Soru:
İftitah tekbiri alırken ’Allâhu Ekber’ cümlesinde lafz-ı celaldeki ’hu’ ince mi kalın mı okunur? Kalın okunursa ve biz bunu ince okursak namaza bir zarar verir mi?
Cevap:
Lafz-ı celallerdeki ’hu’lar kesreli olmadığı zaman, yani dammeli ve fethalı olduğunda kalın okunur. Kalın okunduğunda ’u’ ile nutkedilir. Namazda veya namazın haricinde ’ü’ ile nutkedildiğinde herhangi bir zararı olmaz.
Soru:
Zekerden gelen zevk suyu gusül abdesti almayı gerektirir mi? Bu suyun çeşitleri ve gerektirdiği şeyler nelerdir?
Cevap:
Meni; şehvetin artması halinde dışarıya çıkan yoğun sudur. Uyku veya uyanıklık halinde iken bakışla, cimayı düşünerek, sarılma, öpme, kucaklaşmayla, canlı veya cansız bir insan ya da hayvan ile fiilen ilişkide bulunarak erkeğin zekerinden lezzet ve tazyik ile (fışkırarak) çıkan meni guslü gerektirir.
Hanımıyla oynaşıp öptükten sonra lezzet duymadığı halde menisi gelen erkeğe gusül gerekir.
Hastalık, sırta vurma, yüksekten atlama vs. gibi sebeplerden dolayı meni gelecek olursa gusül gerekmez.
Uyku halinde meni akması (ihtilam olma) halinde gusül gerekir. Yani uykusunda ihtilam olup uyandığında iç çamaşırında, vücudunda veya tenasül organının dışında ıslaklık görürse gusül gerekir.
Uyandığında tenasül organının ucunda ıslaklık bulur, fakat ihtilam olduğunu hatırlamazsa bakılır; eğer uyumadan önce alet-i intişar halinde ise gusül gerekmez. Ama uyumadan önce tenasül aleti intişar halinde değil ise o zaman gusül gerekir.
İhtilam olduğunu ve lezzet duyduğunu hatırlar, fakat bir ıslaklık bulamazsa gusül gerekmez.
Meni erkeğin belinden şehvetle ayrılacak olursa, erkeklik organının ucundan dışarıya çıkmadığı sürece gusletmek vacip olmaz.
Mezi gelmesi dolayısıyla gusül gerekmez. Mezi; cinsî bir tat duymaksızın ve sonrasında tenasül uzvunda bir gevşeklik görülmeksizin şehvet anında (erkeğin hanımıyla oynaşması gibi) gelen beyaza yakın ince bir sudur.
Vedi gelmesi dolayısıyla gusül gerekmez. Vedi; sidikten önce veya sonra gelen, sidikten kalın, beyaz, bulanık bir sudur. (Yüksekten atlamak, ağır yük kaldırmak gibi sebeplerden dolayı da gelebilir.)
Mezi ve vedinin gelmesi namaz abdestini bozar, sadece namaz abdesti alınması yeterlidir. (İbn-i Âbidîn; Vehbe Zuhaylî; el-İhtiyâr; el-Cezîrî; Nûru’l-Îzâh)
Soru:
Benim ablam evli ve kocası pazarda çalışıyor. Eniştemin bize borcu var, ama veremiyor. Babam da kuyumcu ve ’Ben zekâtımı kızıma vereyim, o da bana tekrar versin, borcundan düşeyim!’ diyor. Böyle yapmamız caiz midir?
Cevap:
Kişi zekâtını usul ve furuuna; yani oğluna, kızına, torunlarına, anne-babasına, dedesine ve ninesine veremez. Eğer bu kimselere zekâtını verirse, sadaka yerine geçeceğinden, kişiden zekât düşmez ve tekrar ödemesi gerekir. Ama kişi damadına zekât verebilir. Fakat zekâtı damada temlik üzere, yani hiçbir şart koşmaksızın damadın mülkiyetine ve tasarrufuna vermesi gerekir. Eğer kişi, kendisine olan borcunu ödemesi şartıyla zekâtını damadına verirse bu şart geçersiz olur ve verilen zekât malı damadın olup dilediği şekilde tasarruf eder.
Soru:
Vücuttaki hangi kıllar ne zaman temizlenir?
Cevap:
1- Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayetle, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: ’Fıtrat beştir: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, bıyığı kesmek, tırnakları kesmek, koltuk altını yolmak.’ (Buhârî, Libâs)
2- Âişe (r.anhâ)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: ’On şey fıtrattandır: Bıyığın kesilmesi, sakalın uzatılması, misvak, istinşak (burna su çekmek), mazmaza (ağza su çekmek), tırnakları kesmek, parmak mafsallarını yıkama, koltuk altını yolmak, etek tıraşı olmak, intikâsu’lmâ (istinca yapmak)." (Müslim)
Soru:
Vücuttaki hangi kıllar ne zaman temizlenir?
Cevap:
Haftada bir defa yıkanmak suretiyle bedenin temizlenmesi, tenasül uzvunun etrafındaki kılların tıraş edilmesi ve koltuk altı kıllarının yolunması sünnettir. (İbn-i Âbidîn, Alış Veriş Bahsi)
Soru:
Kıl dökücü kremler, otlar vb. şeylerle temizlik yapılabilir mi?
Cevap:
Vücut (kasıktaki ve koltuk altı kıllarının) temizliğini nevre denilen (hamam otuyla) veya tüy dökücü krem, ağda vb. şeylerle yapmak caizdir. (İbn-i Âbidîn, Alış Veriş Bahsi)
Koltuk altındaki kılların yolunması efdâl ve evladır. Lakin koltuk kıllarının tıraş edilerek temizlenmesi de caizdir. Eşbâh’ta: ’Kadının etek kıllarını yolarak temizlemesi sünnettir.’ denilmektedir. Koltuk altındaki kılların yolunmasının evla olmasının hikmeti; yolmak kılları azalttığı için kötü kokular da beraberinde azalacağı içindir. Ama tıraş etmek kılları çoğaltır ve beraberinde kötü kokularda çoğalır. (İbn-i Âbidîn, Alış Veriş Bahsi)
Soru:
Temizlik için en efdâl zaman hangisidir? Temizliğe hangi taraftan başlanılır? Cünüp iken kıllar tıraş edilir mi?
Cevap:
Vücut temizliği için en efdal vakit Cuma günüdür. Temizliği Cuma gününe tehir edince kıllar fazla uzayacaksa veya Cuma günü yapamayacaksa, Cuma gününün haricindeki günlerde temizliğini yapar. (İbn-i Âbidîn, Alış Veriş Bahsi; Fetevâyi Hindiyye, Kerahiyet Babı)
Temizliğe sağ koltuktan başlamak müstehaptır. Kasık tıraşı ise göbeğin altından başlanarak yapılır.
Cenabet hâlinde iken vücuttan kıl veya herhangi bir şeyi kesmek, özür hali hariç mekruhtur.
Soru:
Vücut temizliği için belirli bir müddet aralığı var mıdır? Bu sürede temizlik yapılmaz ise hükmü nedir?
Cevap:
Haftada bir defa yapılması müstehaptır. On beş günde bir yapılması da caizdir. Kırk günden sonra yapılması tahrimen mekruhtur. Müctebâ’da şöyle denilmektedir: ’Kırk günden fazlası mazur görülemez; kırk gün bedeninin temizlenmesini ihmal eden kişi azaba müstahak olur.’ (İbn-i Âbidîn, Alış Veriş Bahsi)
Enes b. Mâlik dedi ki: ’Tırnakların kesilmesi, bıyıkların kesilmesi, koltuk altlarının sıyrılması için bize vakit tayin edilmiştir. O da şudur ki: Kırk günden fazla bunu bırakmamalıyız.’ (İbn-i Âbidîn, Alış Veriş Bahsi; Ebu’s-Suûd; İbn-i Melek’in Şerhu’l-Meşârik’inden Müslim’den naklen)
Soru:
Vücuttaki kılları temizleme hususunda kadın erkek ayrımı var mıdır?
Cevap:
Vücuttaki kılları temizleme hususunda kadın erkek eşittir, herhangi bir ayırım yoktur.
Soru:
Makat’taki (dübürdeki) kılları izale etmenin hükmü nedir?
Makattaki kılları izale etmek, temizlemek müstehaptır. Çünkü makat, necaset mahallidir. Necaset mahalli olması hasebiyle orada biten kıllara necaset bulaşıp kalacaktır. Su ile temizlenmesi lazımdır. Lakin su ile temizlenme imkânı olmayan kimsenin bu kıllara bulaşan necaseti taş vb. şey ile isticmar yaparak temizlemesi veya sadece kâğıt vb. kullanarak temizlemesi mümkün olmayacaktır. Hatta su ile temizlenen kimse bile buradaki necaseti temizlediğinden emin olamayabilir. Bu gibi sakıncalardan dolayı makattaki kılları temizlemek müstehaptır. (Hâşiyetü’t-Tahâvî Ale-l Merâkî, Bâbu’l-Cum’a)
İmamı Nevevî şöyle demiştir: ’Kasık tıraşı hususundaki ihtilafın hâsılı, kubül (erkeğin ve kadının ön avret mahalli) ve dübürün (erkek ve kadının arka avret mahalli) etrafındaki kılların cümlesinin tıraş edilmesinin müstehap olduğudur.’ (İthâfu’s-Sâdeti’l-Muttakîn, ez-Zebîdî, Kitâbu’t-Tahâra, Kısmu’n-Nezâfe)
İbn-i Âbidîn şöyle demiştir: ’Kasıktan murat, kadın ve erkeğin avret yerindeki kıllardır. Makattaki kıllar da bunun gibidir. Hatta izale edilmeye (yok edilmeye) daha lâyıktır. Ta ki taşla taharetlenirken, çıkan pislikten bir şey yapışmasın.’ (İbn-i Âbidîn, İhram ve İfrâd Haccı Yapmanın Sıfatı Hakkında Bir Fasıl)
Soru:
Oruçluyken sarılma, öpme (yanaktan), arkasından sarılma ve vücutların birleşmesinden dolayı gelen mezi orucu bozar mı? Gusül gerektirir mi?
Cevap:
Kişinin inzal olmadan eşine yapışması, öpmesi ve eşiyle oynaşmasıyla orucu bozulmaz. Ancak kendisine güvenmeyen kişinin bunları yapması mekruhtur.
Eşlerin çıplak oldukları halde sarılmaları, dudaklarını emmeleri kendilerine güvensinler veya güvenmesinler mekruhtur.
Bakmak, düşünmek veya seyretmek yoluyla kişinin vücudundan şehvetle meni gelmesi orucu bozmaz, guslü gerektirir. Ancak bu şekilde boşalan kişinin tevbe etmesi gerekir.
Herhangi bir sebeple kişinin tenasül uzvundan çıkan mezi veya vedi orucu bozmaz ve gusül gerektirmez. Sadece namaz abdesti alması lazımdır.
Soru:
Peruk takmak caiz midir?
Cevap:
Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:
’Allah o şeytana lânet etti ve o da, ’Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım’ dedi. ’Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.’ Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz o, apaçık bir hüsrana düşmüştür.’ (en-Nisâ, 4/118–119)
İbn-i Mes’ûd (r.a)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ’Allah, dövme yapanlara, yaptıranlara, yüzlerdeki kılları alanlara, aldıranlara, güzelleşmek maksadıyla dişlerini törpüleyip aralarını ayıranlara, Allah’ın yarattığı şekli değiştirenlere lanet etsin.’ (Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Neseî, İbn-i Mâce, Ahmed)
Cenâb-ı Peygamber (s.a.v) diğer bir hadîs-i şeriflerinde ise:
’Allah, saç ekleyene, ekletene; ben yapana, yaptırana; dişlerinin başını inceltene, buna razı olana; yüzünden tüyleri aldırana, yüzündeki tüyler aldırıldığı takdirde buna rıza gösterene lanet etmiştir.’ buyurmuştur. (İbn-i Âbidîn, c.15, s.401)
Zikrettiğimiz bu vb. âyet ve hadislerden şu hükümler çıkarılmıştır:
- Kadının eklediği saç veya taktığı peruk; ister kendi saçından olsun, ister başkasının saçından olsun haramdır. Bu peruğu ister mahremlerinin yanında taksın, ister yabancı erkeklerin yanında taksın haramdır. Çünkü bu tarz insan saçından yapılmış peruğu takmak asılda haramdır.
- Kadının eklediği saç; insan saçı değil de başka bir şeyden yapılmış ise (hayvan kılı veya sentetik maddeler gibi); bu durumda peruk takmak, kadına, saçını göstermesi caiz olmayanların yanında haramdır. Kadına, saçını göstermesi caiz olanların yanında bu maddelerden yapılmış peruğu kullanması ise caizdir. Saça, örgü ve perçem yaptırma da bu hükme tabidir. Peruk konusunda her ne kadar kadınlar zikredilmiş ise de, bu husustaki hükme erkekler de tabidirler.
Soru:
Takma saç vb. şeyleri kullanmanın haram kılınmasının hikmetleri nedir?
Cevap:
1. Allah’ın yarattığı şekli değiştirmek.
2. Haram olan bakışları üzerine çekerek, cezbiyete (çekiciliğe) sebebiyet vermek. Bu da tesettürün manasını lağvetmektedir. Kadındaki saç, ziynet mahallidir. Çünkü hadîs-i şerifte beyan edildiği üzere; Allah kadınları saç, erkekleri de sakal ile süslemiştir.
3. Tezvir yani aldatma söz konusu olup haramdır.
4. İnsan saçı ekleme söz konusudur ki; insanın cüz’ünden faydalanmak haramdır.
5. Kadının takma saçla gururlanması ve güzelliğiyle övünmesi söz konusudur.
Soru:
Dövme yaptırmanın hükmü nedir?
Cevap:
Dövme yapmak ve yaptırmak haramdır.
Soru:
Kadının yüzünden kıl aldırması caiz midir?
Cevap:
Kadının yüzündeki kılları aldırması haramdır. Ancak kadın, kocasına süslenmek maksadıyla yüzündeki kılları aldırırsa bu caizdir.
Kadının yüzünde biten kıl, erkeklerdeki sakal ve bıyık derecesinde ise bu kılları aldırmak haram değil, bilakis müstehaptır.
Soru:
Kaş aldırmanın hükmü nedir?
Cevap:
Kaş aldırma da haramdır. Kadın bunu kocasının isteği üzere veya sadece kocasına süslenmek maksadıyla yapsa dahi, kadın dışarı çıktığında yüzü açık olup başkaları göreceğinden dolayı caiz değildir.
Soru:
Yüzüne estetik cerrahi yaptırması vb. fiiller doğru mudur? Bu işleri sanat edinmek caiz midir?
Cevap:
Estetik cerrahi haramdır. Ancak tedavi amaçlı yapılan estetik cerrahiler ise caizdir.
Yukarıda sayılan; saç ekleme veya peruk takma, yüzdeki kılı alma, dövme yapma, ben yapma, kaş alma, estetik yapma, güzelleşmek için dişlerin arasını açma gibi işleri sanat edinmek de haramdır. Çünkü haram şeyden elde edilen kazançta haramdır.
Belirtilen kaynaklardan başka müracaat edilen eserler:
1- İhyâ Ulûmiddîn, Temizlik Babı.
2- el-İhtiyar, Çeşitli Meseleler Babı.
3- Fetevâyi Hindiyye, Kerâhiyet Babı.
4- İslam Fıkhı, Celal Yıldırım, Günlük ve Haftalık Temizlik Babı.
5- Dört Mezhep Fıkhı, el-Cezîrî, Helaller ve Haramlar Babı.
6- Mültekâ’l-Ebhûr, c.4, s.115;
7- İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Zuhaylî, c.1, s.227;
8- İbn-i Âbidîn, c.15, s.405
Muhtelif Konular
Özlenen Rehber Dergisi 142. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.