Hz. Allah kullarını yaratmış ve seviyor. Sevdiği için de başıboş bırakmıyor. Yaratıcı olarak terbiye ediyor, eğitiyor, öğretiyor. Bütün bunları Rabb’imiz peygamberlerine gönderdiği ilâhî emirleriyle yapıyor. O’nun güzel Habibi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) de biz ümmetine bu ilâhî kurtuluş reçetelerini sünnetleriyle açıklıyor, onları bizzat tatbik ederek nasıl kulluk yapmamız gerektiğini bizlere gösteriyor. Zira kurtuluşumuzu Şefkat Peygamberi olan Efendimiz (s.a.v.) bizden daha çok istiyor. O (s.a.v.) ümmetine çok düşkündür.(et-Tevbe 128.)
Cenâb-ı Hakk, Zât-ı Kibriyâ’sına itaat edilmesini istediği gibi sevgili Habîb’ine de aynı şekilde itaat edilmesini emrediyor ve Efendimiz (s.a.v.)’e itaati kendisine itaat gibi sayıyor. Gelin bizler de, Efendimiz (s.a.v.)’in dünyaya teşrif ettiği bu ayda, Rabb’imizin bu isteğine en güzel bir şekilde uyabilmemiz için, Kur’ân’da başlı başına bir konu olan ’Allah ve Rasûl’üne itaat’in birlikte zikredildiği bazı âyetlerin meâlini hep birlikte bir kez daha hatırlayalım ve kulluktaki samimiyetimizi kutlu doğum vesilesiyle bir kez daha tefekkür edelim:
- ’Allah ve Rasûl’üne itaat ediniz ki size rahmet edilsin.’ (Âl-i İmrân, 2/132.) Burada rahmet itaat şartına bağlanıyor.
- ’Ey îman edenler! Allah’a itaat edin, Rasûl’üne de. Sizden olan emir sahiplerine (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz (Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız) onu Allah’a ve Rasûl’üne götürün. (O’nların talimatına göre halledin). Bu sizin için daha hayırlı ve netice bakımından daha iyidir.’(en-Nisâ 4/59.)
- ’Biz bir peygamberi ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan bağışlanma dileseler, Rasûl de onlar için istiğfar etseydi, Allah’ı ziyadesiyle affedici ve esirgeyici bulurlardı.’(en-Nisâ 4/64.)
- ’Kim Allah’a ve Rasûl’üne itaat ederse işte onlar Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar.’(en-Nisâ 4/69.)
Rabb’imiz, Zât’ına ve Rasûl’üne itaat etmenin mükafatı olarak yine Zât’ının sevdiği kişilerle arkadaş ediyor.
- ’Allah’a itaat edin, Rasûl’üne de itaat edin. Eğer itaatten yüz çevirirseniz biliniz ki; Rasûl’ümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir.’(el-Mâide 5/92.)
Bu emr-i ilâhîsinde de Rabb’imiz, Rasûlullah’ın görevinin sadece tebliğ olduğunu bildiriyor. Hidâyetin ise Allah’tan olduğunu sezdiriyor.
- ’İtaat edip etmediklerini kendilerine peygamber gönderilen insanlara da, peygamberlere de soracağız.’ (el-Âraf 7/6.)
Bu âyet bizlere, kendilerine peygamber gönderilmeyen kavimlerin Hz. Allah’ın emirlerinden (haberleri olmadıkça) mesul olmayacaklarını açıklıyor.
- ’Ey ademoğulları! Size kendi içinizden âyetlerimi anlatacak peygamberler gelir de, kim (onlara karşı gelmekten) sakınır ve kendisini ıslah ederse onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.’(el-Âraf 7/35.)
- ’Allah ve Rasûl’üne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız da devletiniz (gücünüz) gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.’(el-Enfâl 8/46.)
- ’(Hâlâ) Bilmediler ki, kim Allah ve Rasûl’üne karşı koyarsa elbette onun için içinde ebedî kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte bu, büyük rüsvalıktır.’(et-Tevbe 9/63.)
- ’Onlar (mümin erkek ve kadınlar) Allah ve Rasûl’üne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. İşte büyük kurtuluş da budur.’(et-Tevbe 9/71.)
- ’... (İnanmayanlar) Bundan sonraki amellerinizi Allah da görecektir, Rasûl’ü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.’ (et-Tevbe 9/93.)
Hz. Allah’a hiçbir şeyin gizli kalmadığını ve ispatı için âhirette tek tek gösterileceğini anlıyoruz.
- ’Ey îman edenler! Allah’a itaat edin, Rasûl’üne de itaat edin. Kendi amellerinizi (her türlü ibadetlerinizi) boşa çıkarmayın.’(Muhammed 47/33.)
- ’Ey îman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinden fazla yükseltmeyin, birbirinize bağırdığınız gibi Peygamber’le yüksek sesle konuşmayın. Öyle yaparsanız siz farkında olmadan amelleriniz boşa gider.’(el-Hucurât 49/2.)
- ’Allah ve Rasûl’üne îman edin. Sizi kendisine halife kılıp, sarf etme yetkisi verdiği şeylerden harcayın. Sizden îman edip de (Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükafat vardır.’(el-Hadîd 57/7.)
- ’Allah ve Rasûl’üne îman edenler, (evet) işte onlar Rab’leri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar da cehennem adamlarıdır.’ (el-Hadîd 57/19.)
- ’Ey îman edenler! Allah’tan korkun ve peygamberine inanın ki o size rahmetinden iki kat versin. Ve size ışığında yürüyeceğiniz nur lütfetsin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan ve esirgeyendir.’(el-Hadîd 57/28.)
- ’De ki: ’Allah’a itaat edin, Peygamber’e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki; Peygamber’in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ) görevini yapmak, sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber’e düşen sadece açık seçik duyurmaktır.’(en-Nûr 102/54.)
- ’Namazı kılın, zekatı verin, Peygamber’e itaat edin ki merhamete nail olasınız.’ (en-Nûr 102/56.)
Ona Uyan Kurtulur
Özlenen Rehber Dergisi 26. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.