Özlenen Rehber Dergisi

41.Sayı

İslâm'ın İşığında ...bir Hadis & Bir Yorum...

osman şen Özlenen Rehber Dergisi 41. Sayı
عَنْ عَائِشَةَ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهَا قَالَتْ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلّٰى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
أَعْلِنُوا هَذَا النِّكَاحَ وَاجْعَلُوهُ فِي الْمَسَاجِدِ وَاضْرِبُوا عَلَيْهِ بِالدُّفُوفِ.

Âişe (r.anhâ) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
’Nikâhı ilan edin, onu mescitlerde yapın, üzerine de def vurun.’
(Tirmizî, Nikah 6.)

Çocuklarımıza, doğduklarında güzel isimler koymak, rızıklarını helalinden temin etmek, terbiyelerini İslâm’a göre vermek, zamanı gelince salih/saliha kişilerle nikâhlamak ve düğünlerini İslâm’a uygun bir şekilde yapmak her anne ve babanın görevlerindendir.

Evlilik, Allah’ın emri, Peygamber (s.a.v.)’in sünnetidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Nikah benim sünnetimdir. Kim sünnetimi terk ederse benden değildir.”(1) buyurmuştur.

Dinî hayatı koruyan, günahlara mani olan, ibadetleri olgunlaştıran, nefsi terbiye eden, namus ve şeref duygusunu güçlü tutan nikâh; Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sabittir.

Aile yuvası, Müslüman için bir saadet merkezi, sırlarını gizlediği bir hane, kendisini pek çok günah ve kötülüklerden koruyan bir sığınaktır. Evlilik, insanın sağlıklı ve düzenli bir hayata sahip olmasını sağlayan bir müessesedir.

Aile yuvasının temeli atılırken yapılan merasime “düğün” adı verilmektedir. Düğün, kız ve erkek tarafının mümkün mertebe bütün yakınlarını çağırarak onlarla birlikte olmaları, Allah’ın emri ve Peygamber’in sünneti üzere ebedî bir beraberliğe başlamaları olan evliliğin ilan edilmesidir.

Ülkemizde her gün yüzlerce düğün merasimi yapılır. Komşularımız, akrabalarımız, hatta bizler bu merasimleri düzenleriz. Bu merasimlerin İslâm’a göre olabilmesi için bazı hususlara dikkat etmemiz gerekmektedir:

Nikâhtan Önce Görüşme

Evliliğe ilk adım, evlenecek çiftlerin görüşüp tanışmaları ile başlar. Görüşmenin baş başa değil, üçüncü bir şahsın nezdinde yapılması; söz vermekten, ümit vermekten, ısrar etmekten, yalan söylemekten, karşı tarafı yükümlü bırakmaktan ve acele karar vermekten kaçınılması; nezaket, saygı ve edep çerçevesinde yapılması; gönül eğlendirmek için değil, bir sünnetin ifası için çalışılması; sayı sınırlaması bulunmamakla beraber, gereksiz ve kararı değiştirmeyecek görüşmelerden kaçınılması uygun olan davranışlardandır.

Görüşmenin akabinde hoş bir lisanla, Sünnet’e uygun bir şekilde (hamd-ü senadan ve salât-ü selamdan sonra) kız istenmelidir. İmkân nispetinde bu hayırlı iş için takvaca üstün olan bir kimse götürülmelidir.(2)

Evlenecek Eşlerde Aranan Vasıflar

• Mü’min/mü’mine olan kimselerle evlilik yapılmalıdır. Kur’ân-ı Kerim’de, “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır, Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. İman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır, Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, Cennet’e ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki öğüt alıp düşünsünler.”(3) buyrulmuştur.

• Evlilik için dindar kadın seçilmelidir. Rasûlullah (s.a.v.), ’Kadın dört hasleti için nikahlanır: Malı için, hasep ve nesebi için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur bul.’(4) buyurmuştur. Aynı zamanda damadın da dindar olmasına dikkat edilmelidir.

• Namuslu ve iffetli eşler seçilmelidir. Kur’ân-ı Kerim’de, “...Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları halinde sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin...”(5)buyrulmuştur.

Nikâhta ve Düğünde Yapmamız Gerekenler

• Düğünün amacı, evliliği halka duyurmaktan ibarettir. Peygamberimiz (s.a.v.), “Evliliğin alâmeti, nikâhın îlân edilmesidir.”(6) buyurmuştur.
• Kadınla erkek hayat boyu beraber olmak üzere nikâhlanmalıdır. Belli bir müddetle sınırlı olan nikâh meşru değildir.

• Düğünde yemek vermek sünnettir. Rasûlullah (s.a.v.), Abdurrahman bin Avf (r.a.)’ın üzerinde zâferân kokusu (düğünde sürülen koku) görünce, “Bu ne hâl?” diye sordu. Abdurrahman bin Avf (r.a.), “Bir kadınla bir miktar altını mihir vermek karşılığında evlendim.” dedi. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.), “Allah mübarek eylesin. Fakat bir koyunla da olsa düğün ziyafeti ver.”(7) buyurdu.
Hz. Enes (r.a.)’a, “Rasûlullah (s.a.v.) Zeynep (r.anhâ)’nın düğün ziyafetini ne ile yaptı?” diye sorulmuş, Hz. Enes (r.a.) da; “Rasûlullah (s.a.v.), sahabelerine doyup terk edinceye kadar ekmek ve et ziyâfeti verdi.” demiştir.(8)
Yine Nebi (s.a.v.)’in, mü’minlerin annesi Zeynep binti Cahş (r.anhâ) için velime ziyafeti verdiği ve bu ziyafette bir koyun keserek misafirlere ikram ettiği bildirilmektedir.(9)

• Düğünlerde neşe ve sevinç içinde olunmalıdır. Harama girmeksizin meşru çerçevede eğlenmeye imkân verilmeli, Rasûlullah (s.a.s.)’in; “Gayr-i meşru birleşme ile meşru evliliği birbirinden ayıran şey, def çalmak ve ilân etmektir.”(10) buyruğu unutulmamalıdır.

• Düğünlerimizde gereksiz masraflardan ve israftan kaçınılmak suretiyle evliliğin kolaylaştırılması gerekmektedir. Peygamberimiz, “Nikâhın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır.”(11) buyurmuştur.

• Evlenen çiftler tebrik edilip hayır dua edilmelidir. Ebû Hureyre (r.a.)’ın rivayetinde Rasûlullah (s.a.v.), evlenen kişileri; “Allah mübarek etsin. Tebrik ederim, Allah sizi mutlu kılsın ve sizi hayırla bir araya getirsin!”(12) şeklinde tebrik etmiştir.

• Nikâhta mümkün mertebe kız tarafı mihri aşağı tutmalı, erkek tarafı da mihri bir an önce vermelidir.

• Yukarıda zikredilen temel ölçüler çerçevesinde, imkânlar ölçüsünde ilâhîler, kahramanlık türküleri veya günün anlam ve önemini belirten ve eşler arası görev ve yükümlülükleri konu alan kısa konuşmalara yer verilebilir. Küçük parodilerle, skeçlerle, eğlendirici ve düşündürücü oyunlarla, ulvî zevkleri tahrik eden şiirlerle ve hoş vakit geçirmeye yönelik küçük çaplı yarışmalarla düğün programı zenginleştirilebilir. Harama girmemeye; nefsi tahrik edecek biçimde kadın-erkek karışık şarkı, türkü, oyun ve sair eğlencelere yer vermemeye; düğünün bütün safhalarında israf ve savurganlıktan kaçınmaya azami özen gösterilmelidir.

• Gelin, damat ve misafirlerin, kadın-erkek ayırımı yapmaksızın birbirlerinin önünde dans etmeleri, bazı alkollü içeceklerin alınması, gelinin tesettüre riayet edilmeyen elbiseler giymesi gibi dinimizde yasak olan davranışlardan kaçınmalıdır.

• Başlık parası alınması, şehevî arzuları canlandırıcı çalgıların çalınması ve düğüne iştirak etmeyen kişileri rahatsız edecek tarzda gürültü yapılması da caiz değildir. Bir taraftan meşru bir yuva kurarken, öbür taraftan gayr-ı meşru hallere kapı açılmasına fırsat tanımamalıdır.

• Bununla beraber düğün merasimlerinde helâl daire daraltılmamalı, meşru şeylere mani olunmamalı ve İslâm’ın genel kurallarına uygun eğlenceler engellenmemelidir.

“Nikâhı ilan edin, onu mescitlerde yapın. Üzerine de def vurun.’ buyuran Peygamberimiz (s.a.v.), bu hadisleriyle; nikâhın İslâmî düğünlerle ilan edilmesini, bu merasimlerde neşeli olunmasını; fakat hiçbir şekilde itaatten ayrılmayarak Cenâb-ı Hakk’ın rızasını göz önünde tutmanın gerekliliğini ifade etmiş bulunmaktadır.

Allah Teâlâ ömrümüzün hiçbir anında bizleri itaatinden ayırmasın! Hayırlı evlatlar, hayırlı ömürler ve hayırlı ameller nasip eylesin! Âmin!

Kaynakça:
1. İbn-i Mâce, Nikah 1.
2. Abdullah Fârukî el-Mücedidî, Zahiri ve Batıni Edepler.
3. el-Bakara, 2/221.
4. Buhârî, Nikah 15.
5. en-Nisâ, 4/25.
6. Nesâî, Nikâh 72.
7. Nesâî, Nikâh 74,75.
8. Müslim, Nikâh 91.
9. Buhârî, 11, 1813.
10. Tirmizî, Nikâh 6.
11. Tirmizi, Nikah III/394, h. no:1084.
12. Tirmizî, Nikâh 7.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.