Peygamberimizin Dilinden Dualar...
Özlenen Rehber Dergisi 52. Sayı
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ى أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ جَهَنَّمَ. وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ. وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ. وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ.İbn-i Abbâs (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi şu duayı bize öğretmişti:“Allah’ım, cehennem azabından sana sığınırım, kabir azabından sana sığınırım, Mesîh Deccâl’in fitnesinden sana sığınırım, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.”Hadisten Çıkarılanlar:Bu hadîs-i şerifte Cenâb-ı Peygamber (s.a.v.) dört şeyden Allah’a sığınmıştır:1. Cehennem azabından2. Kabir azabından3. Mesîh Deccâl’in fitnesinden4. Hayat ve ölüm fitnesinden- Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in bu dört şeyden Allah’a sı¬ğınması, kendisinin bu tehlikelere maruz kaldığından değil, bu tehlikelerin ümmetini beklediğini onlara haber vermek, Allah’a nasıl dua edileceğini öğretmek ve onlardan korunmak için daha önceden tedbir almaları içindir.- Altının değerini anlamak veya bir şeyin cevherini posasından ayırmak için ateşe koymaya fitne denir. Daha sonra bu tabir, her türlü imtihan için kullanılmaya başlamıştır. İmtihan da insanın özünü, kötü ahlâk ve davranışlardan ayırıp çıkardığı, günah ve hatalardan arındırdığı için fitne olarak adlandırılmıştır. Buradan anlıyoruz ki, Ümmet-i Muhammed yu¬karıda geçen dört tehlike ile karşı karşıya gelecekler ve bunlarla imtihan edi¬lecekler. Ta ki ümmetin içindeki cevherler, cevher olmayanlardan ayrılsınlar.- Hz. İsa’ya; İsa-yı Mesih, Deccâl’a da Mesih-i Deccâl de¬nir. ’Mesih’ kelimesi; silmek, sürmek anlamına gelen ’mesh’ kö¬künden gelir. Hz. İsa’ya “Mesîh” denmiştir çünkü elini sürdüğü hastalar mübarek elindeki bereketle derhal şifa buluyorlardı. Deccâl’a “Mesîh” denilmesi, kendisinden hayır silinip alındığı veya bir gözü tamamen silinmiş gibi dümdüz kör olduğu içindir. Ayrıca Mesih çok seyahat eden anlamına da gelir.- Hayatın fitnesinden murat; hayatta iken insanın başına gelen çeşitli belâlar, sıkıntılar; nefsin, hevânın ve cehaletin sürüklediği tehlikelerdir. Bu tehlikelerin en büyü¬ğü de imanı muhafaza edememektir.- Ölümün fitnesinden maksat; bazılarına göre kabir fitnesidir. Fitne, azaba sebep olan şeydir. Yani ölüm, kabir azabına sebep olduğu için ölüm fitnesinden maksadın kabir azabı olması mümkündür. Bazılarına göre ise, ölüm fitnesinden maksat, can çekişme anındaki fitnedir. Çünkü o anda şeytan birçok fitne ve desiselere başvurarak Müslüman’ı imanından etmeye çalışır.- Hayat ve ölüm fitnesi bütün fit¬neleri içine alıyor iken diğer fitnelerin ayrı ayrı zikredilmesi, bu fitnelerin şerlerinin büyüklüğünden dolayıdır.- Kabir azabı vardır ve haktır.- Rasûlullâh (s.a.v), cehennem ateşinin şiddet ve dehşetinden Allah’a sığınmıştır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sizin dünyadaki şu ateşiniz, cehennem ateşinin yetmişte biridir.” (İbn-i Mâce) Diğer bir hadis-i şerifte ise; “(Cehennem) ateş(in)den Allah’a sığınırım. Cehennem¬liklerin vay hâline!” buyurmuştur. Yine Rasûlullah (s.a.v), “Ey iman edenler, Allah’tan hakkıyla korkunuz ve Allah’a teslim olmuş kimseler olarak can veriniz” âyet-i kerimesini okudu ve şöyle buyurdu: “Eğer Cehennem’de bulunan zakkum¬dan bir damla dünyaya düşecek olsa, dünya ehlinin hayatını altüst ederdi. Artık zakkumdan başka bir yiyeceği olmayan Cehennemliklerin hâlinin na¬sıl olacağı düşünülmelidir.” (İbn-i Mâce)
evet herşey bizim için düşünülmüş ama biz bunu görmek istemiyoruz