Bir zamanlar Afrika da bir ülkede, hüküm süren bir kral vardır. Kral daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü, bir dostunu hiç yanından ayırmaz, nereye gitse onu da beraberinde götürür. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardır. İster kendi başına gelsin ister başkalarının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söyler. Bunda da vardır bir hayır der.
Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıkarlar. Ve kralın arkadaşı tüfekleri doldurur krala verir. Kral da ateş edip avlanmaya çalışır. Arkadaşı, muhtemelen tüfeklerden birisini doldururken bir yanlış yapmış olmalı ki kral ateş ederken, tüfek geriye doğru teper ve kralın başparmağı kopar. Bu durum karşısında yine dostu, arkadaşı her zamanki sözünü tekrar eder ve bunda da vardır bir hayır der. Kral acı içinde ve öfkeyle bağırır: Bunda hayır filan yok görmüyor musun? Parmağım koptu. Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırır. Bu olaydan bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanmaya çıkar. Yamyamlar onları ele geçirirler ve köylerine götürürler. Ellerini ayaklarını sıkıca bağlarlar. Köyün meydanına odunları yığarlar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere kralı ve adamlarını bağlayıp, yakmaya hazırlanırlar, tam odunları tutuşturmağa geldiklerinde, kralın başparmağının olmadığını fark ederler. Bu kabile batıl inançları nedeniyle, uzuvlarından birisi eksik olan insan etini yememektedirler. Uzuvları eksik olan insan etini yediklerinde başlarına kötü bir şey geleceğine inanırlar ve bu korkuyla kralı salıverirler. Diğer adamları ise pişirip yerler. Kral sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlar. Ve onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı, zindana atmış olmaktan son derece pişmanlık duyar. Hemen zindana koşar ve arkadaşına başından geçenleri bir bir anlatır ve haklıymışsın der. Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi. Beni affet. Hayır, diye karşılık verir yine arkadaşı, bunda da vardır bir hayır. Bunda ne gibi bir hayır vardır diye, hayretle bağırır kral. En iyi arkadaşımı boşu boşuna zindanda tutmanın neresinde bir hayır olabilir. Bu sefer dostu, son sözünü söyler ve son nüktesini yapar ve der ki, düşünsene bir kere, ben zindanda olmasaydım muhtemelen seninle birlikte avda olacaktım. O zaman yamyamlar ötekilerle birlikte beni de yiyeceklerdi.
Her İşte Bir Hayır Vardır
Özlenen Rehber Dergisi 35. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.