelen, aynı esaslara inanma nimetini yüreklerinde bulup, aynı heyecanı taşıyan Müslümanların dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar sevinçlerini mutluluklarını paylaştığı mukaddes günlerdir. Bayramlar müminler olarak bizlerin birlik ve beraberlik şuuruna ermemizin gerektiği kutlu mevsimlerdir. Bayramlar müslümanların arasının açılmasına ve toplumda birlik ruhunun zayıflamasına sebep olan kin, nefret, haset ve düşmanlık duygularının kalplerimizden sökülüp atıldığı bunların yerine sevginin, kardeşlik ve birlik duygularının yerleştiği, dargınlıkların öfke ve husumetlerin sona erdiği ulvi anlardır.
Bayramlar fedakârlığın, kardeşlerini düşünüp onlara ihsanda bulunmanın gerekliliğinin kalplerde yer edinmesi gereken belki de senenin en mümtaz iklimidir. Hele de bu komşunun komşuya mirasçı olacağının sanılabileceği derecede komşu hak ve hukukuna dikkat edilmesini isteyen, imanın kemale ermesini kişinin kendisi için sevip arzu ettiği bütün şeyleri -ya da tersi de düşünülebilir- müslüman kardeşi için de sevip arzu etmeye bağlayan bir dinin müntesipleri için…
Dinimiz bütün Müslümanları tek bir vücut olarak kabul eder. İnsan vücudunun bir tarafında meydana gelen rahatsızlığı vücudun diğer kısımları hissettiği gibi, dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir müslümanın karşılaştığı sıkıntıyı da diğer Müslümanların yüreklerinde hissetmesi gerekir. Bu müslüman olmanın en temel şartlarındandır. Kişisel kaygı ve istekleri kolektife, ben merkezli istekleri de biz potasına sokmak İslâm’ın genelde insanlığa özelde ise müntesiplerine telkin ettiği hakikattir. Ahlâk olarak İslâm fedakârlığı vefayı, diğerkâmlığı, başkalarını da düşünmeyi emreden bir dindir. Bugün müslümanlar olarak en çok muhtaç olduğumuz şeylerdendir bu şuura sahip olmak. Peygamberimizin telkin ettiği ve bizim için bir kurtuluş reçetesi olan ahlâkî anlayıştır bu. Nüfusu yaklaşık bir buçuk milyar olan İslâm âleminin, bugün dünyanın birçok yerinde zulüm ve vahşet altında inleyen Müslümanların feryatlarını dindirilebilmesi, masum ve günahsız insanların yüzlerini güldürebilmesi ancak bu şuura ermekle mümkün olacaktır. İşin asıl can alıcı noktası ise bizlerin bu şuuru elde etmesi sadece müslümanlara değil bütün insanlara inanç, ırk, düşünce ayrımı yapmaksızın adalet, barış, hoşgörü getirmesi demektir ki bu da yaklaşık üç asırdır insanlığın deliler gibi aradığı bir durumdur. Bu meyanda Allah’ın halifesi ve Fahri Kâinat Efendimizin ümmeti olan biz müslümanlara düşen ise insanlığın felahı için çalışmak, gayret etmek, hakikatin yayılması adına mücadelede bulunmaktır. Bizler müslümanız, kendi nefislerimizi düşündüğümüz gibi diğer kardeşlerimizi hatta bütün insanlığı düşünmeli, kendi dünyamız için arzuladıklarımızı fazlasıyla mümin kardeşlerimiz içinde arzulamalıyız. Bizle devamlı olarak hayra çalışan, herkesin iyiliğini isteyen, etrafına örnek olan, erdemli bireyler olmaya çalışmalı, bu hedefi yakalama gayretinde olmalıyız.
İstiklal şairi merhum Mehmet Akif’in ifade ettiği gibi
Hiç sıkılmaz mısınız Hazret-i Peygamberden?
Ki Uzaklardaki bir mümini incitse diken,
Kalb-i pâkinde duyarmış o musibetten acı,
Sizden elbette olur ruh-u Nebi davacı

Bütün bunların devamlı suretle arzulanan ama bunun yanında pekte elde edilemeyen hasletler olarak karşımızda durduğu da bir hakikattir. Sosyal, ekonomik, kültürel, politik onlarca engel ve bahane bu şuurun yakalanmasının önündeki büyük engellerdendir. Daha küçük olarak ise bencillik, menfaat gözetme, açgözlülük, kanaatsizlik gibi onlarcasıdır. Ama madem bugün bayramsa, bugün ümmetin yüreklerinde bir sevinç ve neşe hâsıl olmalı ise, bayramların en büyük özelliklerinden birisi de birlik ve beraberlik ruhunu canlı tutmak bizlerin kardeşler olduğu hakikatini yinelemekse, İslâm kendi nefsini düşündüğü kadar başkalarının da nefsini düşünmeyi telkin eden bir din ve bizlerde o dinin müntesipleri isek, mademki bu dünya fani ve ölüm hakikatse, sorgu sual var ve bizler yaptığımız her şeyden mutlak suretle hesaba çekileceksek, tabir yerindeyse bu incir çekirdeğini doldurmayacak meseleleri devam ettirmenin, gurur, kibir, haset, bencillik gibi kötü ahlakları sinelerde barındırmanın, dünyanın kendi eksenimizde döndüğünü zannedip dışarıyı hesaba katmamanın, diğer müminleri düşünmemenin, onların hayrına çalışmamanın ve onlar içinde istememenin mantıklı izahı mümkün mü?
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz ki; eğer bugüne kadar bir kez olsun anne babalarımızın kapısını çalmamış, hal ve hatırlarını sormamış, komşularımıza bir kâse sıcak çorba ikram etmemiş, bir yetimin bir öksüzün başını okşamamış, elinden tutmamışsak, akraba ve yakınlarımızı ziyaret edip hiç değilse kandillerde arayıp gönüllerini almamışsak, bütün bunların yanında kimlere hizmet ettiğini çok net bildiğimiz, o seyrettiğimiz televizyon kanalları, okuduğumuz gazete ve dergileri, içtiğimiz meşrubatları yediğimiz neler ve neleri Allah adına bırakmak yerine artırarak devam ettirmişsek acaba bu bayramın muhatapları bizler miyiz?
Eğer hayatımızı haramlar ve bidatler üzerine oturtmuş, etrafımızdakilere sıkıntı veren bir kişi haline dönüşmüşsek, eğer Allah’ı çokça anma ve tanzim günleri olan Bayram günlerini yasak ve haramlarla geçirirsek, eğer Filistin’i Irak’ı Afganistan’ı Doğu Türkistan’ı Keşmir’i hiç hatırımıza getirmeyecek, onların sıkıntılarını yüreklerimizde az da olsa hissetmeyeceksek, en azından bir dua bile etmeyecek yine sadece kendi nefsimizi tatmine gayret edeceksek bugünün muhatabı için bayram olması ile olmaması arasında fark var mıdır?
Ne zaman ki ümmet olma şuuruna erer, birlik ruhunu yakalar, kendimizden ziyade mümin kardeşimizi düşünürsek işte o zaman gerçek bayramı yaşayacağız. Ve ne zaman ki, dünyayı inandığımız dinin emrettiği gözle görüp, telkin ettiği pencereden seyredersek işte o zaman asıl insan ve asıl müslüman olacağız, o zaman sevinecek, o zaman bayram edeceğiz.
BAYRAMSA BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN…


Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.