Özlenen Rehber Dergisi

114.Sayı

Güncel; Ara Kan Ver, Can Ver

Mehmet DOĞAN Özlenen Rehber Dergisi 114. Sayı
Değerli dostlar;
Ramazan-ı şerefiniz mübarek olsun.
Yine Ramazan yine zulüm yine kan ve yine gözyaşı. Yaşadığımız Dünyada yine İslam coğrafyası kan gölüne dönmüş. Müslümanlar katlediliyor gözler önünde. Zalimler kan içiyor ARAKAN’da bu Ramazan gününde.
Suriye, Filistin, Mısır, Afrika vb. saymakla bitmez daha niceleri.
Size Arakan’daki zulmü aktaracağım..
Arakan mı? Bu da ne demeyin..
Peki Burma, Myanmar bir şey hatırlattı mı.?
Hala kafanızı sallayarak hayretle hatırlamak için hafızanızı yokladığınızı görüyor gibiyim.. Arakan zulüm demek, Arakan açlık demek. Arakan sömürülmek demek, tecavüze uğramak, açlık sefalet demek, mazlum demek.
ARAKAN demek İslam dinini seçerek şeref bulmuş; zalime baş kaldırışın dik duruşun adı demek.
Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar, Bangladeş, Endonezya, Çin, Hindistan, ve Malezya’ya komşu olan 1948’de kurulan, 50 milyon civarı bir nüfusa sahip olan bir ülke.
Myanmar’ın batısında Bangladeş sınırındaki Arakan (Rakhine) bölgesinde yaşayan Rohingyalı Müslümanlara, dünya kamuoyunun gözü önünde, kelimenin tam anlamıyla etnik temizlik yapılıyor. Bangladeş hükümeti de Rohingyalı Müslümanları, ekonomik sıkıntılar ve nüfus yoğunlu vb. sebeplerden dolayı ülkesine kabul etmiyor veya edemiyor.
Arakan’da yaşananlar, Myanmar hükümetinin ve Budistlerin uyguladığı şiddetin ardından Bangladeş, Pakistan, Malezya ve Suudi Arabistan’a kaçan Rohingya Müslümanlarına yönelik şiddet olaylarının temeli 1940’lı yıllara dayanıyor. Hatta daha ötesi 13. yüzyılda Kubilay Han’ın ülkeyi ele geçirmesinden itibaren yüzyıllarca huzurlu bir toplum oluşmuşken İngiliz işgallerinin ardından zulüm gören Müslümanlar ülkesi oluvermiştir.
Son elli yılda 200 bin Arakanlı’nın katledildiği tahmin ediliyor.
Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanların rakamı hakkında farklı iddialar var. Bu sayı bir milyon ile beş milyon arasında değişiyor.
’Arada kalan’ Müslümanlar, Myanmar-Bangladeş arasında varlıklarını korumaya çalışıyor, açlığa sefalete mahkum ediliyor..
Budistler tarafından, etnik temizliğe, açlığa, tecavüze şiddete uğrayan Rohingyalı Müslümanlar sesimizi duyan yok mu diyorlar.
Velhasıl dünyadaki zalimler hiç değişmedi. Yalnızca isimler farklı. Adem (a.s)’dan günümüze kadar Habil ve Kabil’in mücadelesi……. Sevgili Peygamberimiz ile Ebu Cehil’in tarafları..
Derenin aşağısında bekleyen Kurt, derenin yukarısında duran kuzuya saldıracaksa niye suyumu bulandırıyorsun der bir bahane üretmek isterse. Zamanla artan İslamî eğilimden rahatsız olan Devlet Başkanı Thein Sein diplomasi dilinde etnik temizliğe ihtiyacımız var diyor. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü tehdit ediliyor. Kendisinin bile inanmadığı altı boş şeyleri gerekçe göstererek bahaneler düzüyor.
Ey, Sein. Kim inanır ki, şunu bil ki zalimler için bahaneye gerek yok. "Zulüm yapıyoruz" de. Ne için? Cevabı biliyoruz, Müslüman oldukları için.
Çok detaya girmeyeceğim ancak bu aralar herkes bir şey yapma telaşı içerisinde. Gazetelerde Arakan daha yeni haber olmaya başladı. Görsel medya da bu katliamı haberleştirmeye başladı yeni. Müslüman uyanık olmalı kalbi ayık olmalı. Memur-sen geçen sene Ramazan ayında Somali’de baş gösteren kuraklıktan dolayı planlanmış iftarlarını iptal etmişti. Arakan için kamuoyuna yine ilk basın toplantısını yaptı. Ortak akıl ve Gazze mitingleri, Somali, Pakistan’a yardımları gibi. Hayırlı işlere lokomotif yine oldu. Şu anda Arakanlıların sesi oldu. Bu lokomotife vagonlar olunuz..
Buradan başta Başbakanımız Sayın Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Devlet Bakanı Bağışa sesleniyorum. Üç maymunu oynayan ve timsah göz yaşı döken BM, AB ve vb. teşkilatlara sesleniyorum. Arakan’da yaşananları dünya gündemine getirin, bu zulme son verdirin. Türkiye’den giden yardımların ulaşmasında zorluklar yaşanıyor. Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı torunları olarak bütün devlet imkânları seferber edilmeli. Diplomasi dili ile uluslar arası bir kamuoyu oluşturulup acilen eyleme geçilmeli. Bu acıya bir an önce son verilmedir. Daha ne kadar mümin kardeşlerimizin kurşuna dizilmesini, ırzlarına geçilmesini mi seyredeceğiz.
Allah’a hamd olsun ülkemizin insanı yaşananlara çok duyarlılık gösteriyor. Haram aylar ve Ramazan gibi mübarek bir ayda dünyanın çeşitli coğrafyalarında yaşayan Müslümanlara yönelik zulmün ve vahşetin arttığını görüyoruz. Neler yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu feryada kulak verelim!..
Yine yeniden, gerekirse bu iftar soframızda bir tabak yemek eksik olsun. İçmeyin Siyonizm’i destekleyen kolanızı, çağırmayın riya için veya fakirlerin dışında ne derler diye davet ettiğiniz orta gelirli arkadaşınızı, komşunuzu.
Ekmeğinizi, suyunuzu, aç olarak oruç tutan sabiler ile paylaşın! Ailesinin yanında ırzına geçilen Ayşeleri Fatmaları ona rağmen ’ben Müslüman’ım sahurum olmasa da iftariyelik bulmasam da’ ’ben Müslüman’ım’ diyen Arakanlılarla, zalime karşı dik duranlarla paylaşın, yardım kuruluşlarıyla yardımlarınızı gönderin.. Rabbim yaptığınız ve yapacağınız yardımları dergahı indiyyede kabulüne karin eylesin!
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.