Dünyayı zulmetin kapladığı bir zaman?
Kölelerin inim inim inleyip,
Zalimlerin hükümran olduğu bir zaman?
Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülüp,
Kadınların hiçbir hakkı olmayıp,
Para ila alınıp satıldıkları bir zaman?
İnsanların elleriyle yaptıkları putlara,
İlâhtır diye taptıkları bir zaman?
İşte o zaman!
İşte o zaman Save Gölü birden kurur.
Kisra sarayının yıkılmaz dedikleri on dört sütunu göçer.
Mecusilerin bin yıldır yanan ateşi söner.
Kâbe’deki putlar yüz üstü düşer.
Zalimler, feryat ederler..
Ne oldu, ne oldu?
Bir nur iner dünya semasına.
Melekler müjde verirler.
O doğdu, işte O!..
Muhammedu’r-Rasûlullah!..
Peygamber Efendimiz kimdir? ’Allah’ın yeryüzündeki elçisi; Allah’tan kullarına haber getiren, Allah’u Teâlâ’nın istediği insan tipini yaşayarak gösteren model insandır.?
Bu anlatılan vasıfları taşıyan, son ve âlemlere rahmet olarak gönderilen bizim Peygamber’imiz Hz. Muhammed (a.s.)’dır. Eğer peygamber gönderilmeseydi Allah’ın yığın yığın nimetlerine mazhar olan insan, Allah’ı tanıyamayacak, O’nun rızasına kendi başına kavuşamayacak, kendine göre kulluk yapacaktı. O’na muhtaç ve O’na hasretiz. Ebedî rehberimiz, sevgili Peygamber’imiz. Varlığımızı ve kurtuluşumuzu O’na borçluyuz.
Peygamber Efendimiz (a.s.) şöyle buyurmuşlardır. ’Nefsim elinde olan âlemlerin Rabb’i Allah’a yemin olsun ki sizden biriniz; Beni anasından, babasından, evlâdından daha çok sevmedikçe gerçekten iman etmiş olmaz.?(Buhârî, İman 7) Ta kâmil iman sahibi olabilmek için kalplerimize Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sevgisi yerleşecek, O’nu her şeyden çok seveceğiz.
Öncelikle bizleri yoktan var eden Rabb’imizi severiz, sonra da O’nun elçisi Peygamber’imiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimizi. Bizlerin O’nu sevdiği gibi O’da bizi daha fazla seviyor. Sevmeseydi bizleri düşünür müydü? Onun bütün dualarında ümmeti vardı.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bizleri sevdiğini, kendisinin buyurdukları şu sözlerden de öğreniyoruz: ’Ah ne olaydı kardeşlerime kavuşsaydım!? Ashab-ı Kiram demişler ki: ’Ya Rasûlullah, biz Sen’in kardeşin değil miyiz?? ’Hayır, siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim benim hayatımdan sonra ileriki asırlarda dünyaya gelecek olan kimselerdir. Beni görmedikleri halde bana îman etmiş olan kimselerdir. Benim kardeşlerim onlardır.? O bizleri asırlar öncesinden seviyor, bizler de O’nu seviyoruz değil mi?
O yüce insanı, O kutlu Peygamber’i, iyi tanımaya, O’nun büyüklüğünü derinden sezmeye çalışmalıyız sevgili çocuklar. O’na sık sık ve her anıldığı zaman salât ü selâmlar getirelim. Melekler sizin temiz yürekli selâmlarınızı O’na götürüp sizin adınızla bildirirler. O da sizi sever.
Küçük kardeşlerimize, ’Peygamber Efendimiz hayatta olsaydı O’na ne demek isterdiniz? Ona neler yazardınız?? dediğimizde, hepsi sevgilerini belirtmişler, O’nunla birlikte olmak istediklerini yazmışlardı. İlköğretim 4. sınıfta okuyan Melike GÜLEŞEN kardeşimizin yazdığı mektup da diğerlerinin ki gibi güzeldi. Sizlerin de okumasını istediğim için aktarıyorum:
’O yaşamış olsaydı, O’nun yanında olmak isterdim. O mübareğin ellerinden tutmak isterdim. Dinimizi O’nun ağzından duymak, öğrenmek isterdim. O’nunla beraber namaz kılmak isterdim. O’nun yanında olup O’nun sevgisini kazanmak isterdim. O’nun gül gibi kokusunu koklamak isterdim. O’nun söylediği şeyleri tam olarak yapmak isterdim. O’nunla beraber sünnetlerini yapmak isterdim. O’nu görseydim, O’na bütün iman etmiş ümmetinin O’nu çok sevdiğini anlatırdım. Keşke Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i gören çocuklardan olabilseydim. O’nun okuduğu Kur’ân-ı Kerim’i duymak isterdim. Eğer Sen, bizler dünyaya gelmeden önce ruhun, Allah’ın: ’Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?? sorusuna: ’Evet Sen bizim Rabb’imizsin!? demeseydi şu an biz dünyada değildik. Peygamber Efendimize canımızı bile borçluyuz. Zaten dünya O’nun için yaratılmış. Ben de Seni çok seviyorum ya Rasûlullah.?
İnşallah, biz de İki Cihan Serveri’ni çok sevelim. Selâm olsun sevene, sevmeyi bilene, sevilene? Selâm, Güzel Nebi’ye ve Allah’ın sâlih kullarına olsun!..
Hz. Muhammed Sevgidir
Özlenen Rehber Dergisi 37. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.