Mescidde Rahatsızlık Verici Kokuları Gidermek:
Soğan ve sarımsak gibi başkalarını rahatsız edici kokularla mescide gelmek kerîh görülmüştür. Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle der: ’Rasûlullah (s.a.v.), mahallelerde (veya evlerde) mescitler inşa edilmesini ve (bu mescitlerin) temizlenmesini ve güzel koku ile kokulandırılmasını emretti.’ (Ebû Dâvûd, Salat, 13)
Hadîs-i şerîfte; ’Her kim şu bakladan (yani) sarımsaktan yerse –bir defasında da: ’Herkim soğan, sarımsak ve pırasa yerse’ buyurdu- mescidimize yaklaşmasın! Zira melekler, Âdemoğullarının eza duyduğu şeyden eza duyar.’ (Müslim, Mesâcid Ve Mevâdiu’s-Salat, 17; B.k.z., Buhârî, Ezân, 160)
Buradaki yasaklık, bu yiyeceklerin çiğ olarak yenilmesi hâlinde söz konusudur. Bunun gibi kokusu fena olan şeyleri yiyip-içmek ve kullanmak da buna göre kıyaslanmalıdır. Meselâ; soğan, sarımsak, ağır esans gibi kokuların her türlüsünden sakınılmalıdır. Bu kokuları kullanmak sünnet değil, bilakis mekruhtur. İnsanları rahatsız eden bu ve benzeri kokulardan şiddetle kaçınılmalıdır.
Camiye giden Müslüman üstüne başına çeki-düzen vermeli, rahatsız edici kokuları gidermeli, ayakları da temiz olmalı ve çorapları kirli ise giyinmekten kaçınmalı, başkalarına eziyet vermemelidir. Salik, cami ve mescitlere namaz kılmaya giderken elbise, saç-sakal, ayakkabı ve bilhassa çorap temizliğine mutlaka dikkat etmelidir. Mümkün mertebe namazları çorapsız kılmalı, çoraplar kokuyorsa ibadet yerine sokmadan dışarıda uygun bir yere bırakmalıdır.
Bu sebeple çorapsız namaz kılmanın ehemmiyetini burada vurgulamak gerekir. Şâfiîlere göre çorapsız namaz kılmak sünnettir. Bir kişi bütün haram ve helâllere dikkat edip, takva üzere yaşamaya gayret ediyorsa, hangi mezhepte olursa olsun Peygamber (s.a.v.) Efendimizin öncelikle ve daha fazla yaptığı bütün sünnetlerini yapabilir.
Tahiyyetü’l-Mescid Namazı
Ebû Katâde es-Sülemî (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Sizden biri mescide girdiği zaman oturmadan önce iki rekât namaz kılsın.’ (Buhârî, Salât, 60)
Bu namaza ’Tahiyyetü’l-mescid’ namazı adı verilir.
Vaaz Dinleme Âdâbı:
Va’z u nasihat, ilim ve zikir yapan kişilere karşı mea’l-vücut dönmek sünnet-i müekkededir. Şayet camide vaaz yapılıyorsa, o kişiye karşı tam teveccüh edip, göğsünü o kişinin tam göğsüne doğru çevirmek sünnettir. Çünkü vaaz eden Rasûlullah (s.a.v.)’in vekâleten görevini yapmaktadır. Sahâbe-i Kirâm (r.anhüm) Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz konuştuğunda mea’l-vücut teveccüh ederlerdi.
Mescidde Tesbîhat Âdâbı:
Salik, cami ve mescitlerde yapılan tesbihatta mümkün mertebe iki elinin parmaklarını kullanmalıdır.
Abdullah b. Amr (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Rasûlullah (s.a.v.)’i tesbihi eli(nin boğumlarıyla) sayarken gördüm.’ (Sahîh İbn-i Hibbân, Rekâik 8; Bkz. Beyhakî, Sünen-i Kübrâ, Salât 280; Ebû Davûd, Salât 359; Nesâî, Sehv 97 )
Eğer tespihle çekmesi gerekiyorsa, tespihleri kalkıp almalı, isteyenlere de götürüp eliyle vermelidir. Çünkü camilerde tespihlerin gelişigüzel sağa-sola atılması edebe aykırıdır.
Mescitle İlgili Umumi Adap:
Mescide giderken alınacak sevap, atılan adımlar sayısıncadır. Bir kimsenin gittiği mescit uzak ise, attığı adımlar çok ise onun ecri de daha çok olacaktır.
Namaza giderken abes işlerle uğraşılmamalı, hızlı hızlı değil, gayet sakin ve vakar içinde gidilmelidir. Ancak namaza yetişmek için hızlı yürünebilir.
Namaza giden kimse, kendisini namazda gibi bilmeli, lüzumsuz lâf etmemeli, laubali hareketlerde bulunmamalıdır.
Mescide namaz için giderken yolda duayı bir ganimet bilmelidir. Rabbinden hep hayır dilemelidir.
Mescidin kapısında iken, ayakkabılarına dikkat etmelidir. Ayakkabılarını önce bir ters çevirmelidir. Bu hareket sünnettir. Mescide girdikten sonra ayakkabılarını kıble yönünde (ayakkabı ucu kıbleye gelecek şekilde) bırakmalıdır.
Mescide kesinlikle ayakkabı ile girmemelidir. İstiğfar ederek maddî ve manevi temizlik içinde mescide girmelidir. Mescide huşu ve tevazu içerisinde girmeli, Allah’a hamd etmeli, Rasûlü’ne salâvat okumalı ve affını dilemelidir.
Mescide girdikten sonra hiç kimse ile hasımlaşmamalı, alış-veriş yapmamalı, sesini yükseltmemeli, hiçbir canlıyı öldürmemelidir.
Mescide girince mümkünse mescidi temizlemeli, her vakit güzel kokularla kokulandırmalıdır. Mescitten atacağı her pisliğin cennette hurilere mehir olacağını unutmamalıdır.
Ramazan-ı Şerif’te mümkün mertebe teravih namazları farklı camilerde kılınmalıdır. Ancak hatimle namaz kılınan bir cami bulunursa oraya devam edilmelidir.
Mescid Âdâbı -ıı-
Özlenen Rehber Dergisi 99. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.