Özlenen Rehber Dergisi

18.Sayı

Eşlerin Seçimi ve Uyumu

Derya DAĞ Özlenen Rehber Dergisi 18. Sayı
İslâm, evlilik meselesinde tam manasıyla özgürlük vermemiş, ’İsteyen istediği ile evlensin’ diyerek Müslümanları bu konuda başıboş bırakmamıştır. Bu konuda helal ve haramlarla birlikte, teşvik ve tavsiye hükümleri de bulunmaktadır.
İslâm dininde evlilik için maddiyat, güzellik ve asaletten çok daha önemli olan ’ahlâk’ şartı aranmaktadır. Ve bununla ilgili olarak Müslümanların kimlerle evlenip kimlerle evlenemeyeceğine dair Kur’ân-ı Kerîm’de bir çok âyet-i kerîme bulunmakta, her mevzuda olduğu gibi bu konuda da bize yol göstermektedir. Bu âyet-i kerîmelerden bir kaçı şunlardır:
’Müşrik kadınları îman edinceye kadar nikahlamayın. Hoşunuza gitse de bir müşrik bir kadından îmanlı bir cariye daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de îman edinceye kadar (kızlarınızla) nikahlamayın. Hoşunuza gitse de müşrik bir erkekten îmanlı bir köle daha hayırlıdır. Onlar (müşrikler) ateşe çağırırlar. Allah ise izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.’(1)
’Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi, Hıristiyan) yiyeceği sizlere helaldir. Sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür iffetli kadınlar da, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere mehirlerini vermeniz şartıyla size helaldir. Kim inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O âhirette de ziyana uğrayanlardandır.’(2)
Tevbe etmedikleri müddetçe; ’Zina eden erkek, zina eden veya müşrik bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.’(3) Veya, zina günahına tevbe etmemekle beraber, sürekli de zina ile meşgul olan kimselere ancak kendileri gibi zinâkar, günahkar eşler layıktır.
’Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; iyi ve temiz kadınlar iyi ve temiz erkeklere, iyi ve temiz erkekler iyi ve temiz kadınlara yaraşır. Bu sonuncular (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktır. Bunlar için bir bağışlanma ve kerim (üstün) bir rızık vardır.’(4)
Konuyla ilgili olarak okuduğumuz âyet-i kerîmelerde dikkate almamız gereken diğer bir husus; kadın erkek ayrımı yapılmadan bütün emir, nehiy veya teşviklerin genele şâmil kılınamayacağıdır.
Âyet-i kerîmelerden açıkça anlayacağımız gibi evlilik hususunda kadın için ayrı, erkekler için ayrı hükümler vardır. Mesela; Mâide sûresi 5. âyet-i kerîmesinde Ehl-i Kitap’tan (Yahudi, Hıristiyan) bir kadın ile Müslüman bir erkeğin evlenebileceği, Müslüman bir kadının ise Ehl-i Kitap’tan bir erkekle asla evlenemeyeceği hususu açıkça belirtilmiştir. Tabi ki bu hükmün kendi şartlarında gözlemleyebileceğimiz hikmetli nedenleri bulunmaktadır.
Rasûlullah (s.a.v.)’in evlilikle ilgili hadîs-i şerîflerinin de Müslümanlar tarafından dikkate alınması gerekir. Bu hadîs-i şerîflerden bazıları şunlardır:
’Kadın dört hasleti için nikahlanır: Malı için, hasep ve nesebi için, güzelliği için, dini için. Sen dindar olanını seç de huzur bul.’(5)
’Kadınlarla güzellikleri için evlenmeyiniz. Çünkü güzellikleri kendilerini felakete götürebilir. Malları için de evlenmeyin. Çünkü malları onları baştan çıkartabilir. Fakat onlarla dinleri için evleniniz. Allah’a yemin ederim ki siyah, kulağı delik ve dindar bir cariye (diğerlerinden) daha faziletlidir.’(6)
Bu hadîs-i şerîflerde üzerinde durulan nokta; evlenirken asıl amacımızın ne olduğudur. Tercihimiz nedir? Güzellikse, mutlaka sonunda kaybolacak; malsa, elinden her an çıkabilir; asaletse, hiç garantisi yok. Fakat bizlerin Müslümanlar olarak yapmamız gereken; âyet-i kerîmelerde de belirtildiği gibi Allah katında üstünlüğün takvada olduğunu bilmek ve evlenirken de tercihte ilk sıraya din ve ahlâk güzelliğini koymak. Asıl mutluluğu da din ve ahlâk güzelliğinde aramaktır.
İyi bir âile kurma ve âilenin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi noktasında, yaptırım gücü erkeğe nispeten az olan veya erkeğe nazaran dezavantajlı olan müslüman bir kadının olumsuz duruma düşmemesi ve bu dezavantajını bir avantaj haline getirebilmesi, kendisinden daha dindar olan müslüman bir erkekle evlenmesine bağlıdır.
Anne ve babaların bu hususa dikkat etmeleri, iş, güç, güzellik veya makam gibi sebeplerle kendilerini ve kızlarını ateşe sürüklememeleri gerekir. Anne ve babaların bu konudaki sorumluluklarıyla ilgili olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
’Dininden ve ahlâkından razı olduğunuz bir kimse kızınıza talip olursa kızınızı ona nikahlayınız. Eğer yapmazsanız yeryüzünde fitne ve fesat olur.’(8)
Kızlarının dünya ve âhirette hayırlarla karşılaşmasını dileyen bütün anne ve babaların bu hadîs-i şerîfi dikkate almaları, dünyalık yönünden fakir olmasına rağmen din ve ahlâk boyutunda zengin olan müslüman bir erkek, kızlarına talip olduğu zaman evlenmelerine olumlu bakmaları ve kararı kızlarına bırakmaları gerekir.
Evlenecek olan kadın ve erkek arasındaki kültür farklılıkları ise dikkate alınması gereken bir diğer husustur. Çünkü eşler arasındaki kültür farklılıkları bazı durumlarda önemli sorunlara neden olabilmektedir. Müslüman eşler için sorun olabilen bu kültür vakıası, hiç şüphesiz ki İslâmî kültürden ziyade, yaşanılan çevreden ve günümüzdeki eğitim sistemlerinden kaynaklanmaktadır.
Farklı kültürlere ve dünya görüşlerine sahip iki kişinin evlenmesi demek, temeli baştan yanlış atılmış bir evlilik demektir. Eşler arasındaki bu kültür farkı olaylara bakış açısını, dünyayı anlama ve yorumlamayı farklılaştırmakta ve bunun sonucunda da çok ciddi sorunlar yaşanmasına neden olabilmektedir. Böylesi kültür farklılıklarının sorun olması, edinilen kültürden ziyade tarafların bu kültür vakıasına yaklaşım ve yorumlamalarından kaynaklanmaktadır.
Bu soruna en sağlıklı çözüm; evliliğe adım atarken eş seçiminde ya ortak kültüre sahip bir kişi tercih edilmesi ya da evlenecek olan eşlerin bu kültür vakıasını ortak bir tanım ve ortak bir değerlendirmeye tabi tutabilmeleridir. Bunu yaparken herhangi bir sorunla karşılaşmıyor ve meseleyi ortak değerlendirebiliyorlarsa evlendikleri zaman da bir sorunla karşılaşmayacakları umut edilir.

Kaynakça:
1. el-Bakara 1/221.
2. el-Mâide 5/5.
3. en-Nûr 24/3.
4. en-Nûr 24/26.
5. Buhârî, Nikah 15.
6. et-Terğîb ve’t-Terhîb, c.4, s.207.
7. K.Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, İbrahim Canan, c.2, s.204.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • İnci

    Güzel bir yazi merak ettigim bir kac konuyada deginmişsiniz ALLAH RAZI OLSUN

  • merve

    çok güzel bir yazı teşekkürler

2 kişi yorum yazdı.