Özlenen Rehber Dergisi

120.Sayı

Çanakkale'de Gençlerimiz

Ayhan ÖZKAN Özlenen Rehber Dergisi 120. Sayı
"O halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Kim Allah yolunda çarpışır sonra öldürülür veya üstün gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz." (Nisâ, 4/74)

’Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa dahi dünyaya dönmeyi arzu etmez. (Bundan) şehit müstesnadır. (Şehit), gördüğü (itibar ve) ikram(lar) sebebiyle dünyaya dönmeyi ve on kere öldürülmeyi temenni eder.’
(Buhârî, Cihâd, 21)

Kur’ân-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadislerinde şehitlik yüce bir makam olarak ifade edilmiştir. İslam Dinini yaymak, muhafaza etmek ve yeni nesillere aktarabilmek için müminler cihad halinde kalmışlardır. Tarihimize baktığımızda bu cihadların sayılarını ve yerlerini saymakta güçlük çekeriz. Ya bu savaşlardaki şehit ve gaziler? İşte onların sayılarını bilmemiz nerde ise mümkün değildir. Bu mücadelelerden birisi de yakın tarihimizde gerçekleşmiş olan Çanakkale Savaşı’dır.
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti konumundaki İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya’yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçlarını gerçekleştirmek için yapmıştır. İlk hedef olarak da Deniz Harekâtıyla Çanakkale Boğazı’na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır (18 Mart 1915). Bu harekât sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra İngiliz ve Fransız donanmalarının geri püskürtüldüğü 18 Mart, Çanakkale Şehitlerini Anma Günü olarak ilan edilmiştir.
İngilizler deniz harekâtıyla İstanbul’a ulaşılamayacaklarını anlayınca bir kara harekâtıyla Çanakkale Boğazı’ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planını gündeme getirmişlerdir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan İngiliz ve Fransız kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası’nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. İngiliz ve Fransız çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası’nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu’nun kuzeyinde Suvla Koyu’na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak Osmanlı savunmasını aşamamışlar ve tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.
Çanakkale Savaşları sırasında metrekareye düşen 6 bin mermi, Gelibolu Yarımadası’ndaki Özel Salim Mutlu Müzesi’nde 1 metrekarelik özel bir bölümde sergilenmektedir.
İngiltere ve Fransa ile Osmanlı ve Alman orduları arasında geçen ve iki taraftan toplam 500,000’den fazla insanın "kaybına" (ölüm, firar, esir, sakatlanma ve hastalıklar) neden olan savaşın ardından İtilaf Devletleri Çanakkale Boğazı’nı geçememiş, İstanbul’u işgal edememiştir. Pek çok tarihçi, Rusya’da zorda kalan çarlık rejiminin devrilmesinde ve I. Dünya Savaşının 2 yıl uzamasında bu olayın önemli payı olduğu görüşündedirler.
Savaşta, çok sayıda eğitilmiş insan kaybedilmesi nedeniyle cumhuriyet döneminde eğitilmiş insan sıkıntısı çekilmiştir.
Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen Galatasaray, Konya ve İzmir liseleri 1915’te tek bir mezun bile veremediler.
Çanakkale ve İstiklal Savaşı’na katılan çok sayıda çocuk yaştaki gençler, vatan savunmasında destan niteliğinde kahramanlık örnekleri sergileyerek, "meçhul çocuk askerler" olarak Türk tarihinde yerini aldı.
1909 ve 1914 yıllarında çıkarılan Askerî Mükellefiyet Kanununa göre Sultaniye (Lise) öğrencileri askere alınamaz. Ancak Çanakkale’de çok yoğun bir şekilde asker ihtiyacı vardır. Gönüllü olmak koşuluyla lise öğrencileri de askere kabul edilmeye başlanır.
Çanakkale’de 45 şehit ve 150 gazinin durumu takdire şayandır. Çünkü bunların hepsi (1909 ve 1914 Askeri Mükellefiyet Kanunu gereğince) askerlik vazifesinden ya muaf ya da tecilli tutulmuş gençlerdir. Bu şehit ve gazilerin hepsi 17-22 yaşındayken ve bir kısmı henüz mektebin lise ve orta kısmında, bir kısmıysa mezun ve İstanbul Darülfünunu veya Avrupa üniversitelerinde tahsildeyken, birbirleriyle yarış edercesine askerlik şubelerine koşmuşlar ve gönüllü olarak askere yazılmışlardı.
Bugünkü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi eski adıyla Darü’l-Fünun öğrencilerinin ise ayrı bir yeri var. 1915’te Darü’l-Fünun 1. sınıfta öğrenim gören 2 bin 500 tıbbiyeli, okullarını bırakarak Çanakkale’ye koşmuşlar, iki tümen hâlinde Geliboluya gelen gençler, bir Anzak baskını sonucu şehit olmuşlardır. Bu nedenle sonraki yıl açılışta siyaha boyanan Darü’l-Fünun, 1921 yılında hiç mezun verememiştir.
İstanbul Liseli 50 öğrenci gönüllü olarak cepheye koşar. Bu gencecik yiğitler gece yarısı cepheye intikal ederler, başlarındaki Yarbay Hasan Bey üstlerine, ’Bunlar daha yeni geldiler, biraz cepheyi tanısınlar, sabah çatışmalara girsinler’ der fakat asker ihtiyacından dolayı dinletemez. Ne hazindir ki cepheye gittikten altı saat sonra şehit olurlar. Vatanı için hiç düşünmeden canlarını feda eden 50 İstanbul Liseli şehidin ruhlarını şâd etmek için düzenlenen bir merasimde ismi söylenen her gencin arkasından, merasime gelenler, özellikle de aileleri ’Şehit, Cennet-i Âlâ’da!’ diye bağırdılar.
19 Mayıs saldırılarında Türk tarafında 10 bin kayıp (3 bin şehit, 6 bin yaralı) her bir Türk askerine 95 adet mermi isabet etti. Bu saldırıda İstanbul Tıp Fakültesi’nden 100 öğrenci ile İstanbul Lisesi’nden 50 öğrenci şehit oldu.
Çanakkale Savaşı’na gönüllü olarak katılan 50 İstanbul Sultanisi (İstanbul Lisesi) öğrencisinin şehit düştüğü haberi okula ulaşınca, geride kalan öğrenciler ağabeylerinin anısına okulun kapılarını ve pervazlarını matem rengi siyaha boyadılar. Böylece sarı-siyah okulun simgesi halini aldı.
Ancak bu öğrencilerle ilgili İstanbul Lisesi’nin arşivlerinde ve devlet arşivlerinde araştırmalar sonucunda ne bir bilgi ne de bir belgeye ulaşılabilmiştir.
Sivas Lisesi’nin son sınıf öğrencileri 1915 yılında Çanakkale Savaşı’na katılmışlar ve bir daha dönememişlerdir. Savaşa giden öğrencilerin geri dönmemesi nedeniyle 1915’te mezun verememişlerdir. O dönem Amasya, Tokat, Yozgat, Erzincan ve Malatya gibi illerden öğrencilerin de burada eğitim gördüğü bilinmektedir. Ancak o dönemde Osmanlı nüfus kayıtlarının yeterli tutulamaması ve yoğun asker ihtiyacından dolayı gönüllü askere alma işlemlerinin kayıtlara geçirilememesinden dolayı şehitlerin sayıları ve kimlikleri hakkında sağlıklı bilgilere ulaşmamız çok zorlaşmaktadır. Bununla beraber savaştan gazi olarak dönen ve savaş hatıralarını bizimle paylaşan kıymetli gazilerimizden bir kaçı şunlardır. Bu gazilerimiz daha hayatlarının baharlarında vatan için, din için, namus için askere koşmuşlar ve yıllarca da evlerine dönememişlerdir. Allah hepsinden razı olsun ve ruhları şad olsun.
Yenice-Çınarcık Köyü’nden Tahir Oğlu Ahmet. 1303 (1887) doğumlu 6 yıl askerlik yaptı, Çanakkale cephesinde ağır topçu olarak görev aldı.
Çanakkale-Sarıcaeli Köyü’nden Ahmet Fehmi Türkan 1313 (1897) doğumlu. Çanakkale Müstahkem Muharebe Okulu’nda eğitim gördü. 2. Bölükle Kilitbahir’deki Askeri Telgrafhane’de görev yaptı.
Çanakkale-Mallı Köyü’nden Şerif Ali Arslan. 1309 (1893) doğumlu. 8 sene askerlik yaptı. Çanakkale’de 9 ay görev yaptı.
Biga-Gündoğdu Bucağı’ndan Ali Demirel. 1301 (1885) doğumlu. 8 sene askerlik. Arıburnu Cephesinde 27. Alayda görev yaptı. Arıburnu Cephesinde 27. Alay’ın o meşhur aynalı tüfeklerini yaptı. Marangozdu.
Çanakkale-Kayadere Köyü’nden Apti Topal. 1315 (1899) doğumlu. 5 senede askerlik yaptı.
Eceabat-Büyük Anafartalar Köyü’nden Hakkı Tuna. 1312 (1896) doğumlu.
Çanakkale-Haliloğlu Köyü’nden Halil Koç. 1309 (1893) doğumlu. Kabatepe keşif kolunda görev aldı.
Çanakkale-Halilağa Köyü’nden Mustafa Aksoy. 1309 (1893) doğumlu. Seddülbahir’de bulundu.
Yenice-Akçakoyun Köyü’nden Hatipoğullarından Hüseyin Oğlu Mehmet Oral. 1309 (1893) doğumlu.
Biga-Gürçeşme Köyü’nden Mehmet Öztürk. 1310 (1894) doğumlu. 10 sene askerlik yaptı. Topçu olarak görev yaptı.
Çanakkale-Göle Köyü’nden Mehmet Yavaş. 1891 (1308) doğumlu. 16 yıl askerlik yaptı.
Çanakkale-Çokamlı Köyü’nden Osman Kaçmaz. 1307 (1891) doğumlu. 10 senede köyüne geldi.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.