Özlenen Rehber Dergisi

107.Sayı

Dilin Zararları ve Susmanın Faydaları

Özlenen Rehber Özlenen Rehber Dergisi 107. Sayı
DİLİN ZARARLARI
Dil, Yüce Allah’ın yarattığı acayip şeylerdendir. Dil görünüşte bir et parçasıdır, fakat aslında var olan her şey, hatta var olmayan şeyler bile dilin tasarrufu altındadır. Zira hem varlık, hem de yokluk onunla ifade edilir. Dil, belki aklın tercümanıdır. Her şey ise aklın içindedir. Akla veya hayale gelen şeyi dil söyler. Diğer organların bu kadar geniş kapsamlı görevleri yoktur. Mesela göz yalnız renk veya şekilleri görür. Kulak ses duyar, el dokunur. Oysa dilin bütün organlarla ilgisi vardır. Dil kalbin karşıtı olduğu gibi aynı zamanda kalbe etki eden bir organdır. Dilin söylediği her söze uygun olarak kalpte bir sıfat meydana gelir. Kötü söylerse kararır, doğru ve iyi şeyler söylerse parlar. Yalan, eğri - büğrü söylerse kalp de eğri olur ve artık hiçbir şeyi doğru olarak görmez. Bu dünyada doğruyu görmeyip eğri - büğrü görenler ahirette de Yüce Allah’ı görmenin zevkinden mahrum kalacaklardır. Dilin sahası geniştir. İnsanı hem iyiliğe, hem de kötülüğe götüren bir araçtır. Şeytan, diline sahip olmayanı istediği sahada oynatır. Onu uçuruma yuvarlayarak mahvolmasına yol açar. İnsan dilin kötülüklerinden ancak, ona şeriatın dizginlerini takmakla kurtulabilir. Dili hangi konularda salıvermenin iyi veya kötü olduğunu bilmek ve istenilen şekilde kullanmak zordur. İnsana en çok karşı koyan organı, dildir. Zira dil istediği tarafa gider. İnsanlar dilin felaket ve zararlarından ürkmez olmuşlardır. Çünkü dil, şeytanın en büyük silahıdır.
SUSMANIN SEVABI
Dilin zararları çoktur ve bu zararlardan korunmak da zordur. En iyi çare susmaktır. İnsan zaruret miktarından fazla konuşmamalıdır. Bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den gelen bazı rivayetler şöyledir:
’Susan kurtulmuştur.’
’Susmak hikmettir, fakat susanlar ne yazık ki, azdır.’
’İki çenesi ile iki bacağı arasında bulunanlar hususunda bana kefalet veren kimsenin, ben de cennete girmesine kefil olurum.’
İnsanları mahveden bu üç şeydir. Midenin ve cinsel organın kötülüklerini yazdık. Şimdi de dilin zararlarını anlatan bazı hadis-i şerifleri aktaralım. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
’İnsanoğlu sabah kalktığında bütün organları diline şöyle derler. Bizim için Allah’tan kork. Zira sen doğrulur, doğruyu söyler, doğru yolda olursan hepimiz doğrulur, selamette oluruz. Şayet sen eğrilirsen hepimiz eğriliriz.’
’Dilini koruyan kimsenin kusurlarını Allah örter. Öfkesine hâkim olan kimseyi Yüce Allah azabından korur. Allah’tan özür dileyenin özrünü Allah kabul eder.’
’Size ibadet in en kolayını ve vücut için en hafif olanını söyleyeyim mi? Susmak ve güzel ahlak.’
’Suskun ve vakarlı gördüğünüz mümine yaklaşınız. Zira onun bu hali hikmet telkin etmektedir.’
’İnsanlar üç kısımdır. Bir kısmı kârda bir kısmı selamette bir kısmı da felakettedir. Kârda olanlar Allah’ı zikredenlerdir. Selamette olanlar, diline sahip olanlardır. Felakette olanlar ise batıl ve boş sözlere dalanlardır.’
’Müminin dili kalbinden de ötedir. Bir şey söyleyeceği zaman önce onu düşünür. Sonra konuşur. Münafık ise aksine, dili kalbinin önündedir. Bir şey söylediği zaman düşünmeden söyler.’
’Çok konuşanın hataları çok olur. Hataları çok olanın günahı çok olur. Günahı çok olana yakışan da ateştir.’
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e: ’İnsanların en çok cennete girmelerine sebep olan amel nedir?’ diye sorulduğunda Peygamberimiz (s.a.v.): ’Allah korkusu ne güzel huydur’ diye cevap verdi. Tekrar sordular: ’İnsanları en çok cehenneme götürecek günahlar nelerdir?’ Şöyle buyurdu: ’Ağız ve cinsel organ boşlukları.’
Muaz b. Cebel sordu: ’Yâ Rasûlallah, hangi amel daha üstündür?’ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dilini çıkararak eliyle dilini tutup gösterdi ve bundan kurtulmanın en büyük amel olduğunu anlatmak istedi.
Hz. Ömer (r.a.), Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) eliyle dilini çekip çevirdiğini görünce ’Ne yapıyorsun’ diye sordu. Hz. Ebu Bekir şöyle dedi: ’Başıma ne geldiyse bunun yüzünden gelmiştir. Zira Peygamberimizden şöyle duydum: ’Vücudun her parçası yaptıklarından ötürü dili Allah’a şikâyet eder.’
İbni Mes’ûd (r.a.) Safa tepesinde telbiyeden sonra şöyle derdi: ’Ey dil! Hayırlı şey söyle ki faydalanasın. Kötü şey söyleme ki pişmanlık duymadan selamet bulasın.’ Bu sözü duyanlar: ’Bunu kendinden mi çıkardın yoksa bu husus ta bir duyduğun mu var?’ dediler. Şöyle dedi: Peygamberimiz buyuruyor ki: ’İnsanoğlunun hatalarının çoğu dilindendir.’
(İmâm Gazâlî, Kimyâ-ı Saadet, sayfa 358-360, Sağlam Yayınları)
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.