Mescitler Allah (c.c.)’nun evidir. Buralara ibadet maksadıyla giden bir mümin kulun dikkat etmesi gereken bazı edepler vardır. Çünkü bunu en başta evin sahibi olan Rabbü’l-Âlemîn, sâniyen de Rasûl-i Zîşân Efendimiz (s.a.v) emretmektedir.
Mescid-i Nebevî’ye ilk giden kimse evvela gusül abdesti almalıdır. Temiz elbiseler giyerek güzel kokular sürünmelidir. Sükûnet ve vakarla sağ ayakla Bâb’üs-Selâm kapısından girmelidir. Allah’a hamd ve Peygamberimize salât-ü selam getirerek içeri girmeli ve Allah rızası için 2 rekat tahiyyetü’l-mescid namazı kılmalıdır -Aslında bu namazı mescide her girildiğinde kılmak lazımdır- Sonra Peygamberimizin kabr-i şerîflerinin karşısına gider, yüzünü kabirlerin bulunduğu istikamete çevirir ve ellerini kaldırmadan selam verir, dualar okur ve üzerinde bulunan selamları arz eder. Sonra selamı Hz. Ebû Bekir (r.a.), sonra Hz Ömer (r.a.)’e verir. Daha sonra huşû ve edeple oradan ayrılır.
Medine’de kaldığı zaman içerisinde nefsinin ve şeytanın hile ve desiseleri daha da artacaktır. Bunun bir imtihan olduğunu bilmeli, zamanını Ravza’da, mümkünse Allah Rasûl’ünün ayak ucunda Kur’ân, zikir, salât-ü selam ve murakabe haliyle meşgul olarak geçirmeli. Kalbi, aklı ve bütün azaları ile oraya bağlanmalı. Kendisinin Allah Rasûl’ünün misafiri olduğunun bilincinde olmalı.
Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîflerinde: ’Bana salât-ü selam getiriniz. Çünkü salât ve selamınız bana nerede olursanız olun ulaşır.’(1)
Bir diğer hadislerinde ise: ’Kim bana bir salavât-ı şerîfe getirerek beni anarsa Allah (c.c.) onu on misli ile anar.’ buyurmuşlardır.(2)
Âlemlere rahmet olan Efendimiz (s.a.v.)’in kabrini ziyaret asıl görevlerimizdendir. Peygamberimiz: ’Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, hayatımda iken beni ziyaret etmiş gibidir.(3)
’Kabrimi ziyaret eden kimseye şefaatim vacip olur.’(4) buyurmuşlardır.
Peygamberimiz (s.a.v.) Medine hakkında pek çok hadis buyurmuşlardır.
’Kim Medine ehline kötülük yaparsa o kimse tuzun suda eridiği gibi yok olur gider.’ [Hz. Câbir r.a.)]
’Bütün şehirler kılıçla fethedildi. Medine ise Kur’ân’la fethedilmiştir.’ [Hz. Âişe (r.anhâ)]
’Bütün beldelere galip gelecek bir beldeye hicretle emrolundum. Ona ’Yesrib’ diyorlar. O Medine’dir. Körüğün demirin pasını silip temizlediği gibi Medine’de kötü insanları temizleyecektir.’(5)
’Medine’de ölmeye gücü yeten orada ölsün. Zira ben Medine’de ölen kişiye şefaat ederim.’(6
Ayrıca namazlar ara vermeden muhakkak Mescid-i Nebevî’de kılınmalıdır.
’Benim bu mescidimde kılınan bir vakit namaz diğer mescitlerde kılınan bir vakit namazdan bin derece daha faziletlidir. Mescid-i Haram müstesna.’(7)
’Kim benim mescidimde hiç ara vermeden kırk vakit namaz kılarsa kendisine biri ateşten, diğer kıyamet gününün azabından olmak üzere iki kurtulma beratı verilir ve nifaktan da uzak tutulur.’ [Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivayet edilmiştir.]
Allah’ım! Senin emirlerini yaşamada ve Peygamberimizin sünnetlerine tabi olmada bize kolaylık ver. Bize dünya ve âhirette iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.
Not: Medine ile ilgili konuları işlemeye diğer sayılarımızda devam edeceğiz.
Kaynakça:
1. Kütüb-i Sitte c.7, s.153.
2. Ebû Dâvûd, Vitr 26.
3. Dârekutnî, c.2, s.278, H.No:192
4. Dârekutnî, c.2, s.278, H.No:194
5. Buhârî, Fedâilü’l-Medîne 2.
6. Tirmizî, Menâkıb, 3913.
7. Buhârî, Fazlu’s-Salât 1.
Efendimiz (s.a.v.)'i Ziyaret ve Mescit Âdâbı
Özlenen Rehber Dergisi 16. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.