Özlenen Rehber Dergisi

71.Sayı

Siyonist Mallarını Ne Ölçüde Boykot Edebiliriz!..

Ömer Faruk EJDER Özlenen Rehber Dergisi 71. Sayı
Siyonist Mallarını Ne Ölçüde Boykot Edebiliriz!..Hepimizin malumu, son günlerde yaşanan savaş nedeniyle bizler, yani İslâm dinine inanan mü’minler, günlük tüketimde daha duyarlı hale gelmemiz gerekmektedir. Birçoğu, İslâm ve insan düşmanı Yahudilerin patentini taşıyan tüketim mallarının içeriğinde insanların dini ve sıhhî yapılarını tehdit eden katkıların neler olduğunu bile henüz tam olarak bilemiyor olmamız bir yana Siyonistlerin kesesine kazandıracağımız paraların Müslümanlara ne tür bir ölüm aracı olarak gelebildiğini her geçen gün daha da iyi anlar olmaktayız.Aslına bakarsak, gösterilen tepkiler dur durak bilmeyen Filistin halkına uygulanmakta olan etnik ve dinî soykırımı durduramamaktadır. Bu durum, gösterilen tepkinin maalesef amacına ulaşamadığını göstermektedir. Siyonistlerin finansmanı olan çok uluslu şirketler eğer Müslümanların sırtından rant etmeye devam ediyorsa o zaman kendimize dönüp ve bakıp iç hesaplaşmaya gitmemiz gerekmekte. Hepimiz biliyoruz ki, Siyonistlere akan milyarlarca dolar sekteye veya zarara uğradığı takdirde büyük patronlar akan paraları kısmak zorunda kalacaktır. Örneğin yıllar öncesi dünyaca ünlü spor ayakkabı üreticisi, modellerinin birinde, “Allah” lafz-ı celâlesini ayakkabıya bastırmıştı. Duyarlı Müslümanlar tepkilerini dile getirdikleri zaman üretici firma dünyadaki prestijini ve pazarını kaybetmemek açısından piyasaya sürdüğü bu modeldeki ayakkabıları toplatmıştı. Ayrıca daha önce karikatür krizi baş gösterdiğinde de, Danimarka ürünü tereyağlarının ithaline bazı Arap ülkeleri tarafından yasak getirilmişti. Boykotun devam ettiği sıralarda Danimarka’daki tereyağı fabrikası aynı zamanda zarar açıklamış ve işçi çıkarmaya kadar gitmiştir. Bu da bize boykotun ne ölçüde bir silah ve koz olduğunu göstermektedir.Bazılarımız, “aman efendim, alternatif yerli mal aynı kalitede bulunmuyor ki!” demektedir. Bu sorunu çözmek için üretici, satıcı ve tüketici açısından şu ölçülere dikkat edilirse hiçbir sorun kalmayacak ve yerli ürünler revaç bulacaktır: İnsanımıza yerli malını tüketme bilinci aşılanmalı, ancak üreticilere de dini hassasiyet kazandırılmalıdır ki işine hile karıştırmasın, kendisini Yüce Allah’ın (c.c.) gördüğünü unutmasın. Ürettiği malları gereken hijyen ve titizlikle imal etmeli, hileye başvurmamalıdır. Satıcı, değerinin çok üstünde fahiş fiyat talebinde bulunmamalı ve raflarını yerli mallara tahsis etmeli, tüketici ise parasının kimlere gideceğini ve millî servet şuurunu aklından hiç çıkarmamalıdır. Amerika’da bazı hipermarketlerin üzerinde “ithal malı tüketmeye devam ettiğin takdirde, bir gün o ülkede işçi olarak çalışırsan hiç şaşma!” yazılı levhalar bulunmaktadır. Bu ibareden de açıkça anlaşılacağı üzere anlatılan hususlara şayet dikkat edilmez ise bedelini tüm toplum ödeyecektir.

Siyonist Ürünlerin BoykotuBoykotun Önemi:
Karikatür krizi baş gösterdiği günlerde Avrupa’da yeni bir etiket uygulamasına gidilmesi için karar alınmıştı. Danimarka’nın gördüğü zararı göz önüne alarak ve aynı zamanda maddi zararların telafisi için AB ülkeleri, tüm ürünlerine “Made in the EU (AB’de üretilmiştir)” damgası vurulmasını uygun görmüşlerdi. Birlik ülkelerinin ne denli hassas olduğunu bu uygulamadan anlamaktayız.Boykot yapmayı kısa vadede etkili ve nihai çözüm olarak görmemeliyiz. Uygulamayı uzun döneme yaydığımız takdirde ülke ekonomileri, ithalat-ihracat açığını da dengelemek açısından büyük ekonomik avantaj yakalayacaktır. Siyonistlerin, Müslümanlara karşı uygulamakta olduğu bu soykırım ve katliam ne ilk ne de son olacaktır. Bu açıdan baktığımız zaman, boykotun ne denli ehemmiyet kazandığını ve hayati bir mesele olduğunu anlamaktayız.
Kalabalıkların özellikle de yaşadığımız bu kış aylarında meydanlara toplanmaları, bu insanların Filistin konusundaki hassasiyetlerini bize göstermekte; ancak, İsrail ve Siyonist rejim aleyhine tertiplenen protesto ve tezahüratlar amacına maalesef ulaşamamakta. Hassasiyetlerin ve duyguların protestolar aracılığıyla ifade edilmesi olumlu bir davranış olmakla birlikte, Siyonist güçler tarafından komikçe görülmekte ve İslâm âleminin birlik açısından ne denli acziyet ve zafiyet içinde olduğunu göstermektedir.
Venezüella devleti, İsrail büyükelçisini Gazze’ye düzenlenen savaştan sonra sınır dışı etme kararı aldı. İslâm âlemini de yöneten devlet başkanları pekâlâ buna benzer karar alabilirlerdi. Venezüella’nın kaybedeceği bir çıkarı yok; fakat sözde halkının kahir ekseriyeti Müslümanlardan oluşan devletlerde diplomatik ilişkiler kesilememekte ve İsrail devleti ile var olan anlaşmaların iptal edilmesi bir tarafa yeni anlaşmalar için müzakereler yapılıp bir araya gelinmektedir.
Hepimiz çok iyi hatırlıyoruz ki, ABD Irak’ı işgal etmeden önce dünyada benzeri görülmemiş protestolar ve tezahüratlar düzenlenmişti. Protestolar özellikle batılı ülkelerde daha yoğun bir şekilde tertipleniyordu. Düzenlenen protestolar kayda değer ve ayrıca beklenen etkiyi oluşturmadı. Zira Siyonistler ve gizli dünya devletleri, kararı yıllar önceden vermiş olup sadece düğmeye basma işlemini ABD’ye bırakmışlardı. Siyonistlerin, İsviçre’nin Basel kentinde 1897’de düzenledikleri kongrede “Siyonist Protokolları” adı altında aldıkları bir dizi kararı gözden geçirirsek meseleleri daha yakından anlama şansına sahip olabiliriz.
Evet, Siyonist güçler dünyanın dört bir köşesinde ticari faaliyetlerini yoğun bir şekilde yürütmektedirler. Diğer taraftan da son yıllarda İslâm âleminde Siyonist ürünlerini boykot meselesine Müslümanlar ciddi manada olumlu yaklaşım sergilemektedirler; fakat boykotun daha etkili olabilmesi açısından katılıma maksimum düzeyde iştirak edilmesi elzemdir.

Boykotun Uygulama Metodu:
Gel gelelim uygulama metoduna. İzlenecek metot bu anlamda çok ehemmiyet arz ettiği için çok titiz bir şekilde yapılması gerekmektedir. Aşağıda izlenecek metotlar için bazı adımlar maddeler halinde sıralanmıştır: • Çevremizdeki eş-dost, akraba ve yakınlarımızı boykotun önemini anlatmak. • Boykot edilen ürünlerin alternatifi olan yerli malları tercih etmek. • Unutulmamalı ki, her Coca Cola kutusu tüketimi Filistinlilerin başına mermi olarak düşmekte. • Siyonistlerin müteyakkız olduklarını ve mütemadiyen Müslüman tüketicileri yanıltmak için alternatif mal ürettiklerini unutmamalıdır.
• Siyonistlerin, İslâm âlemine ihraç ettikleri ve bu ülkelerde ürettikleri gıda ürünlerinin genetik yapısını değiştirip, tüketenlerin uzun vadede ciddi sağlık sorunları ile karşılaşabildikleri gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.
• Boykot listesinin mümkün olduğunca umumun görebileceği yerlere asılması da faydalıdır.
Yukarıda sıraladığımız maddelere göre her fert kendine uygun adımı seçerse böylelikle genel bir dayanışma içinde olup başarılı bir şekilde boykot sürecini devam ettirmiş oluruz.
Bir araştırmanın sonucunda şu husus tespit edilmiştir: “Tüketicinin de yüksek oranda ithal mal ve hizmetleri tercih etmesiyle, yerli mal ve hizmet üretimi gerilemekte, sonucunda da işsizlik büyük oranda artmaktadır. Yabancı marka hayranlığı, ithal ürün kullanma alışkanlığı, bir ülkeyi ekonomik teslimiyete kadar götürmektedir. Yabancı mal kullandıkça, ülkede üretim düşmekte, esnaf ve sanatkârdan tutun da sanayicisine kadar ülke kan ağlamaktadır.”

Boykotu nasıl uygulayabiliriz?
Boykot, toplumun her kesimi tarafından kolayca uygulanabilir. Market ve sair alışverişlerimizde ürünün siyonist firmalara ait olup olmadığını altını çevirip baktığımızda kolaylıkla öğrenebiliriz. Duyarlı kardeşlerimizin birçoğunun vakıf olduğunu bildiğimiz bu hususta gerek internet ve gerekse diğer iletişim yollarıyla siyonistlere ait ürünlerin listelendiğine şahit olabiliriz. Biz burada bu isimleri teker teker saymayacağız, ancak bunların içerisinde birçok tanıdık marka adı özellikle dikkat çekmektedir. Belki birçoklarınca önemsiz görülebilecek bu gayret de boykotun en yaygın uygulanabilir alanlarından birisidir. Bütün kardeşlerimiz bu hususta duyarlı olmayı bir görev bilmelidir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.