Fıkıh Rehberi
Sorular & Cevaplar
İlahiyatçı, İslam Hukuku mezunu hocalarımız tarafından Kur'an ve Sünnet ışığında sorularınız cevap buluyor
Soru Detayı
Cevaplandı
Soru:

Eşine 'Dünya ahiret bacımsın' denmesinin hükmü nedir?

Dayımın oğlu olan eşim sarhoş ve sinirli iken benimle kavga ettiği bir anda bana; ''dünya ahiret bacımsın, halamın kızı olarak kalacaksın!'' dedi. bu anda ben de adetli idim. dinen durumumuz nedir?

Soru Tarihi : 19.03.2009

Cevap:
Erkek, 'dünya ahiret bacımsın' sözünü söylerken; sadece karısını kendine haram kılmak için söyleyip, boşamaya niyet ve kastetmemiş ise, Şafii ve Maliki mezhebine göre 'zıhar' olur. Zıhar sabit olunca; kadın kocasına haram olur. Erkek, keffaret verinceye kadar, karısına cinsel temasta veya cinsel temasa götürecek hareketlerde bulunamaz. Bu fiillerde bulunmak haram olur.

Zıharın keffareti ise şudur:
1- Köle azat etmek ki bu, zamanımızda bulunmamaktadır.
2- İki ay ara vermeden (60 gün) oruç tutmak.
3- Oruç tutmaya gücü yetmez ise altmış fakiri iki öğün doyurmak. Hanefi mezhebine göre ise 'zıhar' vaki olmaz; ama böyle bir söz sarf etmekle mekruh bir fiil işlemiş olur. Erkek, 'dünya ahiret bacımsın' sözünü söylerken, karısını boşamaya niyet etmiş ise, 'bain talak (boşama)' olmuş olur. Erkek bir defa boşamayı kastetmiş ise bir 'bain talak'; birden fazla boşamaya niyet etmiş ise, niyet ettiği sayı kadar talak vuku bulmuş olur. Bir defa boşamayı kastetmiş veya sayı konusunda niyeti yoksa o vakit bir 'bain talak' olmuş olacağından, karı-koca birbirlerine haram olurlar. Karı-kocadan her biri tekrar birleşmek istemeleri halinde; yeni bir nikah ve yeni bir mehir lazımdır. Tekrar birleşmeleri durumunda kocanın iki boşama hakkı kalmış olur. Dört mezhebin ittifakı ile adetli iken yapılan boşama vakidir (sahihtir); fakat adetli iken yapılan boşamanın bidat olması sebebiyle kişi günahkar olur. Hanefi mezhebinde; kızgın, öfkeli ve sarhoş iken yapılan boşama sahihtir. (Celal Yıldırım, c.3, s.1192; Fetevayı Hindiyye, c.3, s.295-c.2, s.521; İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Zuhayli, c.9, s.318-s.290; Ceziri, c.6)