Özlenen Rehber Dergisi

2.Sayı

İslam'da Ticaret ve Alış Veriş Adabı

Mustafa ULUM Özlenen Rehber Dergisi 2. Sayı
Cenab-ı Hakk (c.c.) maişet hakkında: “Yerde sizin için mai?etler (geçim yolları) hâlk ettik. Ne de az ?ükrediyorsunuz.” , “...(Muttaki kullar) Allah’ın fazlından aramak üzere ticaret veya ilim tahsili için yolculuk ederler.” buyurmaktadır.

Ticaret yapan kimsede bazı özelliklerin bulunması gerekir. Bunlar:

1- Doğruluk ve güven: Bu hususta Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz Ebû Said el-Hudrî (r.a)’den rivayetle ?öyle buyurdu: “Emin ve do?ruluktan ayrılmayan ticaret ehli, Peygamberler, sıddıklar, ?ehitler ve Sâlihlerle beraberdir.” Di?er bir hadis-i ?erifte ise: “Ticarete devam edin, çünkü rızkın onda dokuzu ticarettedir.” buyrulmu?tur.

2- Tüccarın ticarette cesur olması: Tüccarın bir i?te kazanç sa?ladı?ı zaman o i?e devam etmesidir. Enes b. Malik (r.a)’den Rasûlullah (s.a.v): “Me?ru bir i?ten helâl rızık kazanan kimse o i?e devam etsin buyurmu?lardır.”

3- Müslüman satın aldı?ını a?a?ılamaz. Sataca?ını da methetmez; ancak malını haiz oldu?u sıfatlarla methetmek, söylenmedikçe mü?terinin bunları bilmeyece?i zaman caizdir. Satılan malda söyledi?i sıfatlar yoksa sözü yalan olur.

4- Malını satarken yeminle övmemelidir: Bu yemini ister do?ru isterse yalan olsun malını satarken yemin etmemelidir. Ebû Hureyre (r.a) ‘den Rasûlullah (s.a.v):

“Ticarette yalan yemin, (tüccarın zannınca) mala ra?beti arttırır. Halbuki gerçekte kazancı giderir.” buyurmu?lardır. Satıcının yemini, mala olan ra?beti arttırsa da kazancın bereketini yok eder. Kazançta bereketin kalkması ise ?öyle izah edilebilir: Yalan söyleyerek satılan malın ayıbı mutlaka ortaya çıkar. Mü?teri, o tüccara artık kendisi u?ramayaca?ı gibi ba?kalarının u?ramasına da mâni olur. Bu, kazancın bereketini gideren bir durumdur.

5- Malının ayıbını mü?teriden gizlemez: Ukbe b. Amir (r.a.) buyurmu?tur ki: “Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur oldu?unu bildi?i halde, mü?teriye haber vermeden o malı satması haramdır.”

6- Gabn-i fâhi? (Alı?veri?te aldatma) ile mal satmaz: Malı aldı?ı fiyattan, çok fazla pahalıya satmaz. Esasen malın fiyatını piyasa belirler. Mü?teri piyasadaki çok pahalı malı satın almaz. Daha ucuz olan mala yönelir. Esnaf, tüccar da malı çok pahalıya satamaz. Fiyatlar böylelikle normale döner. Bir alı? veri? yapılırken almaya niyeti olmayan birisinin araya girip fiyatı arttırması caiz de?ildir.

Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayetle Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz: “Alıcı olmadı?ınız halde, fiyatları kızı?tırmak için mü?teri ile satıcının aralarına girmeyin.” buyurdular. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.anhüm), bir ?ey satın alırken çok pazarlık ederler, aldanmamaya çalı?ırlardı; fakat sadaka verirken çok mal ba?ı?larlardı. Bunun sebebini soran birisine ?öyle cevap verdiler: “Hibe eden Allah’u Tealânın rızası için, onun fazlından vermektedir. Bir ?ey satın alırken aldanan ise, akılsızlı?ı ve basiretsizli?inden aldanmı? olur.”

7- Alı?veri?te muhayyerlik: Alı? veri?te satıcı alıcıyı muhayyer kılar. Satıcı satı?tan vazgeçmek isterse ikalesini (satı?tan vazgeçme) kabul edip satı?ı fesh eder. Ebû Hureyre (r.a)’den Rasûlullah (s.a.v): “Kim bir Müslümanın ikalesini (yani alım satım akdini fesh etmesini) kabul ederse, Allah da onu dü?mekten kurtarır.” buyurmu?lardır. Hadis-i ?erifte Cenab-ı Hakkın, onu dü?melerden, hatalardan koruyaca?ı, hatalardan hasıl olan günahlarını affedece?i ifade edilmi?tir. İbn-i Ömer (r.a ) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.): “Alı? veri? yapanlar, birbirlerinden ayrılmadıkça (akdi bozmakta) muhayyerdirler. (serbesttirler) veya alı? veri? yapanlardan biri di?erine “muhayyersin” demi?se yine muhayyerdir.” buyurdular.

Bu hadis, alı? veri? yapanların akitten sonra birbirlerinden ayrılmadıkça satı? aktini bozup bozmamakta serbest olduklarını ifade eder. Alimler, ayrılmanın nasıl tahakkuk edece?i hususunda ihtilaf etmi?lerdir. Bir kısmı ‘bedenen’ ayrılmayı, bir kısmı da “kavlen” (sözle) ayrılmayı ölçü almı?lardır.

8- Bir ?eyi satarken hile, aldatma yok demelidir: İbn-i Ömer (r.a) anlatıyor: Bir adam Rasûlullah (s.a.v.) gelerek alı? veri?te aldatıldı?ını söyledi. Rasûlullah (s.a.v) kendisine: “Alı? veri? yaptı?ın kimseye, ‘aldatmaca yok’de.” buyurdu. Alıcı bu alı?veri?ten aldanırsa da aktinden dönemez.

9- Zengin olan Müslüman, gücü yetti?i halde borcunu geciktirmemelidir. Alacaklı da borçluya mühlet vermeli, zor durumda olan borçlusuna kolaylık göstermelidir. Büreyde el-Eslemi (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v): “Kim bir borçluya mühlet verirse, her gün için bir sadaka sevabı kazanır. Kim onun borcunu vadesi geldikten sonra tehir ederse, tehir etti?i müddetçe, her geçen gün alaca?ı mal kadar sadaka yazılır.” buyurmu?lardır. Bu sebeple Selef-i Sâlih’in (Rahimehümüllah) borçlusunun borcunu zamanında ödemesini istemezlerdi. Zira ondan sonra geçen her gün için o kadar sadaka vermi? gibi sevap almayı daha iyi görürlerdi. Enes b. Malik (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v): “Miraç gecesinde cennetin kapısı üzerinde ?u ibarenin yazılı oldu?unu gördüm: “Sadaka on misliyle mükafatlandırılacaktır.”

Ödünç para on sekiz misliyle mükafatlandırılacaktır.” Ben ey Cibril! Ödünç verilen ?ey ne sebeple sadakadan daha üstün oluyor? diye sordum. Çünkü dedi: “Dilenci (ço?u kere) yanında para oldu?u halde sadaka ister. Borç isteyen ise ihtiyacı sebebiyle talepte bulunur.” buyurdular. Abdullah b. Cafer (r.a.) anlatıyor:

Rasûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Borç, Allah’ın ho?lanmadı?ı bir ?eye ait olmadı?ı müddetçe; Allah-u Zülcelâl Hazretleri, borcunu ödeyinceye kadar borçlu ile birliktedir.” Râvi der ki: Abdullah bin Cafer, vekil harcına derdi ki: “Git benim için borç al. Zira ben, Rasûlullah (s.a.v) den bu hadisi i?ittikten sonra Allah’ın benimle olmadı?ı bir gece geçirmekten ho?lanmam.” İhtiyacı oldu?u zaman, borç istedi?inde ödeme niyetiyle istemelidir. Selef-i Sâlih’in ihtiyaçları olmadı?ı halde, bu hadisi ?eriften bereketlenmek için borç isterlerdi.

10- İ?çinin ücretini teri kurumadan ödemelidir: Abdullah ibn-i Ömer (r.a)’den rivayetle Rasûlullah (s.a.v): “İ?çiye ücretini, teri kurumadan önce veriniz.” buyurdular.

11- Ticarette faizden de sakınmalıdır: İbn-i Mesud (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v) Ribayı (Faizi) yiyene de, yedirene de lanet etti.”

12- İhtikâr yapmak haramdır: İhtikar: Malın piyasada az bulunup, fiyatının artması için bir ?eyi satın alıp, depo etmektir. Bunun sonucunda da halk zarara u?rar. İhtikar, insanların, yiyecek, elbise ve benzeri maddelerde ihtiyacı oldu?u zaman yapılırsa haram olur.

13- Alı? veri?te müsamahalı olmalıdır: Osman bin Affan (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Gerek satıcı ve gerekse alıcı iken kolaylık gösteren kimseyi, Allah cennete koydu.”

14- Ticarette erken davranmalıdır: İbn-i Ömer (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v) ?öyle dua buyurdular: “Allah’ım, ümmetime, günün ilk vakitlerinde yaptıkları i?i bereketlendir.” Tüccarın sadaka vermesi sünnettir. Bu sadakanın alı? veri? esnasında sadır olan kusurları ve hataları örtece?i mervidir.

15- Farz bir namazın vakti daraldı?ı sırada ve Cuma ezanı okunurken alı? veri? yapmak haramdır: Ahmet bin Hanbel’e göre, Allah Tealânın: “Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okundu?u zaman, Allah’ı anmaya ko?un. Alı? veri?i bırakın. Bilesiniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” Ayeti sebebi ile di?er vakit namazlarında da buna kıyas edilir.

16- Kaporalı satı? sahih de?ildir: Kaporalı satı?ın ?ekli, ?öyledir: Mü?teri bir ?ey alır ve onun fiyatının bir kısmını satıcıya verir. Alı? veri? bozulmaz ise, fiyatını öder. E?er alı? veri? gerçekle?mez ise, satıcı bu kaporayı mü?terinin ona bir hibesi olarak alır. Âlimlerin ço?u, İbn-i Mâce’nin nakletti?i: “Nebi (a.s) kaporalı satı?ı yasakladı.” hadisine dayanarak bu alı? veri?in sahih olmadı?ı görü?ündedir.

17- Alı? veri?te pazarlık: Ticaret esnasında aldatıcı fiyat teklifi yapılmamalıdır. Bu durum alı? veri?te güven ve itimadı sarsar. Gerçek fiyat söylenmelidir. Kayle Ümmü Benî Emmar (r.a) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.v.)’in yaptı?ı umrelerden birinde, kendisine Merve’de yakla?tım ve:

“Ey Allah’ın Resul’ü! Ben alıp satan bir kadınım. Bir ?eyi satın almak istedi?im zaman
arzuladı?ımdan daha dü?ük bir fiyat teklif ediyorum. Sonra yava? yava? arttırarak arzuladı?ım fiyata geliyorum. Bir ?eyi sataca?ım zaman da önce almayı arzuladı?ım fiyattan daha yüksek bir fiyat teklif ediyor, sonra yava? yava? inerek arzuladı?ım fiyata geliyorum. böyle yapmama ne dersin?” dedim. Şu cevabı verdi: “Ey Kayle! Böyle yapma. Bir ?ey satın almak istedin mi, dü?ündü?ün fiyatı söyle, sana verilsin veya verilmesin.” Peygamber Efendimiz sonra ?unu söyledi: “Bir malı satmak istedi?in zamanda versen de vermesen de yüksek fiyatı de?il satmak istedi?in fiyatı söyle.” Aynı zamanda bu hadis kadınların ticaret yapabilece?ine delildir.

Alimler kadının tesettüre riayet ederek ve fitneye sebep olmayacak ya?ta olması ?artını zikrederek kadının ticaretine cevaz vermi?ledir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.