Büyük âlim İbn-i Kemâl Paşa (rh.a.), kendisine ’Tasavvuf ehlinin gösterdiği tevacüd ve temayülün hükmü’ hakkında sorulan bir soru üzerine verdiği fetvasında şöyle demiştir:
’Şayet tahkike erdinse vecd hali göstermekte (vecde gelmende) hiçbir sakınca yoktur
Şayet ihlâslı isen (sağa sola) sallanmada da hiçbir beis yoktur.
Hatta ayaküstüne kalksan ve koşsan da (bu böyledir).
Mevlâsı’nın (yani Hz. Allah’ın) kendisini davet ettiği kimse için ise baş üstünde koşması hak olmuştur.
Zikredilen durumlarda ruhsat; zikir ve semâ esnasında, vakitlerini en güzel ameller için sarf eden arifler, nefislerini çirkin hallerden alıkoymaya muktedir olan salikler içindir.
Nitekim onlar, ancak İlâh (olan Allah’)tan (hak olan sözleri) dinlerler. Ve ancak O’na karşı iştiyak duyarlar.
Eğer O’nu zikrederlerse yüksek sesle ağlarlar.
Şayet ona şükrederlerse (bunu) açıktan yaparlar.
Eğer O’nu bulurlarsa bağırırlar.
Şayet O’nu müşahede ederlerse (rahata erer) dinlenirler.
Eğer O’nun yakınlık huzuruna salınırlarsa (orada) gezinirler.
Vecd (hali) tüm galebesiyle onlara galip geldiği, O’nun iradesinin kaynaklarından içtikleri zaman,
onlardan; heybet tokmaklarının dövdüğü ve (bu nedenle) yüz üstü kapaklanıp eriyen kimseler vardır.
(Yine) onlardan; kendisi için lütüf şimşeklerinin çaktığı ve (bu nedenle) hareketlenen ve bağıran kimseler vardır.
(Yine) onlardan; üzerine yakınlık ufuklarından muhabbetin doğduğu ve (bu nedenle) sarhoş olan ve kendinden geçen kimseler vardır. Bu, cevap hususunda bana varit olan şeydir. Allah Teâlâ ise doğruyu en iyi bilendir.’*
(İbn-i Âbidîn, Mecmûatu Rasâil’İbni Âbidîn, er-Risâletu’s-Sâbia el-Müsemmâ ’Şifâu’l-Alîl…’, c.1, s.172; İbn-i Âbidîn, Raddu’l-Muhtâr Ale’d-Durri’l-Muhtâr Şerhu Tenvîri’l-Ebsâr, c.6, s.409, Dâru Âlemi’l-Kutub, Riyad, 2003)
* Arapça Aslından Tercüme Eden: M.Eyüp ÖZBERK
Zikret Hakk’ı daima
Yakine erdirecek yol budur
Şayet tahkike erdin ise
Vecde gel, bir beis yoktur
İhlâsı buldun mu
Her hal sana mubah olur
Mevlâ davet eder seni
Baş üstünde koşsan da hak olur
Öyle kimseler ki sinesinde bu hali bulur
Vaktini güzel amel için sarf eden arifler
Arif olmak her yiğidin harcı mı olur
Bir de nefsini batıldan alıkoyan salikler
Nitekim onlar, hak olan sözleri dinler
Yüksek sesle ağlar O’nu zikreder
Bunu açıktan yapar O’na şükreder
O’nu bulurlarsa aşk ile nida eder
O’nu müşahede eder rahata erer
Yakınlık huzurunda salınıp seyran eder
Onlar ki
O’nun iradesinden içtikleri an
Heybet tokmakları ile dövünür
Vecd hali galip geldiği zaman
Yüzüstü kapaklanıp yerde sürünür
Onlara lütuf şimşekleri çaktığı an
Yerinde duramaz Hakk’ı haykırır
Yakınlıktan muhabbet doğduğu zaman
Kendinden geçer Hakk’ı bağırır
Ey sual soran, dinle bu cevabı
Bunlar bana varit olan şeydir
Etmelisin ki hep, şuna imanı
Allah doğruyu en iyi bilendir
Vecd Ehli
Özlenen Rehber Dergisi 150. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.