Özlenen Rehber Dergisi

80.Sayı

Hususiyetleriyle Mescid-i Nebevi...

Namık Güzel Özlenen Rehber Dergisi 80. Sayı
HÜCRE-İ SAADET
Mescid-i Nebevî inşa edilirken güney doğu kısmına Peygamber Efendimiz için 2 oda yapıldı. Bunlardan biri Hz. Âişe’nin odasıydı, peygamberimiz son günlerini burada geçirdi, burada ruhunu teslim etti ve buraya defnedildi. Hz. Âişe anemimizin odası bundan sonra Hücre-i Saadet olarak anılmaya başlandı.

RAVZA-I MUTAHHARA
Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz: ’Evim ile mimberim arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir.’ buyurmuşlardır.
Ravza (Cennet Bahçesi), Peygamberimizin saadetli evi ile minberi arasında kalan yerdir. Burada namaz kılmak çok faziletlidir. Bu bölüm bugün ’yeşil halılı kısım’ diye maruftur.

Hz. FATMA (r.anhâ)’nın EVİ
Hücre-i Saadet’in kuzey kısmında bulunmaktadır. Ömer bin Abulaziz zamanında Hücre-i Saadet ile arasındaki duvar kaldırılmıştır.

ASHAB-I SUFFA YERİ
Mescid-i Nebevî’nin kuzeydoğu bölümünde yer alır. Burası Rasûlullah (s.a.s.)’in emriyle üzeri hurma dalları ile örtülmüştür. Burası, kimsesiz, bekâr ve fakir müslümanların barındığı ve ilim öğrenildiği yerdir. Burada yetişen ünlü sahabelerden biri de Ebu Hureyre (r.a.)’dir. Hakkında bazen, İslam’ın ilk medresesi, bazen de ilk üniversitesi olarak bahsedilir.

1- MUHALLAKA DİREĞİ

Rasûlullah (s.a.s.)’in mihrabının hemen kıble tarafına bitişik olan sütunun üzerinde ’Bu, güzel koku saçan direktir.’ diye yazılıdır.
Efendimiz (s.a.s.) Cuma hutbelerini ayakta okurdu. Bu hutbeler uzadığı zaman ayakta durmakta zorlanıyordu. Bunun için bir hurma kütüğü getirildi, yer kazıldı ve dik olarak oraya yerleştirildi. Peygamberimiz (s.a.s.) cuma hutbelerini bu kütüğe yaslanarak okumaya devam etti.
Daha sonra müslümanların sayısı artınca, Peygamberimizin sesinin daha iyi duyulabilmesi için üç basamaklı bir minber yapıldı. Rasûlullah (s.a.s.) hutbe okumak için bu minbere çıktığı zaman mescid içinde ağlamaya benzer bir inilti duyuldu. Bu iniltinin minberin yanındaki hurma kütüğünden geldiği fark edildi. Belli ki hurma kütüğü bile onun ayrılığına dayanamamıştı. Bunun üzerine Sevgililer Sevgilisi (s.a.s.) mimberden inmiş, yanına gelip kütüğü okşamış, teselli etmiş ve cennete dikilip sonsuza kadar müminlere hurma verecek bir ağaç olacağını müjdelemiş, böylece kütüğün iniltileri kesilmiştir.
Rasûlullah (s.a.s.) hutbeden sonra şöyle dedi: ’Doğrusu şu hurma kütüğü, benim ondan ayrılışıma dayanamadığı için inledi. Eğer yanına varıp teselli etmeseydim iniltisi kıyamete kadar kesilmeyecekti.’
Efendimizin (s.a.s.) emriyle hurma kütüğü oraya minberin doğu tarafına defnedildi ve oradan güzel kokular yayılmaya başladı.

2- Hz. ÂİŞE (r.anhâ)’nın DİREĞİ

Kabr-i Şerif’den mimbere doğru üçüncü olan bu sütunun üzerinde ’Bu, Hz. Âişe valimizin direğidir.’ diye yazılıdır.
Rasûlullah (s.a.s.), kıblenin değişmesinden sonra 10 gün süreyle bu direği mihrap olarak kullanmıştır.
Hz. Âişe validemizden rivayet edilen bir başka hadis-i şerifte Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: ’Mescidimde bu direğin yanında öyle bir yer vardır ki; insanlar bunun faziletini bir bilselerdi, orada namaz kılmak için yarışırlardı.’
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Zübeyr bin Avam (r.anhüm) devamlı olarak orada namaz kılarlardı.

3 - EBU LÜBABE (r.a.) DİREĞİ
Kabr-i Şerif ’den mimbere doğru ikinci sütundur. Üzerinde: ’Bu, Ebu Lübabe Direğidir.’ diye yazılıdır.
Hendek savaşı sırasında Mekkeli müşrikler Medine’yi kuşatmışlardı. Medine’de yaşayan yahudi benî Kurayza kabilesi de Medine’yi savunmak için müslümanlarla anlaşma yapmışlardı. Savaş başlayınca yahudiler hainlik yaparak Mekkeli müşriklerle işbirliği yaptılar.
Rasûlullah (s.a.s.) hendek savaşında galip gelince hemen Benî Kurayza yahudilerini cezalandırmak için kalelerini kuşattı. Zor durumda kalan ve korku içinde olan yahudiler, konuşmak ve danışmak için müslümanlardan Ebu Lübabe’yi istediler. Çünkü Ebu Lübabe’nin ailesi, çocukları ve malları Benî Kurayza yurdunda bulunuyordu.
Yahudi Benî Kurayzalılar Ebu Lübabe’ye dediler ki: ’Teslim olmamızı uygun görür müsün.’ Ebu Lübabe de: ’Evet.’ dedi ve eli ile boğazını işaret etti. Ancak bir anlık dalgınlıkla yaptığı bu işaret, Rasûlullah (s.a.s.) Efendimizin emr-i dâhilinde gerçekleşmemişti. Efendimiz (s.a.v.)’in yapmadığı bir işareti yapmış olmanın hüznüyle Ebu Lübabe şöyle dermiştir: ’Vallahi, daha onların yurdundan ayrılmamıştım ki; Allah’a ve Rasûlüne hata ettiğimi anladım. Hemen kaleden çıktım, doğruca Mescid-i Nebevî’ye geldim. Orada bulunan hurma kütüğünden dikilmiş direğe kendimi bağlattım ve Allah (c.c.) tarafından tövbem kabul edilinceye kadar hiçbir şey yemeyeceğime ve içmeyeceğime dair yemin ettim.’
Namaz vakitleri gelince kızı iplerini çözüyor, namazdan sonra tekrar bağlıyordu. 7 gün sonra, konu ile ilgili âyet (Enfal sûresi, 27-28) nazil olduğunu ve tövbesinin kabul edildiğinin müjdesi Ebu Lübabe (r.a.)’e ulaştı. Ancak Ebu Lübabe (r.a.) bağlarını Rasûlullah (s.a.s.)’den başkasına çözdürmedi. Bundan dolayı bu direğe ’Tövbe direği.’ de denildi.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bu direğin yerinde nafile namazı kılardı.
’Ey iman edenler! Allah’a ve peygambere hainlik etmeyin ki bile bile kendi (aranızdaki) emanetlerinize de hainlik etmeyesiniz. Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.’ (Enfâl sûresi, 8/27-28)

4 - SERÎR DİREĞİ
Kabr-i Şerif’e güney taraftan bitişik olan sütundur ve üzerinde ’Bu, Serîr Direğidir.’ diye yazılıdır. Rasûlullah (s.a.s.)’in hurma liflerinden örülmüş bir hasırı vardı. Bu hasırı bu direğin yanına serer, namaz kılar ve üzerinde istirahat ederdi.

5 - HARES DİREĞİ
Kabr-i Şerif ’e bitişik, Serîr Sütunu’nun kuzeyinde olan sütundur ve bu sütunun üzerinde ’Bu, Hares Direğidir.’ diye yazılıdır. Rasûllullah (s.a.s.) hane-i saadetlerinde iken, Hz. Ali (r.a.) ve emrindeki sahabelerle Hares (Bekçi) Direğinin yanında dururlar ve Peygamberimizin muhafızlığını yaparlardı.

6 - VEFÛD DİREĞİ
Hares Sütunu’nun kuzey tarafındaki sütundur ve bu sütunun üzerinde ’Bu, Vefûd Direğidir.’ diye yazılıdır. Rasûlullah (s.a.s.) Arap ve dış ülke temsilcilerini burada kabul ederlerdi. Harp meclisleri veya Sahabenin ileri gelenleri ile burada toplanır, istişarede bulunurlardı.

7 - MAKAM-I CİBRİL DİREĞİ
Hücre-i Saadet’in içerisinde ve Vefûd Sütunu’nun doğu hizasındadır. Cebrail (a.s.)’ın, Peygamberimize, Kur’an ayetlerini burada getirdiği rivayet olunur.

8 - TEHECCÜT DİREĞİ

Hz. Fatma validemizin evinin kuzeyindedir. Şimdi ise Hücre-i Saadet’in içine alınmıştır. Oradaki sütunun üzerine ’Bu, Teheccüd Direğidir.’ yazılıdır. Sevgililer Sevgili Efendimiz burada devamlı gece namazı kılardı.
’Rabbim! Gönlümüzü Zâtının, Habîbin ve sevdiklerinin muhabbetiyle doldur ve bizleri, o güzel mescidinde Sevgililer Sevgilisi Efendimizi çok ziyaret nimetiyle şereflendir. Âmin...’
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.