Özlenen Rehber Dergisi

28.Sayı

İslâm İstikamettir

osman şen Özlenen Rehber Dergisi 28. Sayı
Süfyan b. Abdillah Sekâfî’den şöyle demiştir: ’Ya Rasûlallah! İslâm’ın kemali hakkında bana bir söz söyleyin (bir tavsiyede bulunun ki) sizden sonra kimseye ondan sorma ihtiyacını hissetmeyeyim, dedim.’ Buyurdular ki: ’Allah’a (ve inanmayı emrettiklerine) îman ettim de, sonra da istikamet üzere hareket et.’(1)
Açıklama:
Bu hadis-i şerifte Peygamber’imiz (s.a.v.) Efendimiz İslâm’ın iki temel esasını açıklamıştır. Birinci esas; tevhid, Allah’ın varlığı, birliği ve kısaca inanılması gereken, Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin getirdiği her şeye inanmak olarak ’âmentü billâh’ cümlesi ile, ikinci esas ise; her çeşidi ile tâat, ibadet ve ahlâk, ’festekım/istikamet üzere ol’ kelimesi ile ifade buyrulmuştur.
Burada üzerinde durulacak husus önce îman, sonra o îman üzere istikamettir. Îmansız istikametin olması nasıl mümkün değilse, istikamet olmadan da kemal seviyede bir îmanın kalbe yerleşmesi mümkün değildir.
İstikamet ehli olabilmek için Allah’ın bütün emirlerini kabul etmek ve bütün yasaklarından kaçınmak şarttır. Bunlara ise; îman, İslâm, ihsan ve bütün amel-i salihler dahildir. Farz ve sünnet kılınan yoldan sapmamak, Allah’ın hukukunu riayet etmek, yasaklarından kaçınmak, kazasına razı olmak suretiyle doğru yoldan ayrılmamak gerekir. Yoksa ki az da olsa eğriliğin, isyanın olduğu yerde istikamet olmaz.
İstikametin korunması halinde kerîm olan Allah (c.c.), kullarına hesap edemeyecekleri kadar mükafat bahşeder.
Yüce Rabb’imiz (c.c.) Fussilet sûresinin 30-32. âyet-i kerimelerinde istikamet üzerinde olanlara verilecek mükafatlar hakkında şöyle buyurmuştur:
’Rabb’imiz Allah’tır deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki: Korkmayın, üzülmeyin, size vaat edilen cennetle sevinin.’
’Biz dünya hayatında da, ahirette de sizlerin dostlarınızız. Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır.’
’Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır.’(2)
Ayrıca istikameti bu âyetlerde Allah (c.c); Allah’ın birlik ve Rabliğini tasdik ve ikrar edip şirke dönmeksizin o ikrarda sabit olarak gereğince gitmek olarak tarif ediyor. Âyet-i kerime ve anlamaya çalıştığımız hadis-i şerifte istikamet ikrardan sonra zikrediliyor, bu durum mertebede olarak istikametin ikrardan sonralığı ve onun üzerine üstünlüğüne işaret etmektedir. Çünkü bütün mesele istikamettedir. ’Müminler ancak o kimselerdir ki Allah’a ve Rasûl’üne îman ettikten sonra şüpheye sapmayıp...’(3)ifadesi de bunun benzeridir. Yani: ’Sonra o ikrar ve gereği üzerinde sebat ettiler.’ manasına gelmektedir.
İstikamet Hakkında;
Hz. Ebu Bekir (r.a): ’Sözde doğru yolda oldukları gibi fiilde de doğru yolda oldular.’
Hz. Ömer (r.a.) bir hutbesinde yukarıdaki âyeti tefsir edip: ’Allah’a itaatte istikamet yaptılar, tilkiler gibi hilekârlığa sapmadılar.’
Hz. Osman (r.a.): ’Amelde ihlâs yaptılar.’
Hz. Ali (k.v.): ’Farzları eda ettiler.’
Süfyan-ı Servî (k.s.): ’Dediklerine uygun amel ettiler.’
Rebi’î b. Enes (k.s.): ’Allah’ın masivasından (Allah’tan başka her şeyden) yüz çevirdiler.’(4)
Hasan-ı Basrî (k.s.): ’Allah’ım! Sen bizim Rabb’imizsin bizi doğru yola (istikamet üzere) ilet.’(5) buyurmuşlardır.
İnsanların dünyadaki yaratılış amaçları zaten Allah’a itaat etmektir. Allah’ın rızası da itaatledir. İnsanlar acizdir. İbadet ve kullukları da o acizlik şuuru ile olmalıdır. Eksiklikler, noksanlıklar mutlaka insanlarda mevcuttur. İşte istikamet de o eksiklik ve noksanlıkları terk edip dinimizin gereklerini yapmaya çalışmaktır.
Müslümanlar dünya ve ahirette mutlu olmak isterler. İşte bu mutluluk, kişinin mükemmel olmaya sebep üstün nitelikleri kazanmasıyla mümkün olur. Bu da istikametle olur. Bunun içindir ki tasavvuf büyükleri: ’Bir istikamet, bin kerametten hayırlıdır.’ demişlerdir.
Cenâb-ı Mevlâ bütün Müslümanları şahsında mükemmelliği kazanıp Allah’ın razı olacağı kullarından eylesin. Hepimizi îmandan sonra istikamet üzere yaşatsın ve istikamet üzere Zat’ına kavuştursun. Amin?

Kaynakça:
1. Müslim, Îman 62.
2. Fussilet 41/30-32.
3. el-Hucurat, 49/15.
4. Hak Dini Kur’an Dili Tefsiri, Fussilet suresi 30-32. âyetlerin tefsiri.
5. Saffetü’t-Tefasir, Fussilet suresi 30-32. âyetlerin tefsiri.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.