Özlenen Rehber Dergisi

10.Sayı

Şeytanın Tuzakları

Müzeyyen KANBUR Özlenen Rehber Dergisi 10. Sayı
Şeytanla kabristanda karşıla?an adam, ?eytanı çok ne?eli bir halde görünce ?eytana sordu:

-“Bu ne hal?”

-“Altın devrimi ya?ıyorum” diye cevap verdi ?eytan. Adam anlamazlıktan geldi ve

-“Ne demek istiyorsun?” dedi. Şeytan;

-“Sen de pekala biliyorsun. Asırlarca ahir zaman dedim durdum. Şimdi artık mutluyum. O Asr-ı Saadette neler çektiğimi bir ben bilirim. Hangi sahabeyi görsem dizlerimin takat’i kesilirdi. Hele Ömer, onu görünce saklanacak delik arar, yolumu de?i?tirirdim. Daha sonrada rahat yüzü gördüm sayılmaz.

Sahabeler gitti, müçtehitler geldi. Her asırda bir kutup, bir müceddit, nice alim nice veli... Bana rahat yüzü mü gösterdiler? Geylânî gitti, Gazalî geldi. Rabbânî gitti, Mevlânâ geldi...Şimdi gün benim, devran benim” dedi. Adam sordu tekrar:

-“Milyonlarca, milyarlarca insanı nasıl yoldan çıkarıyorsun? Bunu hangi kuvvetle yapıyorsun?”

Şeytan bir kahkaha savurdu: “Allah’ın onlara verdi?i kuvvetle!”

-“Nasıl olur!?”

-“Anlatayım” dedi ?eytan: “İnsana takılan bütün aletler, duygular, verilen bütün hisler, kuvvetler hep Allah’ın ihsanı. Ben o insana Allah’ı unutturuyorum. İçine vesvese atıyor, ne lazımsa yapıyorum. Oyunlar tezgahlıyor, tuzaklar kuruyorum. Sonunda bana uyarsa, Allah’ın bu ihsanlarını benim istedi?im yönde kullanıyor. İ?te bütün mesele bu kadar basit.”

-“Demek sen Allah’ı biliyorsun?” diyerek hayretini belirtti adam. Şeytan acı acı gülerek, --“Öyle laf ediyorsun ki ?a?ıyorum” dedi.

-“Hiç bilinmeyen bir Zât’a isyan edilir mi? O’nu bilmeyen mi var? Ama kimisi Kur’ân’ı dinler emirlerine uyar. Kimisi de beni dinler, isyan yolunu tutar.”
Adam, ?eytana silahlarını sordu. Şeytan:

-“Bunları ezberlemeye hafızan yetmez” dedi. “En çok kullandıklarım dünya sevgisi, benlik davası, ?ehvet, gazap, hırs, haset, riya. Herkesin nabzına göre ?erbet veririm. Birine aldanmazsa, di?erini sunarım. Kendime ba?layıncaya kadar pe?ini bırakmam. Bunu ba?ardım mı i?im kolayla?ır. Artık ben o ki?inin ardına dü?mem. O beni takip eder.”

Şeytan onu bir kabre götürerek “Bak” dedi. Adam baktı. Topra?ın altını da, üstü gibi seyredilebiliyordu. Şeytan, “?u var ya” dedi, “bil bakalım, erkek mi kadın mı? “Ne bileyim ben” diye cevap verdi adam. Şeytan “vaktiyle” dedi, “?u kemikler bir kadına, ?u ilerideki de bir delikanlıya aitti. İkisini de rahatlıkla parma?ımda oynatıyordum. Bu kainatı, ondaki harika hadiseleri, insanın mükemmel yaratılı?ını, ölümü hesap gününü kısacası, her hakikat’i unutturdum onlara. Şehvetten ba?ka bir ?ey dü?ünmez oldular. Bir ömür boyu hayvan gibi ya?adılar. Şimdi de azap çekiyorlar.”

Mezarlıkta biraz ilerlediler. Şeytan bir ba?ka kabri gösterdi:

-“Bil bakayım, bu kemikler zengin kemi?imi, fakir kemi?imi?”

-“Kemiklerden bir ?ey anla?ılmıyor” dedi adam. Ama mezar ta?ından bu ?ahsın vaktiyle zengin biri oldu?u belli.

-“Evet” diye cevap verdi ?eytan. “Ben bu adamı servetiyle gururlandırdım. Mal sevgisi gönlünde o kadar yer etti ki, i?in birini bırakıp di?erine ko?uyor, rüyalarında bile parayla u?ra?ıyordu.

Ona rahat yüzü göstermedim. Gayr-i me?ru kazançların pe?inde ko?turdum. Zalim oldu, hırsız oldu, ma?rur oldu... Bunlar onu mahvetmeye yetti. Şimdi ilk hesabını veriyor. Şu berideki de bir fakirdi. Onu da bunun malına haset ettirdim. Kalbine kin ve nefret tohumları serptim. Bu kadarla da kalmadım, onu ruhî bunalımlara ittim. Sonunda kaderi tenkide kadar götürdüm.

O da bir ba?ka azap içinde. İ?te bir ta?la iki ku? vurmak diye buna denir” dedi. Sonra kaybolup gitti.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • halis

    şeytan dünya'yabizekötülükedip- yoldançıkartma için gönderildi

1 kişi yorum yazdı.