Özlenen Rehber Dergisi

63.Sayı

Seherlerde Rabbânî Vakitler

Muzaffer YALÇIN Hocaefendi Özlenen Rehber Dergisi 63. Sayı
“Bizim ayetlerimize ancak öyle kimseler iman eder ki, onlar ile kendilerine nasihat verildiği zaman secde ediciler olarak yüzüstü (yere) kapanırlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler ve onlar büyüklük taslamazlar. Yanları yataklarından uzaklaşır ve Rablerine korku ve ümit ile dua ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de infak ederler.” (es-Secde, 32/15-16)

“Şüphe yok ki, muttakî olanlar cennetlerde ve pınarlarda Rablerinin kendilerine verdiğini alıcıdırlar. Muhakkak, onlar bundan evvel iyilik eden kimselerdi. Geceden pek az (vakit) uyurlardı. Ve seher vakitlerinde de onlar istiğfar ederlerdi.” (ez-Zâriyât, 15–18)

Rabbimizin rızasını kazanma ve sevap bakımından gerçekten önemi büyük olan teheccüd (gece) namazı hususunda Cenâb-ı Hak ayetlerde ve Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz de hadislerinde müminleri teşvik etmektedir. Zira farz ve vacip namazların dışında, geceyi ihya etmek adına ikame edilen ibadetlerin en faziletlisi teheccüd namazıdır. Bu ibadete devam eden kimseleri ayet-i kerimeler mümin, müttaki ve salih kullar olarak vasıflandırmaktadır. Teheccüd namazı, Rabbimizin bizlere verdiği nimetlere karşı büyük bir şükür, kabir ve cehennem azabına karşı bir zırhtır, manevî hazların kaynağıdır, kişiyi maddî dünyanın acılarından ve felaketlerinden korur, bedenin şifasıdır, ruhî ve kalbî terakkiye vesiledir.

Efendimiz (s.a.v.) için namaz, ‘gözünün nuru’ mesabesindeydi ve O’nun için geceyi ihya etmenin de ayrı bir kıymeti vardı. Çünkü İsrâ sûresinde Efendimize (s.a.v.) hitaben; ’Gecenin bir kısmında sana mahsus bir nâfile olmak üzere teheccüdde bulun. Umulur ki, Rabbin seni Makâm-ı Mahmûd’a ulaştırır.’ (el-İsrâ, 17/79) ayetinde de ifade olunduğu üzere gece namazı Rasûlullah (s.a.v.)’in hayatında terk etmediği bir amel olarak kalmıştır.

Efendimiz (s.a.v.) genellikle yatsı namazını kıldıktan sonra vitir namazını kılmadan evine dönerdi. Bir miktar uyuduktan sonra gecenin ilerleyen vakitlerinde kalkar teheccüd namazını kılardı. Teheccüd namazından sonra biraz dinlenip vitri eda ederdi. Teheccüd namazını, ikişer ikişer veya dörder dörder sekiz rekât kılar, arkasından vitre geçerdi. (Buhârî, Salât 84/Teheccüd 16) Rasûlullah (s.a.v.) gece namazlarındaki kıyam, kıraat, rükû ve secdelerini oldukça uzun tutardı. Hz. Huzeyfe (r.a.), Efendimiz (s.a.v.)’in bir rekâtta Fâtihâ’dan sonra Bakara, Âl-i İmrân ve Nisâ surelerini ağır ağır, tesbih ayetlerinde tesbih, dua ayetlerinde de dua etmek suretiyle okuduğunu, rükû ve secdesinin de aynı şekilde uzadığını rivâyet etmektedir. (Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîn ve Kasrihâ, 203)

Yine bir hadîs-i şerifte, Efendimizin (s.a.v.) mübârek ayakları şişinceye kadar geceleyin ibadet ettiği ve Hz. Âişe annemiz de kendisine; ’Yâ Rasûlallah, geçmişteki ve gelecekteki günâhların affolunduğu halde, neden böyle yapıyorsun?’ demesi üzerine; ’Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı?’ buyurduğu ifade olunmaktadır. (Buhârî, Tefsîr, 48/2)

Pek çok gece Efendimiz (s.a.v.)’in gece namazlarında beraberinde bulunan İbn-i Abbas (r.a.)’dan rivâyet olunduğuna göre Rasûl-i Ekrem (s.a.v.), gece teheccüd için kalktığında şöyle dua ederlerdi: ’Allâh’ım, sana hamd olsun! Sen semavatı, yeri ve onlardakileri ayakta tutansın. Sana hamd olsun! Semavatın, yerin ve onlardakilerin mülkü sana aittir. Sana hamd olsun! Sen semavatın ve yerin nurusun. Sana hamd olsun! Sen Hak’sın. Senin vaadin haktır, sana kavuşmak haktır, sözün haktır, Cennet haktır, Cehennem haktır, Nebiler haktır, Muhammed (s.a.v.) haktır, kıyamet haktır.

Allah’ım! Sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, (inanmayanlara karşı) sana dayanarak mücadele ettim, seni hakem olarak kabul ettim, benim evvelki yaptıklarımı da, sonradan yapacaklarımı da, gizli yaptıklarımı da açık yaptıklarımı da mağfiret eyle. Öne alan da sensin, geriye bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur.” Süfyân dedi ki: Ümeyye’nin babası Abdulkerîm şunu ziyade etti: “Kuvvet ve kudret ancak Allah’a aittir.” (Buhârî, Teheccüd, 1)

Hz. Âişe Validemiz anlatıyor: “Bir gece (uyandığımda) Rasûlullah (s.a.v.)’i yatakta kaybettim (yanımda bulamadım) ve onu aradım. Elim ayağının iç kısmına dokundu. Mescitteydi ve ayakları birbirine bitişikti. Şöyle diyordu:

‘Allah’ım! Gazabından rızana, cezandan afiyetine sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana (hak ettiğin şekilde) sena etmekten acizim. Sen, kendine sena ettiğin hal üzeresin.” (Müslim, Salât 222)

Rasûlullah (s.a.v.)’in terbiyesinde yetişen sahabe efendilerimiz ve onları gören tabiîn, daha sonraki nesilden olan tebe-i tabiîn geceleri ihya etme hususunda titiz davranırlar ve günlerinin çoğunu namaza ayırırlardı. Onların yaşadığı toplumda geceleri yüz rekât ve onların hayatlarından menkıbeler anlatan kaynaklar ise o dönem insanlarından bin rekât namaz kılanların varlığından bahsetmektedirler.

Konuyla alakalı müşahhas örnekler verilecek olursa; Efendimiz (s.a.v.)’in: “Allah’ım, ben Osman’dan razıyım, sen de ondan razı ol!” (Suyûtî,

Cem’u’l-Cevâmi’, 4225) diye dua ettiği Hz. Osman (r.a.) hakkında, İbn-i Zübeyr’den şu rivayet edilmiştir: Hz. Osman (r.a.), seneyi oruçla geçirir ve evvelindeki az bir uyku hariç, geceyi (tümüyle) ihya ederdi. (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, Salavât, 550)


Şürahbîl b. Müslim; “Onun hali hep kıyam ve secde idi. Sürekli oruç tutar, geceleri de daima namaz kılardı.” demiştir. Nitekim Hz. Osman efendimizin canına kastetmek isteyip de Medine’de evinin etrafını kuşatan isyancılara, eşi şöyle demişti:

“Onu öldürseniz de bıraksanız da o, bir rekâtta Kur’ân’ın bütününü okumak suretiyle tüm geceyi ihya ederdi.” (Taberânî, Kebîr, 127)
Zühd, takva ve ahlâklarında Efendimiz (s.a.v.)’i adım adım takip eden Hz. Ömer efendimizin oğlu Abdullah (r.a.) sahabe arasında nadide bir şahsiyetti. Zira o, hem ilim okyanusu hem de yaşantısıyla takva ve zühdün zirvesinde bir insandı. Kendisi, Rasûlullah (s.a.v.) zamanında gördüğü bir rüyayı şu şekilde anlatmaktadır: “Nebi (s.a.v.) zamanında bir kimse rüya görse onu Rasûlullah (s.a.v.)’e anlatırdı. Ben de bir rüya görüp Rasûlullah (s.a.v.)’e anlatmayı temenni ettim. Genç bir çocuktum. Rasûlullah (s.a.v.) zamanında (adet üzere) mescitte uyuyordum. Uykuda gördüm ki; sanki iki melek, beni aldı ve beni Cehennem’e götürdüler. Meğer o, kuyu gibi dürülmüştü. İki boynuzu (tarafı) vardı. İçinde tanıdığım insanlar vardı. ‘Ateşten Allah’a sığınırım!’ demeye başladım. Bize diğer bir melek kavuştu. Bana: ‘Korkma!’ dedi. Ben rüyayı Hafsa’ya anlattım. Hafsa da Rasûlullah (s.a.v.)’e anlatmış. (Rasûlullah):

‘Abdullah ne güzel adamdır. Keşke bir de gece namaz (teheccüd) kılsaydı!’ buyurmuş.” (İbn-i Ömer) bundan sonra geceleri az bir kısım müstesna, uyumazdı. (Buhârî, Teheccüd 2)

Takvaya çalışan bir kimse gücü nispetinde gece namazına devam etme gayreti içerisinde bulunmalıdır. Zira Efendimiz (s.a.v.) Abdullah b. Amr b. el-Âs (r.a.)’a: ’Ey Abdullah, sen filan kişi gibi olma! O geceyi ihya ederdi. Gece ibadetini terk etti.’ buyurmakla, onun şahsında biz ümmetini de ikaz etmektedir. (Buhârî, Teheccüd 19)

Nefsâni arzularının peşinde gününü gün etme derdinde olan bir insanın, gecesini ihya etmesi de o nispette zordur. Gündüzünde dünya işleri ve pek çok meşguliyetin içerisinde yoğrulan günümüz insanı, ayet ve hadislerde teşvik edilmesine rağmen gecelerini, teheccüd namazı, Kur’ân okuma, dua, zikir ve tefekkürle ihya etmek yerine, maalesef televizyon karşısında kendisine adet edindiği dizileri, yarışmaları, çeşitli programları takip ederek doldurmaktadır. İnsanın ruhuna ve maneviyatına hitap etmeyen bu tarz meşguliyetler, kalbin katılaşmasına, Allah için dökülecek iki damla gözyaşının bile kurumasına sebep olacak ve gaflet tam anlamıyla insanın her yanını saracaktır. Hâlbuki Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında bir adam zikredilir ve o adamın sabaha kadar uyuduğu söylenir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur: ’Bu, şeytanın kulağına bevlettiği bir kimsedir.’ (Buhârî, Teheccüd 13) Bu hadis-i şerifi okuyan hiç kimse böyle bir duruma düşmek istemeyecektir, değil mi?

O halde maddî ve manevî her konuda Rabbimizin yardım ve desteğini almak isterseniz, az da olsa gece namazını kılmaya sabırla ve ihlâsla devam etmeye çalışınız. Çünkü gece namazının azı, çoktur. Ebû Hureyre (r.a.)’dan gelen rivâyette Rasûlullah (s.a.v.) efendimiz buyurmuştur ki: ’Gecenin yarısı veya üçte biri geçince Allah Tebârake ve Teâlâ dünya semasına iner ve sabah doğuncaya kadar şöyle buyurur: İsteyen var mı (isteği kendisine) verilsin. Dua eden var mı ona icabet edilsin. Mağfiret dileyen var mı, o bağışlansın.” (Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîn ve Kasrihâ, 170) Biliniz ki, gecenin dakikaları kıymetlidir. Onları uykuyla, gafletle, gevşeklikle ve ihmal ile ucuzlatmayalım! Bu kıymetli dakikaları ucuzlatanın ahirette kaybı ağır olur ve kıyamet gününde çıkış yolları da daralır.

Rabbimiz, kulları için her gece kendisine yakarış ve O’nunla baş başa olma ortamı hazırlamışken bunu önemsemeyip değerlendirmeyenden daha mahrum kim vardır! Haram şeyler üzerine geceleyen, gecenin tümünü Allah’a isyanda geçiren, saatlerini Allah’ın haram kıldığı şeylerle tüketenlerden olmaktan sakının.

Cenab-ı Hakk’ın, bizlere emanet ettiği ailemizi de bu kıymete haiz ibadetten mahrum bırakmayalım. Geceleri uyanıp da Rabbimizin huzuruna durduğumuzda onları da yanımıza alarak yapacağımız tevbe ve istiğfarlara, dualara ortak edelim. Zira Efendimiz (s.a.v.): ’Geceleyin kalkan, namaz kılan ve hanımını uyandıran, (uyanmayı) reddederse yüzüne su serpen adama Allah rahmet etsin. Geceleyin kalkan, namaz kılan ve kocasını uyandıran, (uyanmayı) reddederse yüzüne su serpen kadına Allah rahmet etsin.’ buyurmuşlardır. (Ebû Dâvûd, Salât 307)
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • hafız

    rabbım razı olsun inşallah dua ıle

  • burhan

    güzel olmuş tbrklr

  • havzalı

    hak etmediğim güzellikleri bana sunduğunuz için allah sizden razı olsun

  • yusuf yonka

    s.a ALLAHIM güzeller güzeli mevlam sen ne büyüksün benim gibi bir günahkarı Hz abdullah çetin faruki gibi bir dostunla tanıştırdın onun elini tutmayı nasibettin eyy bagışlaması boley yalnızların kendi başına kalmışların arkadaşı ey mutsuzluga düşmüşlerin yardımcısı ey yoksulların malı ey zayıfların fakirlerin hazinesiey gariblerin sığnağı ey kudretin yalnız kendine mahsus olduğubüyük mevlam sen bir şeyi muradedersen ona milyarlarca sebeb yaratma ikdidarına mukdedir olan DOST sen beni affet hiçbir şey bilmez iken bize sebeblerle öğret mevlam şahım faruki sultana efendime ve osman keleş ağabime sonsuz müteşekkirim mevlam sen ne güzelsin sebeblerinde güzel ZİKRİ KELAMİLE İNER GÖKTEN HER DANESİ HAK KELAMI İLE DOLUDUR HER ZERRESİ BİRAN GAFİL OLSA HAKDAN BİR DANESİ YANAR ALEM YIKILIR GÖK KUBBESİ DALDAN DALA SÜZÜLÜRKEN HER ŞULESİ GÖRÜNÜR ONDA HAKKIN KUDRET TECELLİSİ YILLARCA İNMEZDİ O DALDAN GELMESEYDİ HAKKTAN İN SESİ SELAM VE DUAİLE

  • hatice toprak

    S,ALEYKÜM RABBİM SİZİ BANA İYİ Kİ İKRAM ETTE EFENDİM, İYİ Kİ VARSINIZ

  • hatice toprak

    selamün aleyküm.BANA ALLAH SEVGİSİNİ bizzat yasayarak gösteren,peygamber efendimize olan ve olması gereken aşkı gözyaşları ile ve Onun sünneti seniyelerini yasayarak gösteren,farukimi hiç tanımadığım halde bana onu tanıma fırsatı veren,etrafımdakı en ama en yakınlarımdan bile bana daha fazla fayda veren. bu fakire allah aşkını öğreten,kirli kalbime peygamber sevgisi aşilayan,her haline baktığımda rabbimi hatırlatan güzel EFENDİM, RABBİM SİZDEN SONSUZ RAZI OLSUN,rabbimin bana bir armağanı olarak,sizi bana vesile olarak veren rabbime giden yollarda günümü aydınlattığınız gibi bu yazınızla şimdi de gecelerim aydınlanır inşaallah, bütün bu güzellikleri, rabbimi,efendimizi,farukimi,sizi hiç haketmediğimi biliyorum ama bu yolda çabalıyor olmak bile bana huzur veriyor, rabbim hüsnü zannınızı hakkınızda makbul dualar eylesin insaallah.selamün aleyküm

  • hşm yğtogl

    slm alyk kara kalbim beyaz eden gönül dünyamı seyreden elden tutub insan eden yüzü nur kalbi nur rabbımın muradı olan buram buram rasul kokan farukime evlad olan sadakat ehli hak sevgisinin menbağı olan can efendim rabbım yolunuzu daim etsin.....

  • yusuf yonka

    s.a bize ibadet etmeyi ibabedetlerin faziletlerini bizlere ögreten efendimiz s.av den bizlere aktaran efendim allahım güzel mevlam sizlerin faziletini basiretini ferasetini ziyadeleştirsin işaallah

  • Ahmet

    Cenabı hak sonsuz razı olsun Efendi Hazretlerinden,Cenabı hak bi hakkın tabi olmayı gereklerini yerine getirmeyi cümlemize nasip etsin.

9 kişi yorum yazdı.