Zengin içeriklerle dolu, ilim, ahlak ve fikir dünyamıza katkılar sunmasını arzuladığımız ve yoğun bir mesai sonrası büyük bir özveri ile hazırladığımız yeni bir sayımız ile daha karşınızdayız Rabbimize sonsuz hamd Rasulü (s.a.s.)’ne O’nun razı olduğu kadar salât ve selâm olsun.
***
Gün geçmiyor ki İslam coğrafyasında kanlar dökülmesin ve göz yaşları akmasın. İnsanın varlığı kadar eski olan Hak-Batıl mücadelesi her zaman ve mekanda farklı şekillerde de olsa varlığını devam ettiren bir olgudur. Peygamberler hep bu davanın mücadelesini vermişler. Hz. Musa (a.s.) Firavun’a karşı, Hz. İbrahim (a.s.) Nemrud’a karşı ve Allah Rasulü (s.a.s.) Efendimiz de Ebu Cehillere, Ebu Leheblere karşı hep bu ulvi hakikati haykırmışlardır.
Küfür kirli tezgahını durmadan kuruyor ve İslam’a ve müslümanlara karşı devamlı olarak iğrenç planlar sergiliyor. Dün Bosna’da, Afganistan ve Irak’ta sergilenen düşmanlık bugün Suriye ve Mısır’da piyon ve kurucuları farklı olmakla birlikte aynen sahneleniyor. Kafir Batı iki yüzlülüğünü bir kez daha gösteriyor. Zaman zaman demokrasi, insan hakları gibi cafcaflı sözler eden Batı iş kendi menfaatleri olduğunda üç maymunu oynamadan asla geri durmuyor. Dün Filistin’de Hamas’a karşı sergilenen tavır ve bugün Mısr’da izhar edilen trajı-komik durum aslında onların ne kadar düzenbaz ve egoist olduklarının en bariz göstergesidir. Batı için demokrasi çıkarlara hizmet ederse, insan hakları menfaatleri korursa, halkın iradesi zenginliklerine artı sağlarsa var olan/olabilecek olgulardır.
***
Kıyamet Alametleri’ni işledik bu ay dergimizde kapak/dosya konusu olarak. Hayat bize belli bir müddet dahilinde verilmiş bir nimettir. Dünya hayatı ahiret saadetini kazanma adına bizlere ihsan edilmiş büyük bir ganimettir. Dünya hayatı ahireti kazanma yeri olduğuna göre bizler hayatımızı ahirete dönük olarak yaşamalı, oraya hazırlanmalı ve asıl yurdumuz olan ahiret için çalışıp didinmeliyiz. Ahiret aleminin başlangıç noktası kişiler için her ne kadar kabir ise de asıl manada kıyametin kopmasıdır. Kıyametin ne zaman kopacağı ise bilinmeyen bir husustur. Evet ama Kur’an ayetleri ve Efendimiz (s.a.s.)’in hadis-i şerifleri onun öncesinde gerçekleşecek hadiseleri ve onun alametlerini bizlere haber vermişlerdir. İşte bu ay birbirinden güzel yazılarımızla siz değerli okurlarımıza bu alametleri anlatalım istedik. Nüzul-ü İsa, Deccal, Mehdi (a.s.) gibi hususları işleyelim ve sahih bir Kıyamet bilgisini sizlere verelim istedik. Her zaman olduğu gibi gayret bizden tevfik Allah’tan, biz seferden mesulüz, zafer ise Allah’tandır.
***
Son olarak bir hususu dile getirmek istiyoruz;
Biz Suriye ve Mısır’da cereyan eden hadiseleri İslam nazarından değerlendiriyor ve olayları müslümanları yakından ilgilendiren vakıalar olarak telakki ediyoruz. Yine biz İslam’ın aksiyon tarafının törpülenmesine de karşıyız. Yani müslüman sinirleri alınmış bir tip değildir. Müslüman ruhunda aksiyon bulunduran gerektiğinde malı ve canı ile bu din uğruna cihadı göze alabilecek şecaat ve yiğitliğe sahip bireydir. Bu bakımdan biz mazlumun yanında olup zalime karşı dik durmasını, inandığı değerlere sahip çıkmak uğruna her şeyi göze alabilmesini bilenlerdeniz. Bugün için Suriye ve Mısır’daki zalimlere karşı sesimizi yükseltiyoruz. Biz onlardan uzağız. Onlar da bizden uzak. Yaptıklarını tasvip etmiyoruz.
***
Son olarak Özlene Rehber Dergisi olarak başlattığımız yeni abone kampanyamızı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Temsilciliklerimizin olduğu ya da olmadığı bütün her yerde daha önce abone olmayan 25 kardeşimizi dergimize bir yıllık abone yaptıran her bir kardeşimize tablet bilgisayar hediye ediyoruz. Çünkü biz bu hayrın herkese ulaşmasını arzu ediyoruz. Bu güzellik her gönle her eve girsin istiyoruz. Bu konuda siz değerli okur ve abonelerimizden büyük bir ihtiram ve azami gayret bekliyoruz. Allah rızası için.
Yeni bir sayıda buluşmak duasıyla...
Özlenen Rehber'den...yeniden Merhaba
Özlenen Rehber Dergisi 126. Sayı
Henüz hiç kimse yorum yazmadı.