Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
’Ramazan-ı şerife girip de bu ay çıkmadan kendini Cenâb-ı Hakk’a bağışlatamayan kimse perişan olsun.? (Tirmizî, Daavât 101)
Amel ve ibadetlerin makbul olabilmesi Allah’a iman etmemize, ihlâs ve samimiyetimize bağlıdır. Yani bir ibadet yapılırken Allah rızası gözetilerek, karşılığı sadece O’ndan beklenerek, riya ve gösterişten uzak yapılmalıdır. İhlâs ve samimiyetin olduğu ameller sahibini Allah’a yaklaştıracak, geçmiş günahlarından sahibini arındıracak ve derecelerinin yükselmesine sebep olacaktır.
Cenâb-ı Hak kullarını affetmeyi sever. Bu hikmetle kullarını affettirecek kolaylıklar ve ameller bildirmiştir ki kullar bunlarla Rabbine yaklaşsın ve kendini affettirsin. İşte bu nimete kapı aralayan fırsatlardan biri de rahmet iklimi olan ramazan ayıdır. Zira onda yapılan bir iyilik fazlasıyla mükâfatlandırılır, ayrıca hayrı hayatına düstur edinmek isteyenler için ramazan bir milattır.
Madem bu ay af ve mağfiret ayıdır, ’De ki, Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.? (Âl-i İmrân sûresi, 31) âyeti mucibince her hususta olması gerektiği gibi ramazanı ihyada da Peygamberler Sultanına tabi olmalı ve bu nimetten en yüksek derecede yararlanmalıyız. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bu ayda neler yapmış ve yapmamızı istemişse işte o ahlâkları düstur edinmeliyiz.
Affa mazhar olmak için ramazanda neler yapabiliriz?
Namaz ve Oruç?
Öncelikle üzerimize farz olan namaz ibadetini aksatmamalıyız. Namazla orucun arasını ayırmak büyük bir yanılgıdır. Ramazanda olsun diğer aylarda olsun namazı asla bırakmayacağız. Ramazanda olduğumuz için de hastalık, yolculuk gibi oruç tutmaya engel olan hallerin dışında farz olan ramazan orucunu tutmalıyız.
Oruç, bizi dünyada kötülüklerden sakındıran, ahirette cehennem ateşinden koruyan ve günahlarımızın bağışlanmasına vesile olan, Allah’a yakınlık, saygı, şükran, bağışlanma isteği gibi duyguların yaşandığı bir ibadettir. Oruç, bir mü’minin kişiliğinin şekillenmesinde önemli rol oynar. Oruç sayesinde bir mü’min fiillerini ilâhî değerlere uydurmayı öğrenir. Oruç, mü’minin ilâhî değerlerin kaynağı olan Kur’an’la ilişkisini sürekli kılar. Yine oruç, diğer insanlarla sevgi, şefkat, dayanışma gibi ortak duyguların yaşanmasını sağlar.
Oruç tutanlar nefsin aşırı derecedeki isteklerini durdurmak ve iradelerine hâkim olmak için büyük güç kazanırlar. Yüce Mevlâ’nın emirlerine itaat eder, yasaklarından kaçınırlar. Birbirlerine karşı iyi ilişkiler içinde bulunur, görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye, iyi bir insan olmaya çalışırlar.
Orucun fert ve toplum hayatına pek çok yararları olması yanında, günahlara da keffarettir. Ebu Ümâme (r.a.) anlatıyor: ’Ey Allah’ın Rasûlü dedim, bana öyle bir amel emret ki yaptığım takdirde Allah beni mükâfatlandırsın.
Peygamberimiz (s.a.v.) de: ’Sana orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur.’ (Nesâî, Sıyam 43) ’Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.’ (Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203) ’Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.’ (Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168) buyurmuştur. Allah yolunda yani Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimsenin yetmiş yıl cehennem azabından uzak tutulması, o kişinin cehennemde yakılmaması anlamındadır. Bütün bunlar, bir taraftan günahlardan arınarak yüce Allah’ın rızasını kazanmamıza vesile olacak, diğer taraftan, ahlâkımızın güzelleşmesini sağlayacaktır.
Tevbe ve Takva?
Tevbe, Cenâb-ı Hakk’ın biz kullarına bir lütfudur. İşlediğimiz günahlardan kurtulmanın bir yoludur. Rabbimiz (c.c.): ’Ey iman edenler, bir daha günaha dönmeyecek tevbe ile tevbe ediniz.? (Tahrim suresi, 66/8) buyurmuş ve Peygamberimiz (s.a.v.) de: ’Âdemoğlunun hepsi günah işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise tevbe edenlerdir.? (İbn-i Mace, Zühd, 30) ’Ey insanlar! Allah’a tevbe edin ve O’ndan mağfiret dileyin, ben günde yüz kere tevbe ediyorum.? (Müslim, Zikr, 12) buyurarak, insanların hatasız olamayacağı ve tevbe etmeleri gerektiğini beyan etmiştir.
Büyük ve küçük günahlardan, kötü söz ve fiillerden, çirkinliklerden tamamen uzak durmak ve ibadetlerimizi yapmaya gayret etmek de bizim affedilmemize vesile olan davranışlardandır.
Dinde suç sayılan, Allah’ın emirlerine aykırı olan iş ve sözlerden şiddetle kaçınmak, bunun yanında farz olan ibadetlerimizi de yerine getirmek gerekir. İbadetlerimizi yapmamak, haram olan hal ve hareketlerde bulunmak günah kavramının içerisine girmektedir.
Allah’a şirk koşmak, adam öldürmek, namuslu ve iffetli kimselere iftira etmek, zina etmek, savaştan kaçmak, sihir, büyü, kehanet ve falcılık yapmak, faizle iştigal etmek, alkollü ve uyuşturucu maddeler kullanmak, rüşvet almak ve vermek, kumar oynamak, yetim malı yemek, anne ve babaya asi olmak, yalan söylemek ve yalan yere şahitlik yapmak, gıybet etmek, koğuculuk yapmak, su-i zan etmek, kibirli olmak, alay etmek, hırsızlık ve haksızlık yapmak Allah’ın yasak ettiği müslümanlardan yapmamasını istediği fiillerdir. Bunlardan sakınmak, uzak durmak ve korunmak bizi kötü akibetten önlediği gibi affedilmemize de vesile olur.
Kur’ân-ı Kerimde Cenâb-ı Hakk (c.c.): ’Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır.? (Necm suresi, 53/32) buyurmuştur.
Ramazanın süsü ve neşesi teravih?
Teravih namazı ve gece namazlarına devam ederek ramazan gecelerini ihya etmek yine affedilmemize vesile olacaktır.
Ramazan gecelerini ihya etmek demek o geceleri namaz kılarak, Rabbimizi tefekkür ve zikir ederek geçirmek demektir.
Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) sahabelerine, kesin bir emirde bulunmaksızın ramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi. Bu maksatla derdi ki: ’Kim ramazan gecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla ihya ederse geçmiş günahları affedilir.? (Buhari, İman 27)
Gece namazı salihliğin şartıdır. İyi kulların göz nurudur. Daha Farz namazı farz kılınmadan önce bi’setin ilk yıllarında Rabbimiz, Peygamber Efendimize gece namazını emretmiştir. (Müzzemmil suresi, 2-3) Bizler de yatsı namazından sonra, sahura kalktığımız zaman; gece, teheccüt ve teravih namazlarını kılarak gecelerimizi ihya etmeliyiz. ’Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz ramazan ayının son on günü girdiğinde geceleri ihya eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunarak eşleriyle ilişkiyi keserdi.? (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 5; Müslim, İ’tikaf 7) Hadis-i şerifte konu edildiği üzere hele ramazanın son on gününü ganimet bilinmeli, imkân ölçüsünde itikâf etmelidir.
Kur’an ayı ramazan
Kur’ân-ı Kerim ramazan ayında nazil olmuştur. O hidayet rehberidir. Bunun için ramazan ayı boyunca her gün Kur’an okumalı, mukabelelere katılmalı ve sonuna kadar en az bir defa hatim yapmalıyız. Peygamber Efendimiz de Cebrail (a.s.) ile bu şekilde karşılıklı okurlardı.
Kur’ân-ı Kerim’i okuyan kişinin gayesi, Allah’ın rızasına ulaşmak, Kur’an’ın ahkâmı, adabı ve ahlâkı ile amel etmek olmalıdır. ’Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir? (Müslim Müsafirin 252) hadis-i şerifiyle Hz. Peygamber (s.a.v.) efendimiz, Kur’an’ı okumayı ve yaşamayı bütün insanlardan istemiştir.
Kur’an, Allah kelâmıdır; onu okuyan Allah’la konuşuyor hükmündedir. Kur’an okunmakla beraber, kişilerin ve toplumların hayatlarında uygulanması için gelmiştir. Bu nedenle anlamını da okumalıyız ki ilâhi vahyi tanıyalım ve ona kulak verebilelim. Peygamberimiz (s.a.v.); ’Kur’an’ı okuyup onun ilmine sahip olan ve gereğiyle amel eden kimse, yakınları arasında adeta nübüvvet mertebesine ulaşır. Şu kadar var ki ona vahiy gelmemektedir.’ (Zebidî, İthafü’s-Sade, IV/467) buyurur.
Kur’an’ı sürekli okuyup onunla amel eden mü’min en üstün dereceye ulaşır. Allah’ü Teâlâ onlara bu sayede dünyada mutlu bir hayat nasip eder, ahirette de onları kendilerine nimetler ihsan ettiği kullarından kılar. Bunun aksine hareket edenleri ise alçaltır. Âyet-i Kerime’de: ’Allah onunla birçoğunu saptırır ve yine onunla birçoğunu yola getirir.? (Bakara suresi, 2/26) buyrulur.
Hadis-i şeriflerde; ’Ümmetimin ibadetlerinin en faziletlisi Kur’an okumaktır.? (Münavî, Feyzu’l-Kadir, II/44) ’Evlerinizi namaz ve Kur’an kıraatı ile süsleyiniz.? (Münavi, Feyzul-Kadir, VI/290) ’Kur’an’ı okuyun ve ezberleyin muhakkak Allah Kur’an’ı ezberleyen kalbe azap etmez.? (Seyyid Ali, Şerhu Şir’ati’l-İslâm, II/52) buyrulur.
Kur’an kendisini okuyana ve hükmüyle amel edene lehte şahitlik edecek ve o kişinin günahlarının affı için Allah’la kul arasında aracılık yapacaktır.
İ’tikaf...
İtikaf, niyet ederek bir camide durmak demektir. Ramazanın son on gününde yapılır ve kifaye olarak sünnet-i müekkededir. Peygamber Efendimiz vefat edinceye kadar i’tikafa devam etmiştir.
İhlâs ile i’tikaf yapan mü’min dünya işlerinden sıyrılarak Allah’a yönelir. Düşmanı olan şeytanın şerrinden en sağlam kaleye sığınmış, Allah’ın evi olan camide O’nun sonsuz rahmetine iltica etmiş olur. İbadet, zikir ve tefekkürle Rabbine yakınlık kazanır ve kendini affettirir.
Rasûl-i Ekrem Efendimiz ramazan gelince kelimenin tam anlamıyla ’kulluğa soyunur’, zikri, Kur’an okumayı, hayır hasenat yapmayı artırırdı. Ramazanın son on gününde de i’tikâf yapardı.
Kadir Gecesi ihya...
Gecelerin en feyizlisi Kadir Gecesi’dir. Kur’ân-ı Kerim’de adı geçen tek gecedir. Bu gecede yapılan ibadet, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha hayırlıdır.
Kur’ân-ı Kerim’de: ’Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.? (Kadir suresi, 97/1-5) buyrulur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de ’Kadir Gecesi’ni, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.’ (Buharî, Terâvih 1, Müslim, Müsâfirîn 174) buyurur.
Bu geceyi ihya etmek demek bu geceden gafil olmamak, Rabbine yönelmek, tevbe istiğfar edip Rabbine duada bulunmak, namaz kılmak Kur’an okumak gibi ibadetleri yapmak demektir.
Dua: Rahmeti ısrarla istemek?
Duaların geri çevrilmediği bu güzel günlerde dua etmek affedilmemizi Rabbimizden dilemek, mahşer yerinde mahrum olan kimselerin arasına değil de Habîbi’nin yanında haşredilenler arasında olmak için hem gayret hem de dua gereklidir. Dua kul ile Rabbi arasında irtibatı sağlar.
Yüce Rabbimiz ramazan ayının sonunda bütün mü’minleri affa mazhar kılsın. Âmin?
Ramazan ve Bağışlanma ramazan ve Ba?ı?lanma
Özlenen Rehber Dergisi 55. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.