Özlenen Rehber Dergisi

3.Sayı

Abdulkadir Geylani Hz.

Özlenen Rehber Özlenen Rehber Dergisi 3. Sayı
B. Kâdiriye Yolunun Coğrafi Yayılışı

Abdü’l-Kâdir Geylani, Bağdat’ta aldığı eğitim den sonra bir süre riyazet ile meşgul olmuş o sıralarda Şey Ahmet Debbas ile sohbet ederek kendisine ahz-ı tarikat etmiştir. Abdü’l-Kâdir Geylânî Hazretleri bu sıralarda İbn’l-Esir zamanında en mûtaber müesseseler olan, Hanbeli fıkhı okutulan bir medrese ile Ribat’ın reisi idi.
Ribat, o devirde, zaviyeden farklı idi. Birincisi bir hankah/dergah ve ikincisi ise, bir zahidin itikafa çekildiği yerdi. İbni Batuta zamanında zaviye hankah manasını da almış idi ve zaviyede yapılan ayinlerin tasviri Abdü’l-Kâdir Geylani’in ribatında yapılanlara tevafuk ediyordu. Abdü’l-Kâdir Geylani’nin koyduğu tarikat adap ve erkanı hayei umumiyesi bir sistem mezhep vücuda getirmeye kafi idi. Ve şeyden hırka alan mürid, bununla iradesini ona teslim ettiğini bildirmiş oluyordu.

Hz. Abdü’l-Kâdir Geylani’nin verdiği vaazlar geniş kitleler tarafından dinlendiği ve bu vaazların çok etkili olduğu söylenir. Bir kısmını bu medrese de bir kısmını da ribatta verdiği vaazları Fethü’r-rabbani isimli eserde toplamıştır. Kadiri Tarikat’ı bu günkü bilinen manada oluşmuş olan ilk tarikattır.

Tarikat, henüz Abdü’l-Kâdir Geylani (k.s) hayatta iken bir çok müntesibe sahip olmuş Bağdat ve havalisinde geniş bir alanda yayılmıştır.
Fas’a Abdü’l-Kâdir Geylani’nin oğulları İbrahim ile Abdu’l-Aziz (Sincar’a bağlı Cial Köyü’nde ölmüştür.)’in kardeşleri tarafından sokulmuştur; Abdü’l-Kâdir’in oğulları İspanya’ya geçmişler ve Gırnata’nın sükutundan biraz önce onların kardeşleri Fas’a sığınmışlardır.

XIX. asrın artalarına kadar Sûdan’daki mekteplerin hemen hepsi Kadiriye Tarikatı mensuplarının yetiştirdiği muallimler tarafından kurulmuş ve idare edilmiştir.
Kadiriye Tarikat’ı Anadolu’ya ilk kez Hacı Bayram-ı Velî’nin damadı Eşrefoğlu Rûmî (874/1470) tarafından sokulmuştur. İlk olarak İznik yöresinde kurulmuş, 16. yüzyılda da, yine Kadiri-hankah(hankah: dergah, zaviye, tekke) adı ile mâruf olan Tophane Hankahı’nın kurucusu İsmail Rumi (ö.1041/1631) ile İstanbul’a ulaşmıştır. Dolayısıyla Eşrefiye ve Rumiye olmak üzere iki kol halinde varlığını sürdürmüştür. İsmail Rumi’nin bu mıntıkalarda kırk kadar tekke kurduğu söylenilmektedir
Kadiri tarikatı çok itibarlı bir tarikat olarak zikredilmekte fakat Hindistan’da tanınmış olan tarikatlar arasında bulunmadığı gibi diğer birkaç tarikatın ve bizzat Abdü’l-Kâdir’in ismini de zikreden Maaşiri-Kiram’ın bahsettiği Sufi Hindular arasında adı geçmektedir.

Fas’tan Endonezya’ya kadar çok sayıda üyesi bulunan Kadirilik, kendisinden sonra çok sayıdaki kollar aracılığı ile güç ve etkinliğini arttırmıştır. Bu kolların başlıcaları Esediye, İseviye, Yafiiye, Hilaliye, Garibiye, Halisiye, Eşrefiye ve Rûmiye’dir. Kadiriler, mühr-i Kadiri denilen bir külah (sikke), çok süslü bir tac, değerli kumaşlardan yapılan kolları geniş ve belden bir kuşakla bağlanan haydariye ya da cübbe ve şalvardan oluşan özel giysileriyle diğer insanlardan ve tarikat üyelerinden ayrılırlardı.

C. Eşrefoğlu Rûmî (874/1470)

Kâdiri Tarikatı’nın Anadolu’ya girişinin, Eşrefoğlu Rumi vesilesi ile olmuştur. Bu zat Abdü’l-Kâdir Geylanî’den sonra tarikatın ikinci piri olarak kabul edilir.

Eşrefoğlu Rûmi hakkında kendisine ait olan Müzekkin-nüfus isimli eserde şu bilgiler yer alır: Anadolu’ya Eşrefoğlu Rûmî, (Eşref Zâde, Eşref Rumî) olarak tanınan ve anılan meşarünileyhin asıl adı, Müzekkin-Nüfus isimli eserin yirmi beşinci sayfasında Abdullah Bin Muhammed-il-Mısrî Rumî Kâdiri olarak ve 358. sayfada Şeyh Abdullah bin Eşref bin Muhammed-il Mısri olarak zikredilir.

Eşrefoğlu Rûmî Hazretleri, gayet ciddi bir tahsil görmüştür. İlk tahsilini İznik’te tamamladıktan sonra Bursa’ya giderek Çelebi Sultan Mehmet han Medresesi’nde tahsiline devam etmiş, dânişmend (Sahn Medreseleri’nde oda sahibi talebe) olarak girdiği bu medreseden mûidi (müderris yardımcısı) olarak çıkmış ve bir çok medreselerde ders vermeye başlamıştır.

Bu arada, Bursa’da ehlullahtan Abdal Muhammed adında bir veli ile tanışmış ve bu zatın telkinleri ile zahir ilminin kafi olmadığını anlayarak tasavvuf yoluna girmiş ve bu yolda nasibini aramaya başlamıştır. Bir müddet sonra Emir Sultan adıyla anılan Halveti şeyhlerinden Muhammed Şemsüddin Hazretleri ile de tanışmak şerefine nail olmuş ve bu zatın tavsiyesi ile Ankara’ya giderek Bayramiye tarikatı şeyhi Hacı Bayram-ı Veli (k.s)’ye intisap etmiş seyrü sulûku orada ikmal etmiştir.
Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin teveccühüne mazhar olmuş ve kızları Hayr’ü-Nisa hanımla evlenerek zahiren ve batınan pirine evlat olmuştur.

Ancak Hacı Bayram-ı Veli Eşrefoğlu Rumi’nin ezeli nasibinin Kadiri Tarikatı’nda ve o tarihte Suriye’nin kuzeyinde ve Asi Nehri’nin kuzey sahilinde Kain, Hama şehrinde bulunan Gavs’l-Azam Abdu’l-Kadir Geylani Hazretleri’nin torunlarından olan Şeyh Seyyid Hüseyin Hamavi’nin irşadında olduğunun keşfen anladığından kendisini Hama şehrine göndermişlerdir.

Buradan kamil bir Kadiri Şeyhi; Şeyh Abdullah’r-Rumi-i Kadiri olarak doğum yeri İznik’e dönmüş ve Kadiri Tarikatı’nın Eşrefiye kolunu tesis buyurarak, Piri-Saniliğe(ikinci Pir) yükselmiştir.

İznik’te Pınarbaşı deresi civarında yaptırdıkları tekkede binlerce kişiye feyz ve irşadı ile ışık tutmuş pek çok meşayih yetiştirmiş gerek İstanbul ve gerekse de bu havalide bir çok tekke kendisine bağlanmışlardır Eşrefoğlu. 874/1470 tarihinde bu beldede hakkın rahmetine kavuşmuşlardır.

Bazısı basılmış ve bazısı da yazma olarak çeşitli kütüphanelerde bulunan eserleri şunlardır:

Tarikatname, İbaretname, Ma’zeretname, Dela’il-Nübüvve-Fütüvvetname, Elestname, Hayretname, Münacatname, Nasihatname, Esrar-üt-talibiyn, tacname ve Müzekkin-nüfûs. Ayrıca çoğu ilahi olmak üzere şiirleri ve divanı vardır.
Bundan sonra 16. yüzyılda da, Kadiriye Yolu yine Kadiri-hankah adı ile mâruf olan Tophane Hankahı’nın kurucusu İsmail Rumi (ö.1041/1631) ile İstanbul’a ulaşmıştır. Dolayısıyla Eşrefiye ve Rumiye olmak üzere iki kol halinde varlığını sürdürmüştür. İsmail Rumi’nin bu mıntıkalarda kırk kadar tekke kurduğu söylenilmektedir
Kadiriye Yolu, daha sonraları Anadolu’da bir çok kola ayrılarak, Allah’ın rızasına talip olan kimselere birer mektep olma vasfını sürdürerek günümüze kadar gelen Kadiriye Yolu günümüzde de bu yöndeki hizmetine devam etmektedir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • ada

    eger mümkünsesitenizde eşrefiye tarikatıyla ilgili daha geniş bilgi ve öncede söyledigim gibi bu tarikatın bugunku şeyhi ve adresi mümkünse

  • ada

    bu tarikatın bugünkü şeyhi ve ikmet yeriyle ilgili bilgi verirseniz sevinirim

2 kişi yorum yazdı.