Özlenen Rehber Dergisi

64.Sayı

Sizin İçin Seçtiklerimiz...

Dr. Celal Emanet Özlenen Rehber Dergisi 64. Sayı
Bir manada yeniden dirilişi ifade eden bahar ve yaz mevsimleri, insanların gönüllerine farklı duygular nakşetmektedir. Yılın en sıcak günlerini yaşadığımız bu mevsimde ne yazık ki sıcakla beraber insanları da ayrı bir rehavet duygusu kaplamaktadır. Tatil yapma adına gidilen plaj ve sahiller, İslâm’ın öngörmediği tarzda icra edilen nişan ve düğünler, her türlü şenaatin yapıldığı eğlenceler, gece geç saatlere kadar çarşı, pazar ve festivallerde israf edilen zamanlar örnek olarak yeterlidir diye düşünüyorum.

Allah’ın en şerefli mahlûk olarak yarattığı insan, dünyada gününü gün etsin, keyfine göre yaşasın diye mi gönderildi acaba? Elbette, Hayır!

Allah’a ve ahiret gününe iman eden bizler, yaz mevsiminin sıcak günlerini nefs-i emmaresine zebun olan kimseler gibi gaflet ve rehavetle geçirdiğimiz takdirde dünyayı tatil köyü gibi düşünenlerden ne farkımız kalır ki?

Cenab-ı Hakk’a hamdolsun, bizleri böyle bir gaflete düşmekten ve rehavete dalmaktan muhafaza edecek günlerin arifesindeyiz. 3 Temmuz’da girecek olan Receb ayı ve kandili sebebiyle gönüllerimizi ayrı bir sevinç kaplamış bulunmaktadır.

Sıcak havalarla gelen gaflet ve rehaveti, Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin uygulamaları çerçevesinde daha fazla oruç tutarak, namaz kılarak ve hayır-hasenat yaparak hakkımızda mağfiret ve rahmet günlerine dönüştüreceğimiz mübarek aylar Receb, Şaban ve Ramazan...

Hz. Ali (r.a.) Efendimizin oruç tutmayı en çok sevdiği yazın sıcak ve uzun günlerini, bizler de hiç olmazsa içerisinde bulunduğumuz mübarek günlerde yapılacak olan ibadetlerin Allah katında farklı bir kıymete haiz olduğunun bilincinde olarak değerlendirelim. Zira pek çoğumuzun üç aylar veya sene içerisindeki bazı mübarek gecelerin günleri haricinde oruçla iştigali çok azdır.

Unutmayalım ki, bizleri bekleyen bir ölüm var ve ondan kurtulan hiç kimse de yoktur. Ölümle başlayıp kıyamet ve ahirete doğru yapılacak yolculuğumuz ise çok uzundur. Çıkacağımız bu yolculukta geçerli olan tek azık iman, itaat ve salih amellerdir. Bu bağlamda insanoğluna bahşedilen ömür, tamamen dünyalık çalışmalar, uyku, yemek, bilgisayar ve televizyonla, yaz mevsiminde tatiller ve eğlencelerle beyhûde yere tüketilirse öldükten sonra ne olur hallerimiz hiç düşündük mü?

Rabbimizin, gafletle ömrünü tüketmekten inananları muhafaza buyurması ve üç ayların tüm İslâm alemine rahmet olması duasıyla...
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.