Hz. Ali (r.a.)'in Diliyle
Özlenen Rehber Dergisi 75. Sayı
İLİMİ YÜKLENECEK ER KİŞİ! Kumeyl b. Ziyad anlatıyor;Âli b. Ebî Tâlib (r.a.) bir gün elimden tutup beni sahraya doğru götürdü. Sahraya vardığımızda oturdu, derinden içini çekerek;“Ey Kumeyl! Kalpler birer kaptır. Onların en hayırlısı en fazla alanıdır. Sana söylediklerimi iyi öğren. İnsanlar üç sınıftır: Biri, ilim ve ameli tam olan ve her yönüyle Allah yolunda olan âlimdir. Diğeri, kurtuluş yolunu arayan öğrencidir. Üçüncüsü ise, akılsız ve rezil kimselerdir ki, her bağırana tabi olur ve esen yelin peşinden gider. İlmin ışığı ile aydınlanmaz ve sağlam bir kaleye sığınmaz. İlim, servetten hayırlıdır. Çünkü ilim seni korur. Serveti ise sen korursun. İlim sarf ettikçe artar, servet ise, sarf ettikçe azalır. Âlimin sevilmesini, din herkese borç kılmıştır. İlim, sahibine sağlığında yol gösterir, ölünce de ona iyi bir isim bıraktırır. Servetin gücü, servetin elden gitmesiyle yok olur. Nice servet sahipleri vardır ki, daha sağken ölüdürler. Âlimler ise, dünya durdukça hayattadırlar. Bedenleri ortada olmasa bile hatıraları gönüllerde yaşar” dedi. Ali (r.a.) bir daha içini çekip göğsünü işaret ederek;“Burada ilim vardır. Fakat ne yazık ki, onu yüklenecek kişiler bulamıyorum. Evet, kabiliyetli ve hızlı kavrayan birisi vardır, ama güvenilir değildir. Dini dünyaya alet eder ve Allah’ın eline verdiklerini, Allah’ın kitabına karşı, Allah’ın nimetlerini de Allah’ın kullarına karşı kullanmaktadır. Bir diğeri de vardır ki, doğru yolda olanlara uyuyorsa da, hakkı yaşatmada basiretli değildir. En küçük bir şeyden dolayı, gönlünde tereddütler oluşur. Böylece ortada kalır. Ne bu tarafı ne de öteki tarafı tercih edemez hâle gelir. Kimisi de vardır ki, nefsâni arzu ve isteklerin peşinde olup şehvet duygularının esiri olur yahut da kalbinde dünya sevgisi o kadar yerleşir ki, en büyük zevki dünya malı toplayıp servet biriktirmek olur. Bu tür kimseler, din ve insanlık için yol gösterici olmaktan ziyade, şuursuz hayvanlara benzerler. Böylece de ilim sahiplerinin ölmesiyle, ilim de ölür gider. Ancak yeryüzü, Allah’ın ilim belgelerini elinde tutan kimselerden tamamen yoksun kalmaz ki, Allah’ın delil ve belgeleri işlemez duruma gelmesin. Bu tür insanlar, sayıca azdır, fakat Allah katında değerleri büyüktür. Allah böyle kimseler vasıtasıyla belgelerini korur ki, Allah’ın belgelerini başkalarına aktarsınlar. Bu kimseler, ellerindeki ilim silahıyla hakikat kalelerini açar, mide düşkünlerinin sarp görüp yürümedikleri mânâ yolunda uçarak giderler ve cahillerin ürküp kaçtıkları yücelikleri kucaklarlar. Bedenleri yeryüzünde ise de, rûhen yüce âlemdedir, İşte Allah’ın yeryüzündeki halifeleri ve insanlığın yol göstericileri bunlardır. Ah, ah bunları görmek ve arkadaş olmak ne büyük saadettir” dedikten sonra, bana “Ey Kumeyl, Allah beni de, seni de affetsin. İstersen artık gidelim” dedi. (Ebû Nuaym, Hilye, I/79; Muhammed Yusuf Kandehlevî, Hayatu’s-Sahabe)
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.