Özlenen Rehber Dergisi

28.Sayı

İlâhî Teveccüh ve Murâd

Muzaffer YALÇIN Hocaefendi Özlenen Rehber Dergisi 28. Sayı
Kıymetli Rehber okurları! Dergimizin baş yazarı Sayın Muzaffer Yalçın Hocaefendi’nin, bu ayki sayfasında evvel kaleme almış olduğu yazılarından çok farklı bir yazı incisi okuyacaksınız. Rehber Yayın Kurulu olarak, ’Rahle-i İrşâd’ ismini verdiğimiz bu sayfamızda, Hocaefendi’nin, sohbet halkalarında gönüldaşlarına yaptığı özlü, manidar ve irşâd nitelikli gönül sohbetlerinden alıntılara yer vermekteyiz. Bundan sonraki sayılarımızda da zaman zaman ’Rahle-i İrşâd’ başlığı altında ’kalpten gelen kalbe gider’ kavl-i mucibince, Hocaefendi’nin sohbetlerinden derlediğimiz güzide sözleri siz okurlarımızın istifadesine sunacağız. Ve Rehber Dergisi olarak bu hizmetimizden ötürü tüm okurlarımızın dualarını alacağımızı ve memnuniyetlerini kazanacağımızı umuyoruz. Gayret bizden, inayet Yüce Allah’tan...

Rehber Yayın Kurulu


Îman sahibinin sevinci yüzündedir!...
İrfan sahibinin sevinci ise, kalbindedir!...

Îman sahipleri halk arasında zahirî halleriyle dolaşırken, irfan sahipleri Hakk’ın nazarı altında halk arasında yaşarlar.

Onların bütün alışverişleri Hak iledir. Zahirleri halk ile meşgul iken, bâtında Hâlık ile yakınlık hâlini yaşarlar. Onlar Allah’ın muratlarıdır.

İrfan sahiplerinin hâli yanardağ gibidir. Dışarıdan baktığınız zaman taştır, kayadır ama; içerisi nazar-ı ilâhîden ötürü hep kaynamaktadır. Bu taş Cenâb-ı Hakk’ın nazargâhı olan kalptir.

Kalp, Hakk’tan gelen nimete tercümandır.

Allah (c.c.), dostlarının kalbini, kendi kudretinde muhafaza eder. Tasarruf Ona aittir.

Hz. Allah’tan (c.c.) dostlarına bir nimet izhar olacağı zaman bütün azalar kalbe teslim olur. Azaları, kalbe gelen nimetin zahir aynası kılar. Murad odur ki şol nefis sahibi, o aynada kendi acziyetini ve Yaratan’ın kudretini temaşa eyleye....

Allah dostlarının kalbi, Musa (a.s.)’ın Tûr-i Sîna’sı, Rasûl-i Kibriyâ’nın Sevr Mağarası’dır. Hangi kul oraya misafir olursa, Allah o nimetten hisseyâb kılar.

Hz. Allah (c.c.) seni, senden alır; sende, zikrini kaim kılar. Seni oluşturan bütün zerreler Yarata’nın emri ile Hakk’ı zikreder.

Kulun gayreti değil, Cenâb-ı Hakk’ın muradı ve ihsanı tezahür eder. Cenâb-ı Hak, kendi kudreti ve muradıyla, çektiklerine marifetini ihsan eder. Bu nimetin sahibi olan kalp ehlini sevdiklerine rahmet vesilesi kılar.

Kul, kesb ile değil Rahman’ın lûtfuyla bu rahmete kavuşur. Cenâb-ı Hakk’ın deryası nihayetsizdir. Ömrümüzün sonuna kadar konuşsak nimetler tükenmez. Efendimiz (s.a.v.): ’İnsanların akıllarına göre konuşunuz.’ buyuruyor.

Gönül âlemi, vuslâtı bulmuşken hangi idrak sahibi dışarıya tenezzül eder ki?
Bütün zerrelerin Allah derken hangi lezzet bu nimetin üzerine galebe çalabilir ki? Cenâb-ı Hak bütün mekânı bir araya toplamışken, Muhît olan Allah (c.c.) bütün zerreleri ihata etmişken, hangi varlık güç ve kuvvet, O’nun dışına çıkabilir ki?Hz. Allah (c.c.) yakınlık nimetiyle kendi aşk şarabından içirirken, dil hangi lezzeti arar ki?

Gönül kuşu uçunca kafesten,
Kafes altın saray olsa ne fark eder...

Bir çok şeyi söz anlatıyor; ama sözlerin anlatamadıkları, anlatılanlardan daha çoktur.

Her şeyin en güzelini ve en doğrusunu bilen Hz. Allah’tır.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • mustafa

    Hak yolunda koşan sevgili hocamın yazdığı bu yazı çok güzel ALLAH' tan bu yolda devam etmesini dilerim. ALLAH' ın rahmeti bütün müslümanların üzerine olsun selemun aleykum.

  • erhan

    bu tadı tadmış gönüllere sorsalar acaba onların dilleri ve gönülleri bu aşk şarabından sonra bir an ayrılsın allah ve rasulünden ki adeta arşı ala bütün karanlığıyla gözlerine indirilmiş gibi olur, olurda bu aşk şarabından içenler için madde bitmiştir artık varlık artık rabbındır en küçük zerresinden tutunda kainatın tümüne kadar her yer her baktıgı noktada rabbel alemin vardır.Böyle bir tat anlatılamaz ancak yaşayan bilir.....

  • yusuf usalan

    HZ ALLAH İMANIMIZI ZATINA İTAAT RASULÜNE İTTİBA VE EFENDİMİZİN HİMMET VE NAZARIYLA KUVVETLENDİRSİN.AMİN

3 kişi yorum yazdı.