Geliyor! Vallahi geliyor! Rahmet ayı geliyor! Bereket ayı geliyor! Kur’an ayı geliyor! Gelsin diye Habibi Ekrem’in dua ettiği Ramazan geliyor!
Duaların kabul olduğu, gözyaşlarının secdeleri ıslattığı, oruçların, sahur ve iftarların, teravih ve gece namazlarının, cömertliğin af etmenin mağfiretin ayı geliyor.
Sevgili okurlar sevinçliyiz Ramazan ayının yaklaşmasıyla, sevinçliyiz Ramazanı haber veren Şaban ile.
Bu ay ki rahmetin sağanak yağmurdan daha bol döküldüğü, cömertliğin esen rüzgârdan daha süratli ve etkili estiği af edilememenin affedilmekten çok ama çok daha zor olduğu bir aydır. Şeytanların prangalandığı, nefislerin tezkiye ve terbiye olduğu ve Cehennem’den azat olduğu bir aydır ramazan ayı
Fakat bu ay da ki bunca rahmeti celb edememe gibi bir durumda söz konusudur. Zira Rasûlullah (s.a.v.) ’Bu ayda mağfireti kazanamayanın burnu yerde sürünsün’ duasına ’âmin’ diyerek bu aydan istifade edememe tehlikesini haber vermiş ve bundan sakındırmak istemiştir.
Belki hayatımızda onlarca Ramazan gördük fakat baktığımız zaman hayatımızda değişen çok bir şey yok, hal bu ki kabul olmuş bir ibadetin en büyük göstergesi kişinin o ibadetten sonra kendi ruh dünyasında bir takım değişiklere uğramasıdır. Çünkü kabul olmuş bir ibadet insanda yakınlık nimetini artırır. Yakınlığı artan bir kul ise hayatının her bir alanında bunu hisseder ve de hissettirir.
O halde bizlere düşen rahmeti her bir zerresinde yaşanan Asr-ı Saadet Ramazanlarını yaşamaktır. Bu bağlamda Asr-ı Saadet döneminde Ramazan ayında takip edilen ahlak ve ibadetleri özetleyen Rasûlullah (s.a.v.)’in Ramazan hutbesini sizlerle paylaşmanın uygun olduğunu düşünüyorum:
Selman-ı Farisi Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Rasûl-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Şaban ayının son gününde bize okuduğu bir hutbede şöyle buyurdu:
Ve Peygamberimiz (s.a.v.): ’Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır.’ buyurarak bu ayın kıymetini hemen ortaya koydu ve bu ayın en mühim ve en çok ecirli ibadetini işaret etti:
’Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı.’
Azların çoğa sayılması ve hiçbir hayrın küçük görülmemesi
’Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır. Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer.’
Sabrın önemi ve neticesi
’Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennet’tir.’ Burada unutulmaması gereken bir hususta açlığın öfkeye sebep olabileceği öfkenin ise ramazanın manasını bozup sevabını gidereceğini unutmamaktır.
Yardımlaşmaya teşvik
’Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü’minlerin rızkını arttıracak aydır.’
İftar verme ve bunda Allah’ın rızasını kast etme
’Bu ayda her kim oruçlu bir mü’mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.’
Burada niyet Allah’ın rızası olmalı kesinlikle belli kesimlerin arasında dönen gösterişte yarışırcasına gayretlerin sarf edildiği iftarlardan sakınılmalı hususen ihtiyaç sahibi yoksullar, talebeler iftar davetlileri olarak tercih edilmelidir ki karşılığını sadece Allah’tan beklediğimiz rızayı celb edebilecek gayretler sarf etmiş olalım.
Sofraya koyduğumuz yemekler değil gönlümüzde taşıdığımız niyetler…
İtibar edilen şeyin Sofraya koyduğumuz yemekler değil gönlümüzde taşıdığımız niyetlerdir nitekim ’Ya Rasûlallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz’ diyen sahabesine ’Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü’mine iftar ettirene de verir’ buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler:
’Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur.’
Şefkatli olmak
’Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.’
Tevhit ve istiğfar zikirlerini artırmak
’Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız.’
’Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime-i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah’tan mağfiret dilemenizdir.’
’Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah’tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah’a sığınmaktır.’
Havz-u Kevser’den yudumlamak
’Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennet’e girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.’( et-Tergib ve’t-Terhib, cilt no:2, s.no:94-95)
Rasûlullah'ın Dilinden Ramazan
Özlenen Rehber Dergisi 137. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.