Özlenen Rehber Dergisi

32.Sayı

Hadis Öğrenmek

osman şen Özlenen Rehber Dergisi 32. Sayı
مَنْ حَمَلَ مِنْ اُمَّتيِ اَرْبَعِينَ حَدِيثًا بَعَثَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَقِيهًا عَالِمًا
’Ümmetimden kırk hadis-i şerifi öğrenip amel eden kimseyi Allah Teâlâ kıyamet gününde fakih ve âlimler zümresinde haşreder.?(1)
AÇIKLAMA:
Hadis: Peygamber Efendimizin sözü, fiili, ashabının yaptığını görüp de reddetmediği davranışları (takrir) ve onun yaratılışı veya huyu ile ilgili her türlü bilgi demektir. Yani hadis deyince, Hz. Peygamber Efendimizi dinleyen sahabiden başlayarak, onu rivayet edenlerinin adlarının yazılı olduğu senet ve Hz. Peygamber Efendimizin söz, fiil veya takririnin yazıldığı metinden oluşan bir yazılı yapı anlaşılır.
Sünnet: Söz, fiil ve takrirleri ile Peygamber Efendimizin İslâm’ı yaşayarak yorumlaması demektir. Bu anlamda sünnet hadisten daha kapsamlıdır. Bugün artık günümüzde hadis deyince sünnet, sünnet deyince de hadis anlaşılmaktadır.
Sevgili Peygamberimizin, peygamberliğinin başlangıcından vefatına kadar, Kur’an dışında söylemiş olduğu her söz veya yaptığı her fiil sünnet içinde yerini alır.
Sünnet, Kur’ân-ı Kerim’den hemen sonraki ikinci delildir. Kur’an, okunan vahiy(2); sünnet, rivayet edilen vahiy(3); hadis ise, rivayet edilen sünnet demektir.
Peygamber Efendimiz veda hutbesinde: ’Ey mü’minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberin (s.a.v.) sünnetidir.?
Yüce Yaratıcı, insanoğlunu mükerrem ve mükemmel bir varlık olarak yaratmıştır; fakat bu mükemmelliğine rağmen insan, ilâhî hitaba doğrudan muhatap olacak yapıya sahip değildir. Bu sebeple insan, hayatının başladığı günden beri, Allah Teâlâ, onların arasından seçtiği ’Nebi? veya ’Rasûl? denilen peygamberleri, kendisiyle kulları arasındaki irtibatı kurmak ve açıklamakla görevlendirmiştir.
Bütün peygamberler, Allah’ın emir ve nehiylerini O’nun kullarına ulaştırmak ve onlara doğru yolu göstermekle görevlendirilmiş hidayet elçileridir.
Peygamber Efendimiz vahiy yoluyla Allah’tan aldığı Kur’an âyetlerini, görevi gereği, insanlara sadece ulaştırmakla kalmıyor aynı zamanda onları açıklıyor ve anlatıyordu. İşte bu açıklamalar sünnet olarak ortaya çıkmaktadır.
Yüce Mevlâ’mız şöyle buyurmaktadır:
’Peygamber size ne verirse onu alın, neyi yasaklarsa ondan da kaçının!?(4)
’Kim Peygamber’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.?(5)
Hz. Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmaktadır:
’? Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.?(6)
’Dinin elden çıkışı sünnetin terkiyle başlar. Halat nasıl lif lif kopup parçalanırsa, din de sünnetin birer birer terkiyle ortadan kalkar?(7)
Bu âyet ve hadisler, Müslümanların ancak sünnete sarılmak ve ondan ayrılmamak için sünnetin yaşamasına gayret göstermek suretiyle İslâmî kimliklerini koruyabileceklerini ifade etmektedir. Müslüman sünnetle vardır, onunla yaşar. Bunun için de Peygamber Efendimizin sünnetlerini öğrenmek onları hayatımıza geçirerek yaşamak bizlerin vazgeçilmez görevi olmalıdır.
Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de kâfirler istemeseler de nurunu tamamlayacağını açıklamaktadır.(8)
’Allah’ın Nûru? kulları için seçtiği, onları kendisinden sorumlu tuttuğu ve Rasûlü’ne vahyettiği dinidir. Bu hem Kur’ân’ı hem de Sünnet’i içine alır.
Din, Kur’an ve Sünnet’ten oluşmaktadır ve Sünnet de dini oluşturan önemli bir öğedir, öyleyse dinin ihyası sünnetin ihyasıyla mümkündür.
’Gerçekten sen doğru yola çağırıyorsun?(9)
’Eğer o peygambere itaat ederseniz doğru yolu bulmuş olursunuz?(10) âyetleri sünnete uyanların dünya ve ahirette kurtuluşa ereceğini beyan etmektedir.
Sünnetin kendisine sarılanları kurtardığı kesindir. Bununla ilgili olarak, büyüklerimizden bazı mühim tahliller şöyledir:
Abdullah İbni Mes’ud (r.a): Nebinizin sünnetini terk ettiniz mi saptınız gitti demektir.
Dahhak İbni Müzahim (rh.a): ’Cennet ile sünnet aynı konumdadır. Zira ahirette cennete giren, dünyada sünnete sarılan kurtulur.?(11)
İmam Mâlik (rh.a) de sünneti Nuh aleyhisselâm’ın gemisine benzetmiş ve: ’Kim ona binerse, kurtulur, kim binmezse boğulur.? demiştir.(12)
Zührî: Peygamberlik Allah vergisidir. Rasûl’e tebliğ, bize de teslimiyet düşmektedir.(13)
Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s): Her sünnet bir nefis tezkiyesidir.
Hadis öğrenmek, hayatımızda onları yaşamak, ahlâkımızı onunla düzene sokmak, bizleri Allah’a ve Rasûlüne ulaştıracak amellerdir. Elbette ki bizler bunun için gayret sarf edeceğiz. Cenâb-ı Mevlâ bizlere bu gayreti ta vuslata kadar üzerimizden eksik etmesin. Âmin.

Kaynaklar:
1. Ebû Nuaym, Hilye, 47189
2. Şafîi, Risale, s. 91-92.
3. Kasımî, Kavaidü’t-Tahdis, s. 35-38; Cezairî, Tevcihü’n-Nazar, s. 2.
4. el-Haşr, 59/7.
5. en-Nisâ, 4/80.
6. Buharî, Nikah 1; Müslim, Nikah 5.
7. Dârimî, Mukaddime 16.
8. et-Tevbe, 9/32.
9. el-Mü’minûn, 23/73.
10. en-Nûr, 24/54.
11. Kurtubî, Tefsir, XIII/365.
12. Suyûtî, Miftahü’l-Cenneh, s. 53-54.
13. Begavî, Şerhu’s-Sünne, 1/217.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • gürkan

    ya, peygamber efendimizin gayret göstermekle ilgili hadisini arıyorum bulamıyorum , yardımcı olabilirmisiniz...

  • seda

    yaaaaa peygamber efendimizin veda hutbesi yok mu

  • kadir

    çok ,iiiiiiiii

  • ÇETİN ÖZKAN

    s.a öncelikle böyle güzel bir site için teşekkür ederim. anlamadığım neden ikinci bir siteye gerek duyuldu bu yayın farukinet üzerinden yayınlansaydı daha çok izlenim oranı olmazmıydı.siteye giren hem fark dergisinden hem fark radyodan yada diğer hizmetlerden aynı anda yararlanırdı diye düşünüyorum tekrar s.a

4 kişi yorum yazdı.