Özlenen Rehber Dergisi

37.Sayı

Ebu Leheb'in İki Eli Kurusun! Kurudu Da?

Faruk A.AYDIN Özlenen Rehber Dergisi 37. Sayı
Yâ Rasûlallah! Yetmemiş miydi ki yaşadığın dönemde Sana yapılan işkenceler? Yüreğimizi yakan o firkatinden asırlar sonra bile yine o dayanılmaz işkencelere devam ediyorlar, getirmiş olduğun hakikatlere boyun eğmek istemeyen Ebû Cehil karakterliler. Yine iş başındalar ey Gönlümüzün Sultan’ı.

Onlar bilmiyorlar mıydı ki bizim sana cân-ı gönülden bağlı olduğumuzu? Ve bilmiyorlar mıydı ki, sana reva görülen her türlü işkencenin, Sana olan muhabbetimizi daha da kuvvetlendireceğini? Ve bir kez daha aşk ve şevk ile ’fedâke ebî ve ümmî Yâ Rasûlallah’ diyeceğimizi?

Sen emîn olan, nûr olan, mübîn olan Muhammed’din. Onlar ise cehaletin (Ebû Cehil) ve ateşin (Leheb) ataları idiler. Muhabbetinle hâsıl olan bu koskoca kâinata hiç mi bakmadılar ki Sen’in getirdiklerinin hak olduğuna hükmedemediler, hükmedemiyorlar. Bu inatlarının onları ateşe sürüklediklerini defalarca dile getirmene rağmen.

Cenâb-ı Hakk’ın ’Kahhâr’ isminin, Sana yapılan her türlü çirkinliğe karşı nasıl da ivedilikle tecelli ettiğine şahit olmuştuk bir kere? Sana işkenceleri reva gören Ebû Leheb’in ve karısının bizzat Yüce Yaratıcı’mız tarafından hangi şekilde muhatab alındığını ve hangi akıbete uğradığını biz çok iyi biliyoruz. Ve tabii ki çağımızın Ebû Leheblerini hangi ilâhî akıbetin beklediğini de...

Aklımıza Tâif geliyor. Ve Sen’in o vakur edânla Cenâb-ı Hakk’a dönüp onların hidayetlerine dönük yapmış olduğun duanı hatırlıyoruz birden? Ve biz de diyoruz ki ’Ey Allah’ım! Zalimleri zalimlerle meşgul et ve onlardan Sen’in yoluna teslim olmuş ve Sana itaat eden nesiller çıkar.’

Ve şimdilerde Sen’in O’nun (c.c.) katında nasıl övülmüş bir makama ve muhabbete sahip olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Asırlar öncesinden bizlere seslendiğin ve o mübarek ağzından dökülen cümlelere sığınıyoruz. Bizlere bıraktığın kutsal emanetlerine hakkıyla sahip çıkmanın gayreti içerisindeyiz. Kelâmullah’ı daha bir aşkla okumaya çalışıyor, tertemiz Sünnet’ine azı dişlerimizle tutunmaya gayret ediyor ve mübarek Ehl-i Beyt’ine tarifsiz boyutta muhabbetler besliyoruz.
Ve bir kere daha o güzide Ashâbının içtenliğiyle diyoruz ki: ’Anamız babamız sana fedâ olsu Yâ Rasûlallah!?
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.