Özlenen Rehber Dergisi

15.Sayı

Aşûre Gününün Fazileti ve Bugünde Yapılacak Sünnetler

Mustafa ULUM Özlenen Rehber Dergisi 15. Sayı
Arapça’da Aşûre kelimesi ’aşire’ den alınmadır ki ’onuncu’ anlamına gelir. Mübalağa ve tâzim ifade etmektedir. Bu sebeple muharrem ayının onuncu gününe ’onuncu’ anlamına gelen Aşûre kelimesi kullanılmıştır. Aşûre gününe bu ismin verilmesi, Allah-u Teâlâ’nın on peygambere on şeyi ikram etmesindendir, diyenler de olmuştur.
İbni Abbas (r.anhümâ) anlatıyor: ’Rasûlullah (s.a.v.) Medine’ye gelince, Yahudileri Aşûre günü oruç tutar gördü. Onlara: ’Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)?’ diye sordu.’ Bu sâlih (hayırlı) bir gündür. Allah (c.c.), o günde Benî İsrâil’i düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Hz. Mûsa o gün oruç tuttu.’ dediler. Rasûlullah (s.a.v.): ’Ben Mûsa’ya sizden daha layığım.’ buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını emretti.(1)
İbn-i Hacer bu hadis-i şeriflerle ilgili olarak şunları söyler: ’Bu Rasûlullah (s.a.v.)’in son zamanlarda verdiği bir emirdir. Aleyhi’s-Salâtü ve’s-Selam, vahîy gelmeyen hususlarda Ehl-i kitaba muvafakat etmeyi severdi. Bu, bilhassa putperestlere muhalefet eden hususlarda böyleydi. Ne zaman ki Mekke Fethedildi, İslâm dini her yerde şöhret ve üstünlük elde etti, derhal ehl-i kitaba muhalefeti de ilan etti. Bu meselede de öyle oldu. Önce: ’Biz Hz. Musa’ya sizden daha layığız.’ diyerek onlara benzemeyi tercih etti. Sonra onlara muhalefeti uygun buldu ve Aşûre’ye bir gün önceden, bir gün de sonradan ilave yapılmasını emretti.’
Hz. Aişe (r.anhâ) der ki: ’Kureyş câhiliyye devrinde Aşûre orucu tutuyordu. Bunu Rasûlullah (s.a.v.) de tutuyordu. Medine’ye (hicretle) gelince, Aşûre’yi tuttu ve oradaki Müslümanlara da tutmalarını emretti. Ramazan orucu farz edilince, Aşûre’yi terk etti. Artık dileyen tuttu, dileyen tutmadı.’(3) Bu hususta İbn-i Hacer, İkrime (r.a.)’den nakledilen şu rivayeti işittiğini kaydeder: ’İkrime (r.a.)’e Kureyş’in câhiliyye devrinde oruç tutma hususu sorulunca demiştir ki: ’Kureyş, câhiliyye devrinde bir günah işledi. Bu onların çok ağırlarına gitti. Onlara, ’Aşûre orucu tutun, bu günahlarınıza keffâret olur.’ denmiş, (onlar da tutmaya başlamışlardır).’(4)
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin Aşûre orucu tuttuğuna dâir Hz. Hafsa (r.anhâ) validemizden şöyle nakledilir: ’Dört şey var ki, Rasûlullah (s.a.v.) yaşadığı müddetçe bunları hiç bırakmadı: 1- Aşûre orucu 2- Zilhicce’den on gün (oruç) 3- Her aydan üç gün (oruç) 4- Sabah namazından önce iki rekat (sünnet). (5)
Selef-i Sâlihîn (Rahimehumullah) çocuklarına Aşûre günü, bu güne olan hürmetlerinden dolayı, yemek yedirmezdi. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz bu gün (Aşûre günü) hurmayı mübarek tükürüğü ile ıslatır çocuklara çiğnetirdi. Çocuklar Rasûlullah (s.a.v.)’in mübarek tükrüğü bereketi ile doyar, akşama kadar hiçbir şey yemezlerdi. Denildi ki, vahşî hayvanlar bile, Aşûre günü bir şey yemezler. Zühretü’r-Riyâd kitabında diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.) Aşûre günü tuzağa düşmüş bir geyiğe rastladı. Geyik, Rasûlullah’dan, gidip yavrularını emzirip akşamdan sonra dönmesine avcının izin vermesi için şefaat etmesini istedi. Avcı, Rasûlullah’ın geyiğe gündüz, akşam olmadan dönmesini söylemesini istedi. Geyik, bu gün Aşûre günüdür. Bu güne hürmeten yavrularımızı gündüz emzirmeyiz dedi. Avcı: Yâ Rasûlallah! Bu geyiği sana hibe ettim.’ dedi. Rasûlullah (s.a.v.)’de geyiği salıverdi. (6)

Aşûre Gününde Yapılacak Sünnetler:
1. Aşûre günü ile ilgili olarak bütün hadis-i şerifler göz önünde bulundurulduğunda ihtiyaten Muharrem ayının 9, 10 ve 11’inci günlerinde oruç tutmak daha uygun gözükmektedir. Bu günlerde oruç tutmak müstehaptır. Ebû Katâde (r.a.) der ki: ’Rasûlullah (s.a.v.)’e ’Aşûre günü oruç tutmanın hükmü sorulunca: ’...Geçmiş senenin günahına keffaret olur.’ buyurdu.(7) İbn-i Mâce’de geçen rivayette ise Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz: ’Allah’ın Aşûre günü orucunu, gelecek senenin günahlarına keffaret kılacağını umuyorum.’ buyurmuşlardır.
2. Aşûre günü ailesine bol infakta bulunulmalıdır. Ebû Hureyre (r.a.)’den Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: ’Her kim âilesi ve çocuklarına Aşûre günü bol infakta bulunursa, Allah Teâlâ senenin diğer gülerinde ona bol rızık verir.’(8) Bu hususta Süfyan-i Sevrî Hazretleri: ’Biz bunu (Aşûre günü kişinin ailesine infak etmeyi) denedik, aynen doğru çıktığını müşâhede ettik.’ demişlerdir.
3. Rasûlullah (s.a.v.): ’Aşûre günü bir yetimin başını okşayan kimseyi, Allah Teâlâ, yetimin her kılı için Cennet’te bir derece yükseltir.’ buyurmuşlardır.(9)
4. İmam-ı Zendusî ’Ravda’da nakletmiştir: ’Aşûre günü gusül eden, Allah Teâlâ katında annesinden yeni doğmuş gibi günahlardan temizlenir.’ buyurmuşlardır.(10)
5. Aşûre günü on Müslüman’a selam vermelidir. Rasûlullah (s.a.v.): ’Aşûre günü on Müslüman’a selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibidir.’ buyurmuştur.(11)
6. Aşûre günü sürme çekmek sünnettir. Abdullah ibn-i Abbas (r.a.)’den rivayetle Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz: ’Aşûre günü her kim sırma taşından sürme sürünürse, gözleri kat’iyen ağrımaz.’ buyurmuşlardır.(12)
7. Sadaka vermelidir. Hadis-i Şerifte: ’Aşûre günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allah Teâlâ Uhud Dağı kadar sevap verir. Bu sevap kıyamet gününde terazide, mizanda yer alır.’ buyurulmuştur.(13)
8. Aşûre günü zikir meclislerinde hazır olmalıdır. Rasûlullah (s.a.v.): ’Bir kimse bir âlimin meclisine veya Allah Teâlâ’nın zikredildiği yere Aşûre günü gelip onlarla birlikte bir saat (bir müddet) oturursa, o kimseyi Cennet’e koymayı, Allah Teâlâ kendi üzerine almıştır.’ buyurmuşlardır.(14)
9. Aşûre günü sıla-i rahim yapmalı, akrabayı ziyaret etmeli, dargınları barıştırmalı, cenazelerde hazır olmalı, hasta ziyareti yapmalı, Müslümanların yolundan eziyet veren şeyleri kaldırmalıdır.
Cenâb-ı Hakk (c.c.) bu ayın rahmetinden ve Aşûre gününün de bereketinden istifade etmeyi, kalplerimizde Ehl-i Beyt sevgisinin ziyadeleşmesini nasip ve müyesser eylesin.
Âmin.
Kaynakça:
1- Buhârî, Savm 69 ; Müslim, Sıyâm 127.
2- K. Site, c.9, s.102 ; Müslim rivayet etmiştir.
3- K. Sitte c.9, s.103; Buhârî rivayet etmiştir.
4- K. Sitte c.9, s.104.
5- Müsned, Ahmed bin Hanbel’in rivayeti.
6- Şir’atü’l-İslâm, s.218.
7- Et-Terğîb ve’t-Terhîb, c.2, s.464.
8- K. Sitte, c.9, s.240.
9- Şir’atül- İslâm, s.219
10- A.g.e., aynı yer.
11- A.g.e., aynı yer.
12- Hâkim, Müstedrek’inde rivayet etmiştir.
13- Şir’atül-İslâm, s. 219.
14- A.g.e., aynı yer.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.