Özlenen Rehber Dergisi

85.Sayı

Peygamber Efendimizin (sav) Dilinden Dualar

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 85. Sayı
تَعَوَّذُوا بِاللّٰهِ مِنْ جَهْدِ الْبَلَاءِ ، وَدَرَكِ الشَّقَاءِ ، وَسُوءِ الْقَضَاءِ ، وَشَمَاتَةِ الْأَعْدَاءِ

Ebû Hureyre (r.a)’den rivayetle, Nebî (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Ne tahammül etmeye ne de defetmeye güç yetmeyen belanın meşakkatinden, (insanı) yakalayıp peşini bırakmayan şiddet ve zorluktan, kazanın kötüsünden, düşmanın sevinmesiyle hâsıl olacak hüzün ve kederden Allah’a sığınınız!’
(Buhâri, Kader)

Cehdü’l Belâ: İnsanın başına gelen her türlü musibetten kaynaklanan meşakkat ve zorluktur. İnsanın ne çekme¬ğe tahammülü olmadığı ne de def etmeye kudreti yetmediği şiddetli meşakkate de denir. İbn-i Ömer (r.a) bunu, çoluk çocuğun çokluğu ve malın azlığı diye açıklamıştır. Ancak hakikat şudur ki İbn-i Ömer (r.a)’in zikrettiği husus cehdü’l belâ’nın cüzlerinden sadece bir cüzdür.

------------------------------------------------
Derakü’ş-Şekâ: Ed-Derakü; yakalama, peşini bırakmamadır. Eş-Şekâu; dünyevi ve uhrevi işlerde şiddet ve zorluk olup, saadetin zıddıdır. Derakü’ş-Şekâ ise; şiddet ve zorluğun insanı yakalayıp peşini bırakmaması olup, insanı helake götüren sebebe de denilir.

Sûü’l Kadâ: Kazanın kötülüğü demek olup, bu, kötü şeyi takdir etmek değil, takdir edilmiş şeylerdeki kötülüktür. Çünkü Kaza ve Kader Allah’ın hükmü olduğundan, hepsi iyidir, güzeldir, kötü değildir. Sûü’l Kadâ; kişi hakkında, can, çocuk, din, dünya, beden, mal, aile, ahiret ve son nefeste takdir edilip de hoşuna gitmeyecek şeylerin cümlesidir. Allah’a istiâze edilip sığınılan, bunların çirkinle¬ridir.

Şemâtetü’l A’dê: Düşmanların sevinciyle hâsıl olan hüzün ve keder¬dir ki, gönülde meydana gelen teessürlerin en şiddetli olanlarındandır. Düşmanlarımın benim sevincime üzülmeleri, üzüntüme ise sevinmeleri manasına da gelir.
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz bunlardan Allaha sığınır ve ümmetine de sığınmayı öğretirdi.

Hadis-i şerifteki sözler cami sözlerdir, çünkü hoşa gitmeyen şeyler başlangıç yönünden düşünülürse ’sûü’l kadâ’, sonu (yani ahiret) bakımından düşünülürse ’derakü’ş-şekâ’ - zira asıl şekavet ahiret şakiliğidir-, yaşanması yönünden düşünülürse kişinin kendisiyle alakası bakımından ’cehdü’l belâ’, başkasıyla alakası bakımından ise ’şemâtetü’l a’dê’ düşmanının sevinmesidir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.