Özlenen Rehber Dergisi

152.Sayı

Bu Sene Kurbanlar Uganda'ya

Ömer Faruk EJDER Özlenen Rehber Dergisi 152. Sayı
Her yıl olduğu gibi bu sene de vakfımıza emanet edilen kurban hisseleri Ugandalı kardeşlerimize ulaştırıldı. Yıllardır bu organizasyonların içinde bulunan birisi olarak gördüm ki başta kara kıta Afrika olmak üzere Müslüman coğrafyasındaki ülkeler, ülkemizden gelen kurban yardımlarının yolunu gözlüyor olmuş. Türkiye’den mazlum coğrafyaya giden STK’lar büyük bir ihtiyacı karşılar olmuş. Yılda sadece bir kez ete erişimi olan bu mazlum insanlar, ülkemizdeki fedakâr insanların bağışları sayesinde kurban bayramını daha coşkulu kutlar olmuş.
Gittiğimiz ülkelerde Müslümanlar, nüfusun azınlığını oluşturduğundan ayırt eden dinî şiarlarımız bayramların çok sönük geçtiğine şahit olduk. Uganda’da bulunduğumuz bayram günlerinde oranın halkı tarafından herhangi bir kurban kesimine maalesef rastlayamadık. Bunun sebebini bildiğimiz halde oradaki bulunan Ugandalı kardeşimize bunu sorduğumuzda: ’Yedi kişi bir araya gelse de bir büyük baş hayvan satın alamıyor!’ cevabını aldık. Ülkede hayvan stoku bol olsa da insanların alım gücü olmadığından Türkiye’den gelen hayırseverlerin bağışlarını bekliyor olmuşlar.
Vakfımız bu sene Uganda’nın Mukonu, Gayaza ve Kampala bölgesinde kurban organizasyonunu gerçekleştirdi. Ülkemizden birçok dernek ve vakfın orada bulunması bizi çok mesut etti. Yerel derneklerle ile yaptığımız istişare ve koordinasyon neticesinde ülke genelinde bu yardımı yaygınlaştırmayı uygun gördük. Ülkemizden gelen her dernek farklı bir bölge ve şehre yönelerek yardımların da eşit dağılmasına sebep oldu. Bu şekilde aynı bölgede iki kesim bölgesi oluşturulmamış oldu.

Darbe ile iktidarı ele geçiren; Mareşal İdi Amin
Ülke hakkında kısaca da olsa bilgi verelim. Otuz beş milyon nüfusun %35’ini Müslümanlar oluşturmakta. Resmî istatistiklerde Müslümanların nüfusu ise bunun yarısı kadar gösterilmekte. Bunun sebebinin, mevcut iktidarın, Müslüman nüfusun üzerinde siyasi-sosyal baskı oluşturma gayreti olduğunu söyleyebiliriz. Ülkede yaşayan Müslümanları temsil eden ’Yüksek İslam Konseyi’ bulunuyor. Konseyin başında ülke genelinde görev yapan imamlar tarafından seçilen bir müftü bulunuyor. Ülkedeki camiler ve medreseler bu konseye bağlı olarak faaliyet göstermekte. Bu konseyin resmî olduğunu belirtmekte fayda var. Bu konseye bağlı okullardan mezun olanların diplomaları kabul edilip üniversitelerde okuyabilmekteler. Bu müesseselerin kuruluşunu sağlayan kişi de meşhur ’Mareşal İdi Amin’. İdi Amin, Uganda’da askeri bir darbe yaparak ülkeyi 1971-1979 yılları arasında yönetmiş. Olay şöyle gerçekleşmiş:
25 Ocak 1971’de Devlet Başkanı Obote’nin bir gezi için Singapur’da bulunduğu sırada, askerî darbe yaparak devlet başkanı ve silahlı kuvvetler başkomutanı oldu. 1972’de Uganda’da yaşayan bütün Asyalıların (özellikle Hintler) 90 gün içinde ülkeyi terk etmelerini sağlayarak onları sınır dışı etti. Onların yerine ülkedeki Müslüman azınlığı ve akrabalarını, Hintlerden kalan üretim araçlarının başına getirdi. Uganda’yla İsrail arasındaki ilişkilere son vererek Libya ve Filistin’in yanında yer aldı. Bu duruma tepki olarak 1973’te ABD ve 1976’da İngiltere Uganda’daki temsilciliklerini kapattılar. 1976’da da kendisini ömür boyu devlet başkanı ilan etti. Genellikle aşırı milliyetçi bir tutum takındı. Temmuz 1976’da Filistinliler tarafından kaçırılan ve içinde İsrailli ve başka Yahudi yolcuların bulunduğu bir Fransız yolcu uçağının Uganda’ya inmesine izin vererek olaya doğrudan karıştı. İsrailli özel kuvvetlerin düzenlediği operasyonda biri dışında tüm rehinelerin kurtarılması, İdi Amin’in prestijini büyük ölçüde zedeledi.1
Konuştuğumuz Müslüman halk onu, kendilerine yaptığı hizmetten dolayı takdir etmekte. Ortopedi doktoru olan Muhammed beyin onun hakkında çok olumlu kanaate sahip olduğunu gördük. Dış basında ’yamyam diktatör’ olarak lanse edilmesinin, kimliğinin Müslüman oluşundan ötürü olduğunu öğrendik. Günümüzde Müslümanların elde ettiği kazanımların onun ülkeyi yönettiği yıllarda gerçekleştiğini öğrendik Muhammed beyden.

Gayaza kurban eti dağıtımı…
Bayramın birinci günü ikinci kesim bölgesi Gayaza kenti idi. Bu kente gündüz geç saatlerde vardık. Kesimi caminin avlusunda gerçekleştirdik. Ancak biz daha camiye varmadan önce dağıtımdan faydalanacak kimseler saatlerdir bizleri bekliyordu. Vakıf gönüllülerimizin gelmesiyle yüzlerin sürurla dolduğunu görmek Müslüman kardeşliği için söze hacet bırakmayan bir manzara idi.
Bekleyenler arasında 50’li yaşlarda bir öğretmen vardı ve bizim ile Arapça lisanıyla tanışarak, kendisinin Irak’ta İslamî eğitim aldığını, ülkemizi de 1980’li yıllarda ziyaret ettiğini söyledi. İslam hukuku eğitimi alan Ugandalı hocamız hâlihazırda bir medresenin başında talebe okutmakta. Bizi saatlerce beklemesinin sebebi ise o talebelere birkaç kilo da olsa et götürebilmekti. Vekâletlerimizi süratle kasaba verip kesimlerimizi o gün bitirip dağıtıma geçtik.
Afrika’da farklı kent, köy ve kasabalara ulaşmak uzun zaman aldığı için genelde kesimlerimizi birkaç bölgede yoğunlaştırıyoruz. Kurban etinden hisse ayrılanları kesim bölgesine çağırmak suretiyle hem vakit hem de kolaylık elde etmiş oluyoruz. Kurban hisseleri arasında medreseleri de ihmal etmiyoruz. Zira bu medreselerde din eğitimi veriliyor.
Din eğitimi veren kurumlar, fakir halkın katkısı, Müslüman ülkelerin STK’ları ve diğer bağışçıların katkısıyla hizmetlerini sürdürüyor. Bu bakımdan bu okulların din hizmetlerini sürdürebilmeleri için desteklenmesi hayati bir durum arz ediyor. Bu arada Ugandalı birçok öğrencinin Türkiye’deki üniversitelerde eğitim aldığını bizimle Türkçe konuşmaya başlayınca öğrendik. Lise, üniversite ve doktora eğitimi alan onlarca öğrenci ülkemizde burslu eğitim görmekte. Türkiye’nin Afrika’ya olan açılımının bir parçası olan bu programlar sayesinde hem ülke halkları hem de ümmet kardeşliği bilincinin ileri seviyeye ulaşacağı kanaatindeyiz.

Kampala kurban eti dağıtımı…
Bayramın ikinci günü kalan hisselerimizi başkent Kampala’nın kenar mahallelerinde gerçekleştirdik. Burada biraz nüfus yoğunluğu fazla olduğundan dağıtım da akşam saatlerine kadar uzadı. Sığırların parçalarını kapışırken görmek, insanların ete ne kadar hasret kaldıklarının bir göstergesi idi adeta. Her ülkede olduğu gibi, kesimlerimizi etrafı duvar ve tel örgülerle çevirili alanda gerçekleştiriyoruz. Organizasyonda gönüllü Ugandalı kardeşimiz bize ’eğer açık alanda kurbanları kesersek insanlar birbirlerine ciddi manada zarar verebilir’ dedi. Zorunlu olarak bu tedbire başvurmak en akılcı çözüm.
Cuma vakti girdiği için dağıtıma ara veriyoruz. Cuma namazı akabinde Ugandalı partner kuruluş, vakfımızın tanıtımını ve buraya gelme amacımızı cemaat ile paylaşıyor. Afrikalı Müslümanlar yavaş yavaş böyle yardım organizasyonları ile tanışmaya başlamışlar. Geliş amacımızın sadece kurban yardımı olduğunu öğrendiklerinde çok mutlu oluyorlar. Hisselerini Uganda’da kesen kardeşlerimize çok dua ediyorlar. Yüzlerindeki sevinci tarif etmek imkânsız elbette. Ülkemizden binlerce kilometre uzaktaki ihtiyaç sahiplerine gönderilen kurbanların, ümmet kardeşliğini pekiştiren en önemli etken olduğunun canlı şahidi oluyoruz. Allah Teâlâ Hac suresinin 37 ayetinde: ’Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na (sâdece) sizin takvanız ulaşacaktır. İşte böylece onları sizin istifadenize verdi ki, sizi hidayete erdirdiği için (tekbir getirerek) Allah’ı çokça yüceltesiniz! (Ey Rasûlüm!) Artık o iyilik edenleri müjdele!’ Biz de inanıyoruz ki hisselerini Afrika’daki muhtaç kardeşlerimize ulaştıranlar bu ayetin saikı ile hareket ediyorlar. Rabbim ecirlerini âli eylesin.


(Endnotes)
1 https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0di_Amin
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.