AKLI KURBAN ET RASÛLÜN YOLUNA SÜNNETE UYUN ALLAH AŞKINA
“Eğer Allah’ı seviyorsanız, Peygambere itaat edin ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Kur’ân-ı Kerîm 3/31)
Peygamber Efendimizi sevmede, onun sünnetini yaşamada örnek alacağımız en güzel insanlar şüphesiz ki Sahabe-i Kirâm’dır. Rasûlullah (s.a.v.)’i sevme hususunda ashabın hayatında İslam Tarihi’ne altın sahifelerle yazılmış birçok örnekler mevcuttur. Aynı zamanda sahabenin hayatında Peygamberimizin sünnet-i seniyyesine ittibâ hususunda beşer üstü bir gayreti de görmekteyiz. Sahabe-i Kirâm, Efendimizin (s.a.v.) yolunu takip hususunda metot olarak mutlak bir teslimiyeti ve bağlığı esas almışlardır. “Neden” ve “Niçin” gibi sorulardan ziyade, “Alâ ra’si ve’l-ayn” (Başım gözüm üzerine) anlayışı ile hareket etmişlerdir. Bu anlayış onların Allah ve Rasûlü’nün yanındaki kıymetini ziyadeleştirmiştir.
Günümüzde sünnet anlayışı genellikle “Sünneti yaparsak sevap alırız, terk edersek bir sevap alamayız, bir sakıncası da olmaz” şeklinde tarif edilmektedir. Hâlbuki bu tarif, Müslümanların sünnet üzerine ciddi bir şekilde eğilmelerine ve öğrenmelerine engel teşkil etmektedir. Böylece Efendimizin (s.a.v.): “Size iki şey bırakıyorum, bunlara sıkı tutunduğunuz zaman asla sapıtmazsınız: Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyyem” (Kütübü Sitte, Hadis no: 53) diye tarif ettiği ve insanları sapıklıktan kurtarır dediği sünnet-i seniyyeyi baştan terk etmek suretiyle büyük bir hatanın içerisine düşmekteyiz. Bundan dolayı Müslüman olarak bizler, Peygamber Efendimizin ahlakından, sünnetinden ve sevgisinden uzak bir şekilde Allah’a yakın olabilmek için çırpınıp durmaktayız. Böyle bir çırpınışın da bize Allah’a yakınlık yolunda bir fayda sağlamayacağı aşikârdır.
Allah’a kulluğu Rasûlullah (s.a.v.)’den alışmamız gerekmektedir. Zira Allah Tealâ: “Peygamber sizin için ne güzel örnektir” (Kur’ân-ı Kerîm 33/21) buyurmaktadır. Bizler, Allah’a gerçekten “kul” olmak istiyorsak hayatımızın her sahasında Peygamber Efendimizi örnek almalıyız.
Bizim sünnet anlayışımız ve sünnete bakış noktamız şu şekildedir: “Sünneti yaşadığımız zaman dünya ve ahiret çok şey kazanır, sünneti terk ettiğimiz zaman ise dünya ve ahiret çok şeyler kaybederiz.” Cenâb-ı Hakk’ın: “Ey inananlar! Allah’a itaat edin Rasûle de itaat edin.” (Kur’ân-ı Kerîm 4/59), “Rasûle itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.” (Kur’ân-ı Kerîm 4/80) “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının” (Kur’ân-ı Kerîm 59/7) ayetleri Efendimize (s.a.v.) uymanın ehemmiyetini en açık bir biçimde ifade etmektedir.
Rasûl-i Kibriya Efendimiz de birçok hadis-i şeriflerinde ümmetinin bırakmış olduğu sünnetlere sımsıkı sarılmasını ve onları ihyâ etme hususunda gayret göstermelerini emretmişlerdir. Efendimiz (s.a.v.), sünnetleriyle amel eden kimseleri kendisinden saymıştır. Bunun karşılığında da çok büyük mükâfatlar elde edeceklerini vaad etmiştir: “Sünnetimi yaşatan beni sevmiş olur, beni seven de cennette benimle beraberdir.” (Tirmizi, İlim 16) “Kim unutulmuş olan bir sünnetimi ihya ederse, ona yüz şehid sevabı verilir.” (İbn-i Mace) “Allah’ın rahmeti halifelerimin üzerine olsun.” Sahabe: ‘Ya Rasûlallah! Senin halifelerin kimlerdir?’ diye sorduğunda Efendimiz (s.a.v.): ‘Benim halifelerim, sünnetimi yaşayan ve onu Allah’ın kullarına öğretenlerdir’ buyurmuşlardır. (Ramuz Ehadis, Hadis no:3633) Bu kadar müjdelerin verilmiş olduğu sünnete bağlılık mevzuunda Müslümanların gevşek durmaları elbette ki büyük bir kayıp olur.
“Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir. Kim benim bu yolum ile amel etmez (bundan yüz çevirir) ise benden değildir.” (Buhari, Nikah 1) hadislerinde sünnetten yüz çevirmek Peygamber (s.a.v.)’den yüz çevirmek demektir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in “benden değildir” ifadesini sünnetle birlikte kullanması sünnetine uymayanı kendisinden uzak saydığının belirtisidir.
Her bir sünneti yaşamak Rasûlullah (s.a.v.) ile aramızda manevi bir bağ tesis eder. Hayatımızdaki sünnete bağlılığı ne kadar kuvvetlendirirsek, Efendimizle (s.a.v.) aramızdaki bağ da o nispette kuvvet bulacaktır.
Böylelikle Peygamber Efendimizden gönlümüze gelen feyiz, bereket ve rahmet ziyadesiyle artacaktır. Efendimizin (s.a.v.) sünnetini terk etmekle, O’nun ahlâkından ve sevgisinden uzaklaşacağımız da gün gibi aşikârdır.
Bunca hakikatleri öğrendikten sonra; “sünnetleri yaparsak sevap alırız, yapmazsak bir şey olmaz” diyebilir miyiz? Şüphesiz ki Efendimizin (s.a.v.) birçok sünnetleri vardır. Bunların hepsini de yerine getirmek gerçekten kolay değildir. Ama gücümüzün yettiğince yerine getirmeye gayret etmek, yerine getiremediklerimizden dolayı da Cenâb-ı Hakk’tan bağışlanmamızı dilemek bu yolda gayret gösterenlerin izlemesi gereken bir edep olsa gerek.
Hava ve su insanın bedeninin hayatta kalması için ne kadar elzemse imanı, aşk ile yaşamak için Allah Rasûlü’nün sevgisi de o kadar elzemdir. Havasız yaşamak bedenin helakine sebep olduğu gibi, Rasûlullah (s.a.v.)’in sevgisinden uzak yaşamak da insanın manevi yönden helakine sebeptir. Sünneti yaşamak sadece birtakım işleri yapmaktan ibaret değil sünneti yaşamak Efendimiz (s.a.v.) ile aramızdaki manevi yakınlığı tesis eden önemli ve vazgeçilmesi asla mümkün olmayan bir husustur. Rasûlullah (s.a.v.)’e yakınlık bu yoldan olmaktadır diğer bütün yollar kapalıdır.
Senin sevgin uğruna dökülen bir damla gözyaşı şereftir bizim için,
Senin sevgin uğruna dökülen bir damla gözyaşı amel defterimizde nurdur bizim için,
Senin sevgin uğruna dökülen bir damla gözyaşı sıratta yoldaştır bizim için,
Gözyaşları nedir ki ya Rasûlallah canlar kurban olmuş yoluna.
Âlemler rahmete gark olmuş o güzelim adına,
İsmi ile yazmış Yaratan ismini cennet kapılarına,
Miraca çekmiş cemâlini göstermiş Sidretü’l-Müntehâ’da,
Sana sevda olmadan bu gönül hiçtir,
Sevginden yoksun yaşamak bizim için felakettir.
Asırlar ötesinden seslenirken size ey Nebi!
Rabbim şefaatinle saadete erenlerden kılsın bizi,
Binlerce yıldır seni övdüler bitmedi,
Binlerce yıl övseler yine bitmez bu kat’i
Aşkın öyle ki bulanlar ebedi diri
Mevlâm yolundan ayırmasın bizi.
Sünnet İklimi
Özlenen Rehber Dergisi 61. Sayı
Sevginden yoksun yaşamak bizim için felakettir..... selam ve dua ile hocam elinize sağlık...
hocam'dan Allah razı olsun inş. ne güzel yazmış
hcm ellerinize sağlık a.e.o.