Özlenen Rehber Dergisi

20.Sayı

Şaban-ı Şerif ve Ramazanın Başlangıcı*

Şaban-ı Şerif
Hadis-i şerifte buyruluyor: ’Recep Allah’ın, Şaban benim, ramazan ise ümmetim ayıdır. (Şaban günahları siler, Ramazan ise oruç tutanları temizler.) (1) ’Şaban, Recep ile Ramazan arasında bir aydır. Fakat insanlar ondan gafildirler. Halbuki Şabanda kulların amelleri Rabbü’l-âlemine yükselir. Şaban ayında ben de oruçlu olduğum halde amelimin Allah’a yükselmesini severim.’ (2)

Şaban Ayında Yapılması Faydalı Olan Ameller
1- Şabanda çokça Kur’an-ı Kerim okunmalıdır: Enes b. Malik der ki: ’Rasûlullah (s.a.v)’in Ashâb-ı Kiram’ı Şaban’ın hilalini görünce mushaf-ı şerif üzerine kapanıp Kur’ân-ı Kerîm okumaya devam ederlerdi. Müslümanlar bu ayda da mallarının zekatını çıkarıp, Ramazan-ı şerifte oruç tutanlara kuvvet ve kudret bahşetmek için fakir, miskin ve zayıflara verirlerdi.’
2- Şaban ayında çokça oruç tutmalıdır: ’Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, muharrem ayında (tutulan) oruçtur. Farz namazından sonra da en faziletli namaz da gece namazıdır.’(3) buyrulmaktadır. Şaban ayında tutulan oruçların sevabı Ramazandan başka aylarda tutulan oruçların sevabından daha eftal ve sevimlidir.
3- Bu ayda salavat-ı şerife getirmeye devam edilmelidir: ’Elbette ki, Allah ve melekleri, peygamber üzerine salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât ve selam okuyun.’(4) ’Bir kimse benim üzerime bir salat etse, Allah Teâlâ o kimseye on salât eder, onun on hatasını yok eder, on da derecesini yükseltir.(5)
4- Bu ayda mümkün olduğu kadar sünnetlere riayet edilmelidir: Allah Teâlâ ayet-i kerimede şöyle buyurur: ’(Ey Muhammed) de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin.’(6)
5- Bu ayda zekatlar hesaplanıp verilmelidir.
6- Berat Kandili (Şaba’nın 15. gecesi) ifa edilmelidir: Allah-ü Teâlâ buyuruyor: ’Biz Kur’ân-ı Kerîm’i mübarek gecede indirdik. O gece hikmet inceliği taşıyan her iş ayır edilir.’(7) Peygamber Efendimiz de buyuruyor ki: ’Ey Âişe, sen bu gecede ne olduğunu bilir misin? Bu sene içinde doğacak her çocuk bu gecede deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı taksim olunur amel ve işleri Allah Tela’nın huzuruna çıkarılır. Herkes ancak Allah Teâlâ’nın rahmetiyle cennete girer. Bu sebepten dolayı Şaban ayına muhabbet ederim.’(8)
’Şaban ayının yarısı olduğunda o geceyi ibadetle ihya edin, gündüzünde oruç tutun. Çünkü Allah (c.c.) o akşam grup vakti dünya semasına tecelli eder ve der ki: İstiğfar eden var mı ki? Af edeyim, rızık isteyen var mı ki? ona rızık vereyim, hastalık uğramış olan var mı ki? Ona afiyet vereyim. Var mı ki, var mı ki? diyerek sabaha kadar devam eder.’
Bu gecede aftan hariç bırakılanlar ise; ’Müşrik ve münafıklar, akrabası ile münasebeti kesenler, zinâkar kadınlardır.’(9)
Bu mübarek gecede: Gündüzün oruç tutulacak, kaza namazı olanların bu gece kaza kılmaları daha eftaldir. Bu geceye mahsus her rekatta bir Fatiha, on ihlas-ı şerife okumak suretiyle yüz rekat namaz kılınır. Bu gecede bu namazı kılan bir kimseye Cenâb-ı Hakk yetmiş defa nazar eder ve her nazar ile onun yetmiş, ihtiyacını giderir. Bu ihtiyaçların, en azı da af edilmektir.(10)
7- Ramazanı karşılamak maksadıyla oruç tutulmaz. Ramazandan önceki gün yevm-i şektir: Yine bir hadis-i şerifte şöyle buyruluyor: ’Sizden biriniz, Ramazandan bir veya iki gün evvel oruç tutmasın. Şu kadar ki, bir kimse muayyen günlerde oruç tutmayı adet edinmiş (ve bu da Ramazandan 1-2gün evveline rastlamış) ise, o kimse o gün orucunu tutsun.’(11)
8- Ramazan orucu için hilalin aranması farzdır: ’Ramazan’dan bir veya iki gün evvel oruç tutmayınız. Ayı gördüğünüzde oruç tutunuz ve ayı gördüğünüzde iftar ediniz. Hilali görmenize bulut engel olursa, (orucu) otuz güne tamamlayınız.’(12)

Ramazan’ın Başlangıcı
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), biz ümmetine Ramazân-ı şerîfin ne zaman ve nasıl tutulacağını, hadîs-i şerîfiyle açıklamıştır. İbn Ömer (r.a.)’in nakline göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Ramazan hilâlini gördüğünüz zaman oruç tutunuz ve Şevval hilâlini gördüğünüz zaman iftar ediniz (bayram yapınız). Eğer size (gökyüzü bulutlu olmaktan dolayı) hilâl gizli kalırsa artık Ramazan hilâlini (otuza tamamlamakla) takdîr ve hesap ediniz.’(13)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: ’Bir ay bâzen yirmi dokuz, bâzen de otuz gündür. Hilâli görünce oruca başlayınız, yine hilâli görünce orucu bırakınız. Hava kapalı olursa, sayıyı otuza tamamlayınız.’ (14)
Yukarıda zikredilen hadîs-i şerîflere göre Ramazanın başlangıcı, hilâlin rü’yeti ile sâbit olmazsa, Müslüman bir kişinin şehâdeti ile oruca başlanacağına dâir hadîsler vardır. Hilâli görüp Ramazan orucuna başlamak hakkında Abdullah b. Abbas (r.a.), Peygamber (s.a.v) Efendimiz’den şu hadîs-i rivâyet etmiştir: ’Bir arabî Peygamber (s.a.v)’e gelerek; ’Ben bu gece Ramazan hilâlini gördüm.’ dedi. Efendimiz ona: ’Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehâdet ediyor musun?’ buyurdu. Adam: ’Evet’ dedi. Efendimiz: ’Kalk yâ Bilâl, yarın oruç tutmaları için halka îlân yap.’ buyurdu.’ (15)
Râvî Ebû Ali demiştir ki: ’El-Velîd b. Ebû Sevr ve el-Hasan b. Ali’nin rivâyetleri de böyledir. Yâni İbn Abbas (r.a.) halkın o gece terâvîh gibi Ramazan gecelerine mahsus ibâdete kalkmaları ve oruç tutmaları için çağrıda bulundu.’ Ebû Dâvûd, Nesâî, Tirmizî, Dârekutnî, Hakim, Beyhakî ve Dârimî de bunu rivâyet etmişlerdir.
Hadîs, Ramazan hilâlini görmek meselesinde kâfirin şâhitliğinin mûteber olmadığına ve bu meselenin sübûtu için şâhidin Müslüman olduğunun bilinmesiyle yetinilebileceğine delâlet eder. Peygamber (s.a.v.) arabînin âdillik veyâ fâsıklık durumunu araştırmayıp sâdece Müslüman olup olmadığını araştırmakla yetindiğine göre, Ramazan hilâlinin şâhitliği için âdil olma şartı aranmaz da denilemez. Çünkü o arabî, buradaki kelime-i şehâdetiyle yeni Müslüman olmuş ise, bir kâfirin Müslümanlığı kabûl etmesiyle geçmişteki tüm günahları affedilir. O hâlde âdil sayılır, fâsık değildir. Şâyet arabî bu olaydan önce Müslüman olmuş ise, bütün sahâbîler âdildir. Şâhidin âdil olma şartını koşan âlimler böyle demişlerdir.
’Ramazan hilâlinin şâhitliği için âdil olmak şart değildir’ diyen âlimlerin görüşlerini yansıtan Sindî; ’Peygamber (s.a.v.)’in arabîye kelime-i şehâdetin mefhûmuna inanıp inanmadığını sorması, Müslüman olup olmadığını tahkîk etmek içindir.’ demektedir.
Hadîsten anlaşıldığına göre; hava bulutlu olduğunda, hilâli gören kişinin Müslüman olduğu tahakkuk ettiği zaman, âdil olsun olmasın, hür olsun, köle olsun, Ramazan hilâlini gördüğüne dâir şâhitliği makbûldür. Şöyle de söylenebilir: Saâdet devrindeki bütün Müslümanlar âdil idiler. Bu sebeple âdil olmayanın şâhitliğinin kabûl edilmesi gerekmez.
Hadîs, Ramazan hilâlinin görülmesi için âdil bir şâhidin şâhitliğinin kâfî olduğuna delâlet eder. Ebû Umeyr (Abdullah) b. Enes b. Mâlik (r.a), Peygamber (s.a.v.)’den şu hadîs-i şerîfi rivâyet etmiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in Ensâr’dan olan sahâbîlerinden amcalarım bana hadîs anlatarak dediler ki: ’Şevval ayının hilâli, hava bulutlu olduğu için görülemedi. Bu sebeple (Ramazanın otuzuncu günü) oruçlu olarak sabahladık. O gün akşama doğru bir cemâat gelerek, dün (akşam) hilâli gördüklerine dâir Peygamber (s.a.v.)’in yanında şâhitlik ettiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) sahâbîlerine oruçlarını bozmalarını ve yarın bayram namazlarına çıkmalarını emretti.’(16)

KAYNAKÇA
* Bu çalışma, Abdullah Fârukî el-MÜCEDDİDÎ Hazretlerinin FIKHÎ RİSALELER adlı eserinden iktibas edilmiştir. Fiav Yay. Ank. 1997, s.85-93, 111-117.
1. Geylânî, Gunyetü’t-Talibin, İstanbul 1992, s. 271 ; 2. Geylânî, a.g.e., s. 281; 3. Geylânî, a.g.e., s. 279 ; 4. Ahsab Suresi, 56 ; 5. Geylânî, a.g.e., s. 262 ; 6. Al-i İmaran Suresi 3/31 ; 7. Duhan Suresi 3-4 ; 8. Geylânî, a.g.e., s. 279-281 ; 9. Geylânî, a.g.e., s. 284 ; 10. Beyhaki, Şuabu’l-İman, Kesir b. Mürre’den bkz. Ramuz, s. 402 ; 11. Buhari, Savm 11; 12. Buhari, Savm 11; Müslim, Sıyam 18.19 ; 13. Buhârî/Savm: 5. Ayrıca şu hadîs kaynaklarının tercümeleri için bk. Sünen-i İbn-i Mâce, c. 2, s. 14, Hadîs no: 683. Sahîh-i Müslim, c. 3, s. 288, Hadîs no: 1080 ; 14. Nesâî/Sıyâm: 17; Ebû Dâvûd/Savm: 4; Sahîh-i Buhârî, c. 6, s. 258, Hadîs no: 908 ; 15. Tirmizî/Savm: 7; Neseî/Sıyâm: 8 ; 16. Ebû Dâvûd/Salât: 255; Neseî/Iydeyn: 2.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.