Özlenen Rehber Dergisi

4.Sayı

Umre ve Medine'yi Ziyaret

Mustafa ULUM Özlenen Rehber Dergisi 4. Sayı
Umre:
Senenin her hangi bir zamanında Kâbe’yi ve kutsal yerleri ziyaret etmeye denir. Umre ihrama girerek tavaf ve sa’y yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkmaktan ibarettir. Cenab-ı Hakk Kuran-ı Kerimde:

“O’na bir yol bulabilenlerin, beyti, hac (ve ziyaret) etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim bu hakkı tanımazsa, bilmelidir ki, Allah alemlerden müstağnidir.” buyurmaktadır.(Al-i İmran/97) Hanefi ve Malikî mezhebine göre ömürde bir defa umre yapmak müekked sünnettir. Şafii ve Hanbelîler’e göre ise Hacc gibi farzdır. Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin dört defa umre yaptı?ı rivayet edilir. (Ebu Davut, Menasik 80)

Umre için belirli bir zaman yoktur. Her zaman yapılabilir. Ramazanda yapılması daha faziletlidir. Ancak Hanefi mezhebinde “te?rik günleri” denilen yılda be? gün yani arafe günü sabahından bayramın dördüncü günü güne? batıncaya kadarki süre içinde umre yapmak tahrimen mekruhtur. Zira bu vakit hacc vaktidir.

Umrenin farz ve vacipleri: Hanefilere göre umrenin farzları ihram ve tavaf olmak üzere ikidir. Bunlardan ihram ?art, tavaf ise rukün’dür.

UMRE’NİN YAPILIŞI VE UMRE İLE İLGİLİ SÜNNETLER

1. Mikat yerine varınca yapılacak sünnetler ve umreye hazırlık: Umre’yi yapan ki?inin mikat yerine ula?tı?ı zaman, boy abdesti alıp güzel koku sürünmesi, önceden bıyıklarını kısaltması, tırnaklarını kesmesi ve di?er vücut temizliklerini yapması müstehaptır.(Müslim, Hac 3l) Özellikle Mekke’ye girmek için gusletmekte sünnettir.(Tirmizi, Hac 29) Mikat’ta bu sünnetler yapıldıktan sonra ihram elbiseleri giyilir. Akabinde iki rekat namaz kılınır. Namazın ardından dua edilir ve umre yapmaya niyet edilir. Bu niyet ?öyledir: “Ya Rabbi! Umre yapmaya niyet ediyorum, umremi kabul eyle ve kolayla?tır.” Ayrıca Efendimiz (s.a.v) ?u ?ekilde de niyet etmi?tir: “Allahüme lebbeyk umreten.”

2. Telbiye ile ilgili sünnetler: İhrama girilip umre için niyet edildikten sonra ihram yasakları ba?lar ve beytullaha varıncaya dek her fırsatta telbiye, tekbir, tehlil ve salavat-ı ?erife okumaya devam edilir. İhram süresincede buna devam edilir. Telbiyede sesi yükseltmek sünnettir. İni?lerde, yoku?larda, ba?kalarıyla kar?ıla?malarda, gecenin veya gündüzün gelmesinde, oturmalarda, kalkmalarda, binmelerde, inmelerde, namazların ardında, mescitte telbiyemizi üçer defa tekrarlamamız sünnettir. Telbiyeden sonra dua edilir. Bu duada kendisi, sevdikleri ve müminler için diledi?ini talep edebilir.

Umre yapanlar tavafa ba?layıncaya kadar telbiyeye devam ederler. Efendimiz (s.a.v)’in getirmi? oldu?u telbiyelerden bir tanesi ?öyledir: “Lebbeyk. Allahüme Lebbeyk. Lebbeyke lâ ?erîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke vel mülk, lâ ?erîke lek.” (Buharî, Hac 26)

3. Umre için tavaf ve Harem-i ?erifte yapılacak sünnetler: Umreyi yapan ki?i mescid-i harama sa? aya?ıyla girer ve ?u duayı okur: “Bismillahi ve’s-salatü ve’s-selamü alâ Rasûlillahi, eûzü billahi’l azîmi ve bivechihi’l kerîmi ve sultanihi’l kadîmi mine’?-?eytanirracîm. Allahümmeftah li ebvâbe rahmetike.”(K. Sitte, c.17, s.78)

Kâbe’yi tavaf ederken ızdıba yapmak sünnettir. Izdıba: Tavafta ihram elbisesinin bir ucunu sa? koltu?unun altından geçirip gö?sü üzerinden sol omzunun üstüne atmaktır. Umre tavafı yaparken ilk üç ?avtta remel (adımları sık ve acele atmak) yapmalı, di?er dört ?avtı da normal bir ?ekilde yürüyerek yapmalıdır. Ancak umre yapmayıp sadece Kâbe’yi tavaf edecekse remel ve ızdıba yapmaya gerek yoktur. Zaten umre tavafı dı?ındaki yapılan tavaflarda ihram giyilmez.

Kâbe’yi tavafa Hacer-i Esved’i istilamla (selamlamakla) ba?lamalıdır. E?er Hacer-i Esved’e yana?mak mümkün ise, ona yakla?ıp, yöneldikten sonra namaz vaziyetinde oldu?u üzere, elleri kulak hizasına kadar kaldırıp: “Bismillâhi Allahu Ekber” diyerek eller aralıklı olarak Hacer-i Esved’in üzerine konur, aradaki bo?luktan öpülür, sonra eller yüze sürülür ve öpülür.

E?er kalabalık sebebiyle Hacer-i Esved’e yakla?mak mümkün de?ilse, uzaktan oraya do?ru dönülür ve ellerin iç kısmı Kâbe’ye gelecek ?ekilde, yine kulakların hizasına kadar kaldırıp üzerine konuluyormu? gibi i?aret edilerek; “Bismillahi Allahu ekber” diyerek Hacer-i Esved selamlanır ve sa? elin içi öpülür. (K.Sitte, c.5, s.73)

Tavafa ba?larken ?u dua okunur: “Allahümme imanen bike ve tasdîken bi kitâbike ve vefâen bi ahdike ve ittibâen li sünnet-i nebiyyike Muhammedin (s.a.v).” Bu duadan sonra tavaf esnasında ?u tesbihler okunur: “Subhanallah, velhamdulillah ve lailaheillallah, vallahuekber, vela havle vela kuvvete illa billah.” Tavaf esnasında lüzumsuz dünya kelamı konu?mamalıdır. (K.Sitte, c.17, s.389, H.No.904)

Tavaf Esnasında Rukn-i Yemânî’yi de selamlamalıdır. Tavafta iken Rükn-i Yemânî’nin yanında ?u duayı okumakta sünnettir: “Ey Allah’ım, küfürden fakirlikten, kabir azabından, hayatın ve mematın fitnesinde sana sı?ınırım. Dünya ve ahrette rezil olmaktan yine sana sı?ınırım”.( Hadikatül-harameyn s.14)

Bundan sonra Rukn-i Yemânî ile Hacer-i Esved arasında “Rabbena atine fiddünya hasaneten ve fil ahireti haseneten vekina azâbe’n-nâr” duasını okumalıdır.( Mecmuatü’l-ahzab c.1 , s.307)

Kâbe’nin etrafında yedi ?avt, yani bir tavaf yapıldıktan sonra, ihramını iki omzunun üzerine, uçlarını da gö?sünün üzerine atar ve Makam-ı İbrahim’in arkasında iki rekat tavaf namazı kılar. Bu iki rekat namazın birinci rekatında “Kafirun”, ikinci rekatında “İhlas” süresini okur. (Tirmizi, hac 43).

Safa ve Merve ile ilgili sünnetler: Safa ve Merve tepelerine çıkıldı?ında ?u dua okunur: “Ey Allah’ım, Kitab-ı Mübîn’inde, “Bana dua edin size icabet edeyim.” diyorsun, sen sözünden dönmezsin. Ben ?imdi senden istiyorum. Bana hidayet verip İslam’ı nasip ettin, onu geri alma. Son nefesimi Müslüman olarak vermemi nasip et.”

Safa ve merve tepelerinde duruldu?u zaman, üç kere tekbir getirip sonra “La İlahe İllallahü Vahdehula ?erikeleh lehu’l mülkü ve lehul hamdü ve hüve ala külli ?ey’in kadir.” zikrini okumalıdır. Bu zikirler ve tesbihatları yaptıktan sonra ellerini kaldırıp Kâbe’ye do?ru dönerek dua edilir.

Safa ile Merve Arasında da ?u dua okunur: “Rabbenâ âtinâ fid-dünya haseneten ve fil âhireti haseneten ve kina azâbe’n-nâr.”( Ebu Davut, Menasik 52)

Safa ile Merve arasındaki Say’dan sonra ba? tıra? edilir. Boy abdesti alınır ve ihramdan çıkılır. Ba?ın en azından dörtte birinin tıra? edilmesi gerekir. Di?er mezheplerde ba?ın tamamının, Şafiilerde ba?tan en az üç kıl koparılıp kesilmesini beyan etmi?lerdir.

Hacer-i Esved ile Kâbe’nin kapısı arasında kalan kısma, “hatîme” denir. Buraya “Mültezem”de denir. Beytullah’ın bu kısmına yanak ve gö?üsü koyarak dua etmek sünnettir. Hadis-i ?eriflerde İhtiyaç sahibi, sıkıntı veya gam sahibi her kim, onun önünde Allah’a dua ederse, duasının kabul edilece?i rivayet edilmi?tir. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz gö?sünü, yüzünü, kollarını ve avuçlarını Kâbe’ye do?ru dayayarak, Mültezem’de “Ate?ten Allah’a sı?ınırım” diye duayı etmi? ve burada namaz kılmı?tır. (K.Sitte c.4 , s.385; Ebu Davut, Menasik 55)
Kâbe’nin kuzey batı duvarının kar?ısında, yerden bir metre kadar yüksek, yarım daire ?eklinde bir duvar vardır. Bu duvarla Kâbe arasında kalan sahaya “hıcr” denir. Hıcr’ın içerisinde namaz kılmak sünnettir ve bu namaz, Kâbe’nin içinde namaz kılmak gibidir. (K.Sitte, c.-4 ,s.383)


MEDİNE’Yİ ZİYARETTE ŞU HUSUSLARA DİKKAT EDİLMELİDİR

Medine-i Münevvere’ye gidecek olan kimse, Peygamber Efendimizin kabr-i ?erifîni ve Mescidini ziyaret niyetinde bulunmalıdır. Yolda sık sık Salât ve Selâm okumalı, mübarek beldeye yakla?ınca yıkanmalı, yeni veya temiz elbiselerini giymelidir. Edeb ve saygı ile yürümeli. O nurlu bölgeye girince de, duaya ba?lamalı. Kâinatın Efendisi olan Peygamberin hicret etti?i, Cibrîl-i Emîn’in son İlâhî vahyi indirmi? oldu?u kutsal bir beldede bulunma ?erefine kavu?tu?unu dü?ünerek Salât ve Selâm’a devam etmelidir.

Peygamber Efendimizin Mescid-i Saadetleri görülünce, tam bir tevazu ile salât ve selâmı artırmalı. Mescidin içine girince, orada minber-i ?erifin yanındaki direk-sütun, sa? omuz hizasında olmak üzere iki rekat “Tahiyyetü’l-Mescid” namazı, iki rekat da ?ükür namazı kılmalıdır. Efendimiz (s.a.v) bu minber ile Kabr-i Saadet arasındaki alanın bir Cennet bahçesi oldu?unu söylemi?tir. Sonra Resul-i Ekrem Hazretlerinin Kabr-i Saadetlerine, mübarek ayakları tarafından gidip ?erefli yüzleri kar?ısında biraz uzakta edeb ve huzur içinde durmalıdır. O ?anı büyük peygamberin nurlu bakı?larının kendisine yöneldi?ini, selâmını alaca?ını, dualarını i?itip ’Amîn’ diyece?ini dü?ünerek ?öyle selâm vermeli: ’Esselâmü aleyke eyyühennebiyyu ve Rahmetullahi ve berekatühu. Esse-lâmu aleyke ya seyyidî, ya Resulallahi, esselâmu aleyke ya Habîbellahi.’

Hayırlı ?eyler hakkında dua etmeli ve kimseye aleyhte dua etmemelidir. Kabr-i Saadet önündeki duvara yakla?ıp el sürmekten ve yüksek sesle dua etmekten sakınmalıdır. Çünkü bunlar hürmete aykırıdır. Daha sonra Hz Ebû Bekir ve Hz. Ömer Efendilerimizi de ziyaret edip onlara da selam vermeli ve salâ etmelidir.

Bundan sonra da Bâki mezarlı?ına gitmeli. Fatımetü’z-zehra (r. anha) validemizin kabrini ziyaret etmeli, ziyaret esnasında dua okumalı (Örnek dua için, Abdullah Farukî el-MÜCEDDİDÎ Hazretlerinin “Ehl-i Beyt Ve On İki İmamlar” adlı eserinde, sayfa 439’da, “Hz. Fâtıma validemizin kabrini ziyaret esnasında okunacak selam ve dua” bölümüne bkz.), bakî kabristanındaki di?er ?ehitlerin ve Ashab’ın kabirlerini ziyaret etmeli, özellikle Hazret-i Osman’ın, Peygamberimizin pâk zevceleri validelerimizin, Hazret-i Abbas’ın ve Hazret-i İbrahim’in, Hazret-i Hasan ve Muhammed Bakır ile Cafer-i Sadık Hazretlerinin kabirlerini ziyaret edip onların fazilet ve çalı?malarını dü?ünmeli ve ahlâklarına kavu?ma dile?inde bulunmalıdır. Uhud meydanında metfun olan Şehitlerin Efendisi Hazret-i Hamza Efendimizi ve di?er Uhud ?ehitlerinin mübarek kabirlerini de ziyaret etmelidir.

Küba mescidi ile ilgili sünnetler: Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz “Her cumartesi günleri yaya ve binekli olarak Küba’ya ziyarete gider, Küba mescidinde iki veya dört rekat namaz kılardı.” (Ter?ib c.3,s.61-62) Yine Efendimiz (s.a.v): “Küba mescidindeki kılınan bir namaz umre gibidir.” buyurmu?tur. (Ter?ib, c.3, s.61) İmkan nispetinde Küba mescidinin kapısının yanında bulunan Eris kuyusunun suyundan içmelidir. Zira Peygamber Efendimizin mübarek yüzükleri Hazret-i Osman’ın elinden hilâfeti sırasında bu ’Eris’ kuyusuna dü?mü? ve bir daha bulunamamı?tı.

Zemzem Suyundan İçme İle İlgili Sünnetler: Zemzem suyunu içerken ayakta ve Kâbe’ye do?ru dönerek içmek ve zemzemin bir kısmını yüzüne sürmek sünnettir. (Şir’atül-İslam S-215). Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz ?öyle buyurmu?tur: “Zemzem suyu içildi?i niyete göre faydalı olur onu ?ifa bulmak için içmi?sen Allah sana ?ifa verir. Doymak için içmi?sen Allah seni doyurur. Susuzlu?unu gidermek için içmi?sen Allah susuzlu?unu giderir. O Cebrail (as)’ın kazıp çıkardı?ı ve Allah’ın İsmail (a.s)’ı suladı?ı sudur. (K.Sitte, c.3,s.46) Beytullah’ı ziyaret edenlerin beldelerine dönerken beraberlerinde zemzem suyu götürmeleri de nebevî bir âdettir. (K.Sitte c.5, s.103)

Hurma Yemek İle İlgili Bazı Sünnetler: Rasûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Ya? hurmayı kuru hurma ile birlikte yeyin. Eski hurmayı yeni hurma ile beraber yiyin...” (K.Sitte H.No:3330). Hurmaların tek sayıda (1, 3, 5, 7 gibi) yenmesi sünnettir. Hurmayı, Ceviz ve ekmek ile yemek de sünnettir. Salatalı?ı tuzla ve taze hurma ile yemek sünnettir. (K.Sitte c.10, s.430) Rasûlullah (s.a.v) Medine’nin acve hurmasını severdi. (İhya c.2 s.884)
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.